26 Aralık 2013 06:00

Emekçiler Çiğli'yi yönetmeye aday oldu

Çiğli’de işçi direnişlerinde ve çevre mücadelesinde yer alanlar, kentlerini yönetmek için aday oldu. Harmandalı’nın çöplüğe dönüştürülmesine karşı mücadele eden Başak Özdem ve Billur Tuz'da sendikalı çalışma için aylarca direnişte yer alan Resul İncedelen şimdi Çiğli’yi yönetmeye aday..

Emekçiler Çiğli\'yi yönetmeye aday oldu
Paylaş

Gürsoy TURAN
Halil BANDIRMA
İzmir


İzmir Çiğli’de işçi direnişlerinde ve çevre mücadelesinde yer alanlar, kentlerini yönetmek için aday oldular. Harmandalı’nın İzmir’in çöplüğüne dönüştürülmesine karşı yıllardır mücadele eden Başak Özdem ve Billur Tuz Fabrikasında sendikalı ve güvenceli çalışma için aylarca direnişte yer alan Resul İncedelen şimdi Çiğli’yi yönetmeye aday oldu. Halkların Demokratik Partisi (HDP)’den Çiğli Belediye Başkan aday adayı olan Başak Özdem ve meclis üyeliğine aday adayı olan Resul İncedelen, neden aday olduklarını hedeflerini ve yapmak istediklerini gazetemize anlattı.

ÇÖZÜMÜN NE OLDUĞUNU BİLİYORUZ

Tekstil sektöründe 10 yıl makinecilik yapan Başak Özdem, İzmir’in bütün çöpünün döküldüğü Harmandalı’nda çöplüğün ve yerleşim yerlerinin içiçe olduğuna dikkat çekiyor. Bunun tam bir facia olduğunu belirten Özdem, “Bunu belediye yöneticileri de biliyorlar ve bir şey yapmıyorlar” dedi. Harmandalı halkı olarak bu tür sorunların çözümünü, halk sağlığı uzmanları, meslek odaları ve akademisyenlerle birlikte tartışıp çözüm önerileri sunduklarını anlatan Özdem, “Yeter ki rant için değil halkın sağlığından yana bir yönetim anlayışı olsun” diyor.  

MÜCADELE EDENLER BİR ARAYA GELDİK

8 yıldır Harmandalı’nda halkın çöpe karşı verdiği mücadelenin içinde yer aldığını anlatan Özdem “Çöpün kaldırılması için kadın-erkek, genç-yaşlı, mahalle muhtarları ile komiteler oluşturup imzalar topladık. Sesimizi duyurmak için büyükşehir belediyesinin önüne gittik. Yol kapattık, bilim insanlarının katıldığı geniş katılımlı bilgilendirme toplantıları düzenledik” dedi. Yaşanabilir mahalleler ve kentler için mücadele eden halk ve emekçilerle birlikte kenti yönetmek için HDP’den belediye başkan aday adayı olduğunu söyleyen Özdem “Bugün Çiğli organizede sendikalaşmak isteyen işçilerin, Güzeltepe’de kentsel dönüşüme karşı duranların, kreş hakkı için kampanya düzenleyen kadınların, Gezi direnişini mahallesine taşıyanların, barış ve kardeşlik için çabalayanlar olarak HDP’de bir araya gelerek güç birliği yaptık” dedi.  belirtiyor.  

ANCAK BİZDEN BİRİ SORUNLARIMIZI ANLAR

15 yaşından beri çalıştığını ve bu nedenle Çiğli’de yaşayan binlerce organize işçisinin ne tür sorunlar yaşadığını iyi bildiğini anlatan Özdem, Çiğli halkının en temel sıkıntısının asgari ücretle yoksulluk sınırının altında yaşamak olduğunu belirtiyor. “Bizim yöneticilik anlayışımızda neler yapacağımızı halkla, burada yaşayanlarla birlikte belirlemek var. Emekçilerin yaşam standartlarını, sağlık koşullarını önemsemeden yöneticilik yapılamaz” diyen Özdem, ancak içimizden birisi işçilerin geçim sıkıntısını, asgari ücretle çocuk büyütmenin zorluğunu bilebilir diyor.

