29 Aralık 2013 07:52

İrade, ifade ve vicdan vesayetleri

Rousseau “insan özgür doğar”, Hegel, “geist’in (canın, ruhun) özü özgürlüktür” diyor. Magna Carta’nın, Fransız İhtilalinin, Amerikan İnsan Hakları Bildirgesinin, Marksizmin, çağdaş hukukun dayandığı ana ilkeleri, en azından yöneldiği gayeleri (ütopyaları) özgürlük, eşitlik ve dayanışma oluşturuyor.

İrade, ifade ve vicdan vesayetleri
Paylaş

Adnan GÜMÜŞ*

Rousseau “insan özgür doğar”, Hegel, “geist’in (canın, ruhun) özü özgürlüktür” diyor. Magna Carta’nın, Fransız İhtilalinin, Amerikan İnsan Hakları Bildirgesinin, Marksizmin, çağdaş hukukun dayandığı ana ilkeleri, en azından yöneldiği gayeleri (ütopyaları) özgürlük, eşitlik ve dayanışma oluşturuyor. Rousseua’nun, eğer genel istenç özgürlük üzerine kurulmazsa, yasalar genel ilkeler ve “genel istenç” ile oluşturulmazsa, bunların zulüm olacağı yönündeki değerlendirmeleri önemli bulunuyor ki, demokratik yasaların ancak halkın özgür iradesi ile oluşturulması anlamına geliyor. Tek başına genel istenç yetmeyebilir, gayesinin de uygun olması, hak ve özgürlüklere saygılı ve onları geliştirici olması gerekiyor, özgür irade ve genel istenç olmadan bu gayelerin gerçekleştirilmesi de mümkün gözükmüyor.

Barınma, beslenme, sağlık, geçim, köy-kent gibi yaşam alan ve olanakları daha fiziki şartları oluştururken din-cami, eğitim-okul, medya, yargı, siyaset zihnin özgürleşmesinin, zekâ, akıl ve düşüncenin özgürleşmesinin temel ajanları, çoğu durumda en başta gelen kısıtları durumunda bulunuyor.

