Yolsuzluk operasyonu AKP'ye güveni azalttı

Adile DOĞAN
İstanbul

Aralarında Bakanların, bakan çocuklarının, iş adamlarının ve bürokratlarının da olduğu yolsuzluk operasyonu, fabrikalarda, iş yerlerinde, kahvelerde ve ev içlerinde de tartışılıyor. Peki, özellikle de AKP’ye oy veren emekçiler, bakan çocuklarının evlerinden çıkan milyon dolarlar için ne diyor? Yanıt için Tuzla’da yaşayan iki ev emekçisi kadınla konuştuk.

FATURALAR BİRİKTİ

Sema Erdoğan, 28 yaşında. Eşi tersanede çalışan Erdoğan, üç çocuk sahibi. Eşinin çalışma şartlarını şu sözlerle anlatıyor: “Eşim uzun süre taşeronda çalıştıktan sonra kadroluya geçti. Daha rahat olur diye düşündük ama aksine. Disiplinin daha çok olduğu bir yerdi ve yoğun çalışıyordu, eve çok yorgun geliyordu. Çalışma koşulların kötü olması nedeniyle bıraktı. Uzun süre işsiz kaldı şimdi taşeron bir firmada yeniden başladı ve üç ay işsiz kaldığı için kredi kartlarımız faturalarımız birikti. Kışın doğalgaz faturası iki katı geliyor ödeyemiyoruz borç gırtlakta.” Okula giden iki çocuğuna bazı sabahlar para vermekte zorlandığını ifade eden Erdoğan, bakkaldan bir meyve suyu alıp çocuklarının beslenmelerine koyamadığını aktararak, bir anne için bunun taşınması zor bir duygu olduğunu ifade ediyor. Okullar kapandığında, memleketleri Trabzon’a giderek çapa işlerinde çalıştıklarını, çapadan kazandıkları üç beş kuruş parayla, bazı ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını söylüyor.

BİZ BUNLARA ÇOK İNANMIŞIZ

AKP, kayınbabasının da yönlendirmesiyle Sema Erdoğan’ın son iki seçimde tercih ettiği parti olmuş. “İlk oy kullanma yaşına geldiğimde AKP’ye oy verdim. Eşimin babası “buna oy vereceğiz” dedi, ben de verdim. Başka bir nedeni yok. Erkek çocuğum olduğunda kayınbabam adını Recep koyalım diye ısrar etti. Biz istemedik.” Peki bu seçiminden memnun olmuş mu? Erdoğan, sorumuzu açık yüreklilikle yanıtlıyor:  “AKP’den önce kiramızı ödemekte zorluk çekiyorduk, şimdi hem kredi, hem kira, hem okul masraflarını ödeyemiyoruz. Üstelik eşimin çalıştığı iş çok kötü. İşinin stresinden bazen çok sinirli oluyor, yanına bile yaklaşamıyoruz.”

‘BİR DAHA OY KULLANMAM’

Yolsuzluk operasyonu Erdoğan’da –en azından şimdilik- hiçbir partiye oy vermeme tepkisi yaratmış. Beraberinde de bir dolu soru: “Ben bir daha oy kullanmam, kullansam bile ne olacak? Birileri gelip böyle ceplerini dolduracak. Yıllarca bizleri soymuşlar. Hakkımız, verdiğimiz oylar zehir zıkkım olsun. Onların çocukları zevk sefa içinde yaşasınlar, yeri geldiğinde benim çocuklarım bir meyve suyu bile içemiyorlar. Bu adalet mi? Ama bunlara bir şey olmaz. Ön kapıdan girer, arka kapıdan çıkarlar. Yine olan bizlere olur. Ben pek siyaseti sevmem ama ayakkabı kutusunda paraları görünce gözlerim doldu. Biz bunlara çok inanmışız galiba.”

AKP’YE ASLA OY VERMEYECEĞİM

35 yaşındaki Cemile Tosun da üç çocuk annesi. Merdiven temizliği yaparak, aile bütçesine katkıda bulunmaya çalışıyor. Eşi seyyar satıcılık yapan Tosun, sabahları merdiven silmeye, en küçüğü 4 aylık olan çocuğunu, 5 yaşındaki ablasına emanet ederek çıkıyor: “Çok zor küçük çocukları evde bırakıp işe gitmek. Ama ne yapalım, ekmek parası. Çocuklarımızın geleceği için çalışıyoruz. Merdivenden kazandığımla da bir iki fatura ödüyorum. Eşimin işi öyle sürekli bir iş değil. Havalar kötü olunca tezgahını bile kuramıyor, kışın pek çalışamıyor yani.” AKP, Cemile Tosun ve eşinin de oy verdikleri parti. “Dini bütün, güzel hizmetlerde bulundu. Örneğin metrobüs getirdi, birçok yolları yaptı. IMF’ye olan borçlarımızı bitirdi” diyerek AKP’nin olumlu gördüğü yanları sayan Tosun, AKP’nin beğenmediği icraatlarının başına, sağlığı ve eğitimi yerleştiriyor: “Sağlık hiç iyi olmadı. ‘Hastaneleri düzelteceğiz’ dediler, eskisinden daha kötü oldu. Şimdi ilaçları parayla alıyoruz, hastanelere para ödüyoruz. Bir de eğitim. Küçük çocukları okula aldılar ve ben kesinlikle karşıyım. İşçiye de çok hak vermediler doğruya doğru. Oy verdim diye bunları söylemeyeceğim diye bir şey yok.” Cemile Tosun, Bakan ve bakan çocuklarının da içinde yer aldığı yolsuzluk operasyonunun AKP’ye olan bakışını değiştirdiğini belirterek, AKP’ye bir daha oy vermeyeceğini söylüyor: “4.5 milyonu gerçekten çalmışlarsa, hakkımızı helal etmiyorum. Ben üç kuruş için çocuklarımın kursağından helal ekmek geçsin diye milletin pisliğini temizliyorum ama benim oyumla beni sömürenlerden Allah sorsun. Ben asla oy vermeyeceğim AKP’ye. Bunların yalan olduğunu söylüyorlar. Kaldı ki öyle de olsa artık gözümden düştü, bazı şeyleri şimdi daha rahat görebiliyorum.”