İdealizmin ölümü

Zeynep Gizem ŞENEL
İstanbul

HayatI temize çekmek mümkün müdür?   Düşünün bir kere, zamanda çok değil, 10 yıl geriye gidebilseniz neleri değiştirirdiniz? Ya da ‘genç kendinizle’ karşılaşsanız ona ne söylemek isterdiniz? Sakın sigaraya başlama. Asla bırakamayacaksın. O şirketin hisselerini alma. Batacak. Dedenden kalan miras da böylece çar çur olacak. Ya da belki, ‘İşine o kadar sarılma. Ailene zaman ayır. Eşin evi terk edince pişman olacaksın sonra’ veya ‘İdealist olma ne kadar çalışsan da yine de kazandığın aynı para. Hastalandığında anlayacaksın.’ vs. vs.
Rus Oyun Yazarı Mikhail Bulgakov’un kısa hikayelerinden esinlenilerek dizi dünyasına kazandırılan "Genç Bir Doktorun Not Defteri”, işte böylesi bir bunalıma değiniyor. Mad Men dizisinin yıldızı Jon Hamm ve Harry Potter serisiyle ünlenen Daniel Radcliffe bu dizide buluşuyor. Radcliffe doktorun naif genç versiyonunu canlandırıyor. 1917’de Moskova Üniversitesinden mezun olup Muryovo yakınlarındaki küçük bir köye tayin ediliyor. Genç adam burada eski doktora takıntılı Anna (Vicki Pepperdine), ebe Pelageya (Rosie Cavaliero) ve asistan Feldsher (Adam Godley) ile baş başa kalıyor. Zorlu iklim koşulları ve karşılaştığı vakalar doktoru bir buhrana sürüklüyor. Issızlığın ortasında Moskova’nın renkli, canlı havasını özlemle anıyor doktor. Bolşoy balesinde geçirdiği zamanları anlata anlata biteremiyor. Yine de taşrayı sırf şehirden daha tekdüze, dolambaçsız bir yaşam hüküm sürüyor diye hiçlik olarak betimlemek haksızlık olur. Aksine, her  gün şehirde belki de hiç karşılaşamayacağı dehşet verici olaylarla karşılaşıyor kahramanımız.  

RUH NASILNASIR TUTAR?

Hamm, 1934’de Sovyet askerleri ofisini bastığında eski günlerini hatırlamaya başlayan  yaşlı versiyon rolünü başarılı şekilde kotarıyor. Senaristler iki doktoru 1917’de karşı karşıya getiriyorlar. Uzun öyküsel yorumlardan kaçınarak seyircinin yaşlı doktorun zihnine girmesine olanak sağlıyorlar. Doktor genç versiyonunu morfinin tehlikeleri hakkında uyardığında pişmanlıkların dile gelmeye başladığını görebiliyoruz. Harry Potter’ın yıldızı, doğal  beceriksizlik, deneyimsizlik ve masumiyet halini yansıtmada oldukça başarılı. Dondurucu soğuğun yaşamı felç ettiği bir coğrafyada, hayat kurtarmayı varoluş amacı edinmiş  Vladimir Bomgard ‘ın insani durumlara karşı giderek hissizleştiğine tanık oluyoruz. İlk bakışta soğukkanlı ve bıkkın yaşlı doktorla hevesli ve heyecanlı genç versiyonu bağdaştırmak oldukça zor. Ancak, hikaye genç doktorun yaşadıklarına odaklandıkça ruhun nasıl nasır tutabildiğini anlayıp geçirilen dönüşümün izlerini daha kolay takip edebiliyoruz.

Dramanın odak noktası hiç kuşkusuz karakterin içine düştüğü iç hesaplaşma. Aslında her şeyin farkında olup kendi hayatına tepeden bakmayı başarabilen yaşlı haliyle gelecekten bihaber halde onun bencilliğine /duyarsızlığına isyan eden genç versiyonun çatışmasını izliyoruz kısa bölümler boyunca. Ve aynı Vladimir gibi  kendimize aynada bakıp soruyoruz: “ Baştan başlamak mümkün olsa neyi farklı yapardım?​”

İkinci Dünya Savaşı, ilk bölümlerde geri planda kalan silik bir fon gibi görünse de, ilerleyen dönemde giderek daha gürültülü şekilde su yüzüne çıkmaya başlı-yor. Dizi, Rus ve İngiliz ekolünün  rahat ve telaşeden uzak, soğukkanlı tavırlarını birleştiriyor; bunlara kan, trajedi, bağımlılık  gibi acı soslar ekliyor ve yine de, her nasılsa, komik olmayı becerebiliyor. Herkesin hayatında taşları yerinden oynatan zamanları  hatırlayabileceği kendinden parçalar bulabileceği bir dizi bu.  
23’er dakikalık  kısa bölümlerle kara komedi ve dram türlerini harmanlayan eğlenceli ve sarsıcı bir hikayeye imza atıyorlar Yönetmenler Alex Hardcastle ve Robert McKillop. Meraklısı için, dizinin 1. sezonu , 23 ve 30 Aralık ‘ta ikişer bölüm halinde ekranda olacak. İyi Seyirler!

Oyuncular:  Jon Hamm, Daniel Radcliffe, Adam Godley
zsenel@evrensel.net