27 Aralık 2013 13:12

'Hırsızlığın komplosu mu olur?'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de hukukun ayaklar altına alındığını belirtirken, Başbakan Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Şimdi çıkmışlar, bunu komploya bağlıyorlar. Ne komplosu? Hırsızlığın komplosu mu olur? Eğer komploysa, bu milletin başına getirdiler zaten seni, milletin yakasına yapıştın, düşmüyorsun o yakadan” dedi.

\'Hırsızlığın komplosu mu olur?\'
Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de hukukun ayaklar altına alındığını belirtirken, Başbakan Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Şimdi çıkmışlar, bunu komploya bağlıyorlar. Ne komplosu? Hırsızlığın komplosu mu olur? Eğer komploysa, bu milletin başına getirdiler zaten seni, milletin yakasına yapıştın, düşmüyorsun o yakadan” dedi.

Kılıçdaroğlu, Çankaya Belediyesi’nin Engelsiz Dershane Eğitim Merkezi’ni ziyaret etti. Burada, yargıda yaşanan son gelişmelerle ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin süratle hukuk devleti olmaktan çıktığını belirtti. Yürütme organının yasama ve yargıya açıkça baskı kurduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Savcının elinden soruşturma yaptığı dosyalar alınıyor ve ilgili Başsavcı çıkıyor televizyonlara ‘O savcının görevi değil’ diyor. 2 yıldır soruşturma devam ediyor, aklına yeni mi geldi senin?​” diye konuştu.

 ‘ADALET BAKANI GÖRÜŞTÜ, BAŞSAVCI DOSYAYI ALDI’

Adalet Bakanlığından istifa eden Sadullah Ergin’in İstanbul’a gidip yolsuzluk ve rüşvet operasyonu dosyasına müdahale edeceğini ifade ettiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Hemen yalanlama geldi, yoktur böyle bir şey diye. Arkasından bir gerçeği gördük, Adalet Bakanı gitti ve görüşmeleri yaptı. Görüşmelerden sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı yolsuzluk yapan savcının elinden dosyasını aldı” dedi.

‘HIRSIZLARIN ÖZGÜR BIRAKILIP SAVCILARIN PASİFİZE EDİLDİĞİ BİR SÜRECİN İÇİNE GİRDİK’

İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir hükümetin yolsuzluklarla sarsıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “3 Bakan istifa etti ve bir Bakan çok açık bir ifadede bulundu; ‘Benim yaptıkların eğer yolsuzluksa bana bu talimatları veren Erdoğan’dır. Benim değil önce Başbakan’ın istifa etmesi gerekir’ dedi. Bunu söylemiyorum, savcı da hakim de söylemiyor. Beraber çalıştığı Bakan arkadaşı söylüyor. Bu da kapatılmak isteniyor. Geldiğimiz nokta şu, hırsızların özgür bırakılıp hırsızlık soruşturması yapan savcıların pasifize edildiği bir sürecin içine girdik” diye konuştu.

‘SENİN HER TARAFIN ŞÜPHELİ SADECE ABDESTİN DEĞİL’

HSYK’nın değişiklik yapılan Adli Kolluk Yönetmeliği’nin anayasaya aykırı olduğuna dair açıklamasını anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti; “Yargının kalbi söylüyor, beyni söylüyor bunu; ‘Bize müdahale ediliyor’, ‘Yaptığınız yönetmelik değişikliğiyle yolsuzluğun ve rüşvetin üzerine gidilemez’ deniyor. Bir siyasal iktidar, yolsuzluk ve rüşveti nasıl korur? Aklım almıyor. Bütün yaşamım boyunca böyle bir tabloyla Türkiye Cumhuriyeti ilk kez karşılaşıyor. ‘Efendim bizim abdestimizden şüphemiz yok diyorlar. Abdestinden şüphen yoksa neden yönetmeliği değiştiriyorsun? Abdestinden şüphen yoksa neden savcının elinden o dosyayı alıyorsun? Abdestinden şüphen yoksa dört Bakanın önüne neden istifa dilekçelerini koydun? Abdestinden şüphen yoksa o dört Bakana, ‘Beni savunan bir açıklama yapın’ diye neden baskı kurdun? Senin her tarafın şüpheli sadece abdestin değil. İnancın da şüpheli senin.”

‘HIRSIZLIĞIN KOMPLOSU MU OLUR?​’

İktidarın milyarlarca dolarlık bir rüşvete bulaştığını ve paniğin de bundan kaynaklandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti; “Benim üzüldüğüm nokta, bugün geldiğimiz noktada dünyaya rezil olduk. Yolsuzlukları savunan, savcıları görevden alan, polisle yargıyı karşı karşıya getiren bir iktidar. Savcı ifade alacağım diyor, İçişleri Bakanı ‘Hayır o polis onu getirmeyecek’ diyor. Neden, hırsız hırsızlığına devam etsin diye. İnsanda biraz utanma olur, insanın biraz yüzü kızarır. Şimdi çıkmışlar, bunu komploya bağlıyorlar. Ne komplosu? Hırsızlığın komplosu mu olur? Eğer komploysa, bu milletin başına bir komplo getirdiler zaten; seni buraya, sen milletin yakasına yapıştın, düşmüyorsun o yakadan. Köşeyi döndün. Bir Başbakan bir banka genel müdürünün evinde, ayakkabı kutusunda saklanan parayı savunur mu arkadaşlar? Böyle bir örnek dünyada var mıdır acaba?