HALKLA BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ

HDP’nin yerel yönetimler için sunduğun programın ‘mahalle meclislerini’ içerdiğini, ‘kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz’ şiarıyla yola çıktıklarını dile getiren Özdem, “Bu meclisler her mahallenin, her sokağın kendi temsilcisini demokratik koşullarda seçtiği ve bu temsilcilerin de yerel yönetimde birleşerek halkçı bir yönetim anlayışını hayata geçirmesidir. Birilerinin talep ettiği, birilerinin uyguladığı bir sistemin halkçılıktan uzak kaldığı İzmir’de, ve Çiğli’de defalarca kez ispatlanmıştır” dedi.

İŞÇİLERİN TEMSİLCİSİ OLARAK ADAYIM

Resül İncidelen de Billur Tuz’da Tek Gıda-İş Sendikasının işyeri baştemsilcisi iken sendikanın yetkisinin düşmesi sonucu yeniden sendikalaşma çalışması başlattığı için işten atılan Çiğlili bir işçi. Çiğli İşçi Kurultayı Komitesi üyesi de olan İncidelen, HDP’den Çiğli Belediye Meclis üyesi aday adayı.

Bugüne kadar, “İşçilerden belediye başkanı, belediye meclis üyesi olmaz” diye düşündüklerini belirten İncidelen, bu nedenle şehirleri ve ülkeyi yönetmeyi zenginlere bıraktıklarını söylüyor. Nüfusunun büyük çoğunluğu işçi olan Çiğli’de bir tane bile işçi belediye meclis üyesi olmadığına dikkat çeken İncidelen, “Billur Tuz işçileri fabrika önünde 8 ay direndi. Her yerden dayanışma için insanlar geldi. Ama bu dönem ne bir belediye başkanı ne de bir meclis üyesi ziyaret edip halimizi sormadı. Üstelik biz fabrika önünde direnişte iken belediye referansıyla işçi gönderip direniş kırıcılığı yaptılar. Bu anlayışa işçiler nasıl destek versin. Bunun için dün patronla bir olup direnişimizi kıran anlayışın karşısına direnişin içinden işçiler olarak, işçilerin temsilcisi olarak adayız” diyor.

İŞÇİYE DEĞİL PATRONA HİZMET VAR

Bugün işçilerin belediyeye girip sorunlarını rahatça paylaşamadığını dile getiren İncidelen, “Çünkü ayrı dünyaların insanıyız. Ama işçilerin içinden kendi adaylarımızı belediye yönetimine seçersek böyle olmaz. Organize sanayi bölgesinde 50 bin işçi çalışıyor. Bütün fabrikalarda hak gaspları, iş kazaları, işçi sağlığı ve çevre sağlığı açısından sorunlar yaşanıyor. Belediye yönetiminin bir gün bu sorunlarla ilgilendiğini görmedik. Ama patronlar istedi mi belediye hizmetlerinin çoğu sanayi bölgesine patronların oturduğu mahallelere yapılıyor” diyor. Çiğli Belediye meclis salonunda 3 kez kurultay gerçekleştirdiklerini, milletvekillerini getirdiklerini, sendikacıların ve avukatların kurultaylara katılıp sorunlarını dinlediğini anlatan İncidelen, “Belediye yönetimi ise katılıp da bu işçiler nasıl sorunlar yaşıyor diye dinleme gereği duymadı” diyor.

SERMAYE PARTİLERİNE GÜÇ VERMEYECEĞİZ

Bugün ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet olaylarını izledikçe sendikal örgütlenme döneminde patronun işçi arkadaşlarını satmaları karşılığında teklif ettiği paraları ellerinin tersiyle ittiklerini ifade eden İncedelen “Bu çirkin teklifleri elimizin tersiyle ittik ve bunun için diğer işçi arkadaşlardan farklı olarak ben ve kardeşim tazminatsız işten atıldık. 2 yıl çok zorluk çektik ama Allah’a şükür rüşvete tamah etmedik. Mücadele ettik şimdi davalarımızı kazanıyoruz hakkımızı alacağız” dedi. HDP’den aday olduğunu çünkü hem örgütlenme ve direnişimizde hem de organizedeki bütün fabrikalarda işçiler yaşadıkları sorunlarda ve mücadelelerinde EMEP’i yanlarında gördüklerini anlatan İncedelen “Daha önce hep ‘Nalet olsun’ diyerek başka partilere oy verip onları destekledik. EMEP ve HDP, bütün diğer partilerden farklı gerçekten. Biz de mücadele eden işçiler olarak artık sermaye partilerine güç vermemeliyiz.”

ÖNCEKİ HABER

29 Aralık’ta işçiler kutu açacak

SONRAKİ HABER

‘Kaza değil rant cinayeti’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...