Karanlığa inat yeni oyun ve yine sahne

Eylem AYDOĞDU
İstanbul

Engin Alkan, Şark Dişçisi, Vişne Bahçesi, İstanbul Efendisi oyunlarından sonra bu sezon yeni bir oyun olan  “Huysuz” müzikali ile karşımıza çıkıyor. Engin Alkan, “Huysuz” müzikal oyununu beş farklı Moliere komedisinden; Hastalık Hastası, George Dandin, Zoraki Evlenme, Cimri ve Teodor Kasap’ın Moliere uyarlaması İşkilli Memo’dan yola çıkarak sahneye aktarıyor. Olay, bir huzurevinde başlıyor. “Moliere’in Huysuzu” ise Engin Alkan…

Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu tarafından sahnelenen “Huysuz” müzikal oyunu seyirciden tam not almaya devam ediyor. Engin Alkan’ın yazıp yönettiği ve başrolünü Oyuncu Büşra Pekin ile paylaştığı  “Huysuz” müzikal oyununda Deniz Uğur, Haki Biçici, Gülhan Tekin, Umut Temizaş ve Esra Akbaş performanslarıyla seyircinin ilgisini topluyor.
Oyunun müziklerini Selim Atakan, dekor ve ışık tasarımını Cem Yılmazer, kostüm tasarımını Tomris Kuzu,  koreografisini Senem Oluz, dramaturjisini ise Sinem Özlek yapıyor.
Moliere’in Huysuzu, önceden itibarı ve şöhreti olan bir adamken, şimdilerde altı bağlanan, yaşlı, huysuz bir adama dönüşmüş durumda... Bakımevinde kalan huysuz ihtiyar, bakımevi çalışanlarıyla, yaşadıklarıyla ve aslında geldiği noktayla hep kavga halinde…

HER ŞEY DEĞİŞMİŞ, BAŞKALAŞMIŞ HAYATINDA…

Huysuz ihtiyarının dünyasında, huzurevinin sakinleri, başhekimi, hemşiresi, hastabakıcısı ve tüm oyuncular bir Moliere karakterine bürünüyor. Oyunun yüksek performansı tüm karakterlerde, oyunun her sahnesinde, şarkı sözlerinde ve müziklerde aslında tiyatro çerçevesinin her bir karesinde üç saat boyunca derecesini arttırarak sürüp gidiyor. Tam üç saat süren bu coşkusu bol oyunda zamanın nasıl geçtiği izleyicide kafa karışıklığı yaratıyor. Engin Alkan’ın zaman zaman oyun dışı konuşmaları, seyirci ile alışverişi, oyunun samimiyetini artırıyor.

Tedavi masraflarından usanan ve huyu gereği cimrilik yapan Bay Huysuz (Engin Alkan) kızını bir doktorla evlendirmek istiyor. Huysuz ev sahibi, evin hastabakıcısı, hizmetçisi ve aslında evin yapı taşı olan  Anjelik (Büşra Pekin) tüm uyarılarına rağmen Huysuz’u kararından döndüremiyor. Halbuki kızı Sümbül, yakışıklı Klean’a çoktan gönlünü kaptırmış durumda… Ama Klean evlenme teklif etmek için cesaretini toplayamadan,  damat adayı Arif ve kibirli annesi Mürşide, Sümbül’ü istemeye gelmişlerdir bile…  Anjelik, Harpagan’ın genç ve seksi karısı Madam Biju’ya mektup taşıyan Memo’dan, Madam Biju’nun çevirdiği dolapları öğrendiğinde; Sümbül’ü bu zoraki evlenmekten kurtaracak bir yol buluyor ve “Huysuz” müzikalinin, neşesine ve eğlencesine laik bir sona erişmesini sağlıyor.

‘İNADINA GÜL, İNADINA BAĞIR, KARANLIĞA İNAT’

Engin Alkan,  üç saat  boyunca bir yaşlı adamın huysuzluğunu, cimriliğini, yer yer öfkesini bizlere izlettirirken kadınları da unutmuyor ve kadınların günlük yaşamda nerede ne işe yaradıklarını bazen bir kostümle, bazen merdanelerin, oklavaların eşlik ettiği bir müzikli dans ile kadınların -özellikle ev hanımlarının- dünyasından yola çıkarak onların, erkeklere bakış açısına değinmeden geçmiyor.

Moliere’in Huysuzu lakaplı eski tiyatro oyuncusunun ve çevresindekilerin biraz gerçek, biraz hayal, hikâyesini sahneye taşıyan kahkahası bol aşk entrika, dans ile yoğrulan “Huysuz” oyunu zaman zaman seyircinin tepkisiyle interaktif bir oyun halini de alabiliyor.

Oyunun müziklerinin birinde dediği gibi “felek bazen sağır olur, inadına gül, inadına bağır, karanlığa inat” fikrini paylaşmak isteyenleri eğlendirmek, güldürmek, biraz da düşündürmek için sezon boyunca “Huysuz” müzikali Asya Prodüksiyon tarafından çeşitli salonlarda daha birçok kez perde açmaya devam edeceğe benziyor.