İmam hatip okulu yapılacakmış o parayla… Tamamen yalan. O paraların tamamı tüyü bitmemiş yetimin haklarından elde edilen paralardır. Ne söyleyeyim, o parayı yiyenler, yolsuzluk yapanlar, tüyü bitmemiş yetimin hakkını gasp edenlere zehir zıkkım olsun diyeyim, başla ne söyleyeyim?

Hukuk devleti diye bir devlet kalmadı. Ayaklar altına alındı hukuk devleti. Böyle bir yapıyı Türkiye hiç görmedi, ilk kez tanık oluyor ve hepimiz seyrediyoruz.”

‘AKP’Lİ MİLLETVEKİLLERİNE SESLENDİ’

Kılıçdaroğlu, “Buradan Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeki dürüst milletvekillerine seslenmek isterim” derken, “AKP’deki kul hakkına saygı gösteren, gerçekten bu ülkeye aldığı oyların hakkını veren, hukukun üstünlüğünü savunan milletvekillerine sesleniyorum; bu iktidar sadece bizi değil, sizi de rahatsız etmeli. Siz de demelisiniz ‘yeter artık’. Bu hükümet bu milletin yakasından düşmeli. Eğer bunu yapmazsak tarihe karşı hepimizin sorumluluğu var. Çocuklarımıza vereceğimiz hesap olmaz” diye konuştu.

 ‘BU İKTİDARDAN BU ÜLKENİN KURTULMASI LAZIM’

Karşılarında “kirli bir iktidar” olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Elleri kirli, dilleri kirli. Bu iktidardan bu ülkenin kurtulması lazım. Eğer demokratik yöntemlerle bu iktidarı gerçekten indirebilirsek, Türkiye demokrasi tarihine yeni bir sayfa, altın bir sayfa açacaktır. Görüşü, dini ne olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesin ortak amacı bu olmalıdır. Türkiye kirlerinden kurtulmalıdır” dedi.

AKP’de bazı milletvekillerinin istifa ettiğinin hatırlatılarak, “İstifaların devam edeceğini düşünüyor musunuz?​” sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, “İstifa olur olmaz ben onu bilmiyorum. Ama sonuçta, vicdanının sesini dinleyen herkesin rahatsız olduğunu biliyorum” dedi. AKP’de, “düzgün insanların” sayısının az olmadığını bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Onlar vatandaşın yüzüne bakamıyorlar, başları önlerine eğik. Onları bu hale düşüren kendi iktidarlarından, Erdoğan hükümetinden hesap sormaları gerekiyor” diye konuştu.

‘BİR BAŞBAKAN ÖNCE KENDİ ÇOCUKLARINI TİCARETTEN UZAK TUTAR’

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın “Hedef benim” açıklamasının hatırlatılarak, “Oğluyla ilgili de ifadeye çağrılacağına yönelik bilgiler var” denmesi üzerine de şöyle konuştu:

“Hedefi kendi Bakanı gösterdi. Yolsuzlukların başında sen olursan, hedef sen olursun. Çete reisi sen olursan, elbette hedef de sen olacaksın.

Bir başbakan önce kendi çocuklarını ticaretten uzak tutar. Siyasetten, çıkar odaklarından uzak tutar. Vakıf kılıfı yapacaksınız, paralar oraya akacak. Devletin hazine arazisini götürüp vakfa vereceksiniz. Niye veriyorsunuz? Bu ülkede dünya kadar vakıf var, hepsi gönüllü. Alın teriyle çalışıyor. ÇYDD’nin başına gelenleri biliyorsunuz. Herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli. Hepimiz vergi veriyoruz. Demokrasilerde vergi veriyorsak, hesabını soracağız. Yolsuzluk ve rüşvet eğer bir topluma bulaştıysa ve toplum bunu olağan karşılamaya başladıysa o toplum iflah olmaz. Ahlaki temelleri çürümüş olur. O nedenle bütün toplumu görev çağırıyoruz. Yaşı, boyu, cinsiyeti, kimliği ne olursa olsun. Madem bu topraklarda yaşıyoruz, bu siyasal iktidar bize hesap vermiyor, bizim paralarımızı çalıyor, yakınları aracılığıyla yiyor. O zaman bunun hesabını sormak, her yurttaşın boynunun borcu ve görevidir.”

Kılıçdaroğlu, daha sonra eğitim merkezin 11. yılı nedeniyle görme engelli öğrencilerle birlikte pasta kesti. (Ankara/ANKA)

ÖNCEKİ HABER

Savcılık gözaltı için Jandarmaya talimat göndermiş

SONRAKİ HABER

Günay ve Özdalga da istifa etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa