Blok dayanışma ile güçlendiriliyor

Hasan Akbaş / Dilan Saltık

Seçim çalışmalarına 3. bölgede iki aday olarak başladıklarını, koordinasyon komitesinin değerlendirmesinin ardından Tüzel’in riski olduğunun ortaya çıktığını ve Bakırköy’ün de ona bağlandığını kaydeden Avcı, komitenin son değerlendirmesinde de riskin devam ettiğinin söylemesi üzerine parti kararı ile adaylıktan çekildiğini söyledi. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun uzun vadeli bir proje olduğunu dile getiren Avcı, önderin blok bileşenlerinin Mecliste olmasını istediğini hatırlatarak, “Blokun başarılı bir şekilde devam etmesi için Tüzel’in seçilmesi gerekiyordu” dedi. Partinin verdiği bu karar gereği adaylıktan çekildiğine değinen Avcı, “Bugüne kadar partim bana hangi görevi verdiyse onu yaptım, bugünde ‘adaylıktan çekil’ dedi. Bende örgütümün kararına uydum” diye konuştu. Bugüne kadar oy istedikleri her yere tekrar gidip Abdullah Levent Tüzel’e oy istenmesini isteyen Avcı, “Kısa bir zamanımız kaldı şimdi herkes gece gündüz bugüne kadar gittiği yerlere tekrar gidip Tüzel’e oy isteyecek. En yüksek oy oranı ile Tüzel’i seçtirmeliyiz. Benden bundan sonra sizler gibi Abdullah Levent Tüzel’in kazanması için çalışacağım” diye konuştu.

İNŞAAT İŞÇİLERİ NEDEN ‘TÜZEL’ DEDİ

Öte yandan İstanbul’un 3. Seçim Bölgesi’nde yer alan Avcılar ilçesinde sokağın nabzını tutmak için çıktığımız turda karşılaştığımız üç inşaat işçisinin seçimdeki tercihlerini ve beklentilerini sorduk. Emek Demokrasi Ve Özgürlük Blokunun 3. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Abdullah Levent Tüzel’e oy vereceklerini öğrendik. İnşaat işçilerinin sosyal güvence altına alınmasını, sigortalarının devlet tarafından karşılanmasını talep ettiklerini dile getiren işçiler, hem inşaat işçisi olmanın hem de Kürt işçi olmanın zorluğunu dile getirdiler.

İşte işçilerin söyledikleri...

Güven Karakuş: İkinci sınıf insan muamelesi görüyoruz.Hele ki Kürt bir işçi olmak ayrı bir zor. Örneğin inşaat işçilerine ne sendika, ne sigorta, ne sağlık güvencesi verilmiyor. Hastanelerde kaymakamlıklarda vs. bu türden kurumlarda hep kimliğimiz ve Kürt oluşumuz problem olmuştur. İrili ufaklı iş kazalarında hastaneye gittiğimizde kazandığımızın on katı paraları istiyorlar bu ikinci sınıf vatandaşlık değil midir? Zaten iş bulmakta hep sıkıntı çekiyoruz bize kimliğimizden ötürü iş vermeyenler oluyor. Aldığımız işlerde de bizi ucuz işçi olarak görüyorlar. Meclis kürsülerinde sanayicilerin işadamlarının zenginlerin bizleri savunmasını hiç beklemedik... Ki zaten savunduklarını da göremedik. Bu bakımdan Abdullah Levent Tüzel bizim umudumuz, gururumuzdur. Abdullah Levent Tüzel alnının akıyla Meclise girmelidir. Tek temennimiz budur.

Mehmet Fayza: Biz işçilerin talepleri elbette vardır bunları tek başına bizlerin haykırmasına dahi gerek yok. İktidar bunu görebilmeli ve adım atmalıdır. Onları biz Meclise sokuyorsak biz iktidar yapıyorsak bizler için bir şeyler yapmalılar zenginler için patronlar için savaş isteyenler için değil. Bizlerin iradelerine ana dil gibi taleplere karşı duyarlı olmalılar İleri demokrasi bir halkı bir dili reddediyorsa öyle demokrasi istemiyoruz. Abdullah Levent Tüzel bizden birisi halkların kardeşliği işçilerin birliği diyor. Adayımızı candan destekliyoruz.

Levent Yüce: 12 saat çalışıyoruz. üç beş kuruş kazanacağız diye canımız çıkıyor. Sosyal güvencemiz yok hastalansak kimin umurunda, hiçbir kurum sahip çıkmıyor. Hangisine adım atsak para ödemeden çıkamıyoruz. Hastalanmaya korkuyoruz nerdeyse Bu sektörde iş bulmak artık eskisi gibi değil zor buluyoruz inşaat şirketleri ihaleler bizlere küçük işler yapmaktan öteye götürmüyor. Dolayısıyla para kazanamıyoruz. Geçen 1 hafta içersinde iki arkadaşım iskeleden düştü. Hastanelerde annesi ve ailesi maddi manevi olarak çok zor duruma düştüler. Bizim sorunlarımızı Mecliste çözmek için orada bizim sesimiz olacağını bildiğimizden Abdullah Levent Tüzel’e inancımız tamdır. (İstanbul/EVRENSEL)