2012 VE 2013: AĞIR YILLAR

Ne yazık ki 2013’te özgür irade, bilim-sanat-düşünce özgürlükleri, vicdan özgürlüğü, bunların ifadesi ve yaşama geçirilmesinde, örgütlenme özgürlüklerinde pek çok sorun, engelleme ve kısıt yaşandı. Öncelik ve ağırlıkları dikkate alınarak, özerk-özgür irade, düşünce ve vicdan hürriyetlerini kısıtlayıcı durumları üç ana grupta ele alabiliriz.
1 - Dini İdeolojik Vesayet Ve Dini Eğitim
Bir tartışma bitmeden bir başka tartışma başlatılarak, daha doğrusu sürekli din odaklı polemik konuları gündeme sürülerek tüm toplum her alanda dini referanslara hazırlanıyor. Bunların öne çıkanlarını sayarsak;
* Din-Diyanetin öne çıkarılması, önemli temel ve açılış törenlerinin Diyanet İşleri Başkanının eşliğinde dualarla açılması, “Kutlu Doğum Haftası”nın Diyanet İşleri-Müftülüklerle ortak etkinliklerle çok yoğun ve hafta boyu okullarda kutlanması,
* Okullara mescit, üniversitelere cami…
* Mevcut müfredatın dinileştirilmesi (evrim ve hümanizma başta olmak üzere dini bakışla birebir örtüşmeyen kısımlarının elenmesi, felsefeye hikmet, biyolojiye akıllı tasarım vb. eklenmesi)
* Din derslerinin artırılması (ilkokul 4. sınıftan başlayan her yıl zorunlu din dersi ahlâk bilgisi dersine ortaokul ve liselerin tümünde geçerli Kur’an, Hz. Muhammed’in Hayatı, Temel İslam Bilgileri olmak üzere üç de seçmeli din dersi eklendi)
* Tüm ortaokullarda yapılan Merkezi Ortak Sınavda (eski adıyla SBS) din sorularının zorunlu olmak üzere eklenmesi
* YGS sınavına din sorularının eklenmesi, dahası bunun felsefe grubu sorularıyla zorunlu seçenekli olarak verilmesi (5 din sorusunu tercih eden 5 felsefe sorusunu yanıtlamadı)
* Kılık kıyafet yönetmeliği değişikliği (İmam Hatip Ortaokulu ve İmam Hatip Liselerinde tüm gün, diğer okullarda da Kur’an derslerinde başörtüsü takılmasının serbest hale getirilmesi)
* Memurların resmi görevleri esnasında dini örtünmenin serbest bırakılması
* Kız-erkek okullarının ayrılması ile ilgili konuşma ve öneriler
* Kız-erkek birlikte kalanların denetimine yönelik söylemler
* Aile imamı
* 3-5 çocuk propagandası, kürtajın zorlaştırılması
* Sanatçı ve tiyatroculara yönelik müstehcenlik tartışmaları
2 - Partizanlık Ve Siyasal, İdari, Bürokratik Vesayet
Hükümet (iktidardaki siyasi parti) merkezi ve yerel mülki yönetimin tümünde doğrudan atama, yönetim, denetim ve disiplin yetkilerini kullandığı gibi mülki idarenin dışında kalan hemen her kurum ve toplumsal oluşumu da kontrol etmeye çalışıyor. AKP yeni kararname, yasa ve yönetmeliklerle buralardaki etki ve denetimini artırıyor.
* TÜBİTAK, TÜBA, YÖK, ÖSYM, Anadolu Ajansı ve TRT’de kadrolaşma
* TMSF üzerinden bazı gazetelerin kontrol edilmesi, RTÜK üzerinden muhalif kanalların denetlenmesi ve cezalandırılması
* Gazete-televizyonların parti/hükümete yakın kuruluşlarca satın aldırılması, denetlenmesi, istenmeyen gazetecilerin kovdurulması
* Muhalif belediyelere yönelik kaynak kısıtlamaları, baskılayıcı-zorlayıcı denetim ve soruşturmalar
* TMMOB, meslek odalarına yönelik baskılayıcı-zorlayıcı denetimler
* Sendika, dernek, vakıf faaliyetlerinde muhalif olanların cezalandırılması, parti-hükümete yakın olanların desteklenmesi gibi…
3 - İdare-Savcı-Kolluk-Polis-Adli Vesayet
Düşünce, örgütlenme, ifade özgürlüklerini kısıtlayıcı izleme, fişleme, disiplin soruşturmaları, önleyici gözaltı gibi uygulamalar...  
* Muhalif, farklı düşüncedeki memur ve çalışanların sürgün edilmesi
* Oda ve sendika yöneticileri hakkındaki soruşturmalar, davalar, sürgünler
* Özgür düşünceli veya muhafazakârlıktan farklı görüşlere sahip öğretmen ve öğretim elemanlarına yönelik artan soruşturmalar
* Üniversite öğrencilerine yönelik şiddet, soruşturma ve disiplin cezaları, (YÖK Disiplin Yönetmeliğinde yaptığı değişiklikler Kasım 2013’te bildiri dağıtmayı, afiş asmayı bile suç haline getiriyor)
* Öğrenci yurtlarında iltimaslar ve disiplin cezaları
* Fişlemeler gibi disiplin, soruşturma, sürgün ve davalar çok yaygın bulunuyor.
Gezi olayları sırasında ve sonrasında yaşananlar da (10 binlerce kişi gözaltına alındı, binlercesi hakkında dava açıldı. Eylemlere katılanlar fişlendi. Polise, “önleyici gözaltı” yetkisi verildi) dikkate alınırsa, Türkiye’de insan hakları ve hukuk ihlallerinin 12 Eylül’ü aratmayacak oran ve şiddette olduğu söylenebilir.

EŞİTLİK, ADALET, ÖZGÜRLÜK

Başa dönersek; özgür-özerk irade ve genel istenç, salt siyasal rejimlerin değil, devlet ve adalet sisteminin de esası ile ilgilidir. Eğer devlet, hak ve özgürlükler üzerine kurulu değilse, yöneticiler hukuka riayet etmiyor, kendi konumlarına göre yasa oluşturuyorsa, çoğulcu değil otokratik veya pragmatik-çoğunlukçuysa, böyle bir düzen baskı ve istibdat rejimi anlamına gelir.
Özerk-özgür irade, düşünce, örgütlenme-ifade-yayma hak ve hürriyetleri, vicdan özgürlüğü; bunları garanti eden teminatların, sosyal-ekonomik şartların (yaşama şartlarından seyahat, bilgi, eğitim haklarına kadar) sağlanması, kısaca “eşitlik”, salt adaletin değil aynı zamanda özgürlüklerin ayrılmaz parçasını oluşturur. ı
* Prof. Dr.

ÖNCEKİ HABER

Ey büyücü hürriyet!

SONRAKİ HABER

Gazeteciliğin zor yılıydı 2013

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...