23 Aralık 2013 06:00

Grev bitti, gerekçeleri sürüyor!

Kamu emekçilerinin 19 Aralık grevi, ülkenin dört bir yanında başarı ile gerçekleşti. Hemen öncesine denk gelen cumhuriyet tarihinin en büyük ve derin rüşvet operasyonu kaçınılmaz olarak, greve de damgasını vurdu!

Grev bitti,  gerekçeleri  sürüyor!
Paylaş

Ramis SAĞLAM

Kamu emekçilerinin 19 Aralık grevi, ülkenin dört bir yanında başarı ile gerçekleşti. Hemen öncesine denk gelen cumhuriyet tarihinin en büyük ve derin rüşvet operasyonu kaçınılmaz olarak, greve de damgasını vurdu!
KESK, özellikle de Büro Emekçileri Sendikası (BES), ekim ayından itibaren gündemine 2014 Bütçesi’ni alarak, dikkatleri buraya çekmeye çalıştı.
Neydi 2014 Bütçesi? Yoksulluk ve yolsuzluk bütçesiydi! Emekçilere verilmeyen bütçe payları, sermayeye, ranta ve yolsuzluklara kaynak oluyordu. Emekçiler yoksullaşırken, birileri daha da zenginleşiyordu.
BES, TBMM alt komisyonlarında görüşülmeye başlandığı andan itibaren 2014 Bütçesi’ne gücü oranında tepki göstererek sorumluluk örneği gösterdi. Bu sorumluluk, yani bütçelere taraf olmak, yeni midir? Hayır, değildir. Kamu emekçileri, tarihlerinin en büyük ve en kapsamlı grevlerini hep bütçe döneminde gerçekleştirmiştir. Maliye emekçileri, Maliye Bakanlığına, mücbir (vergi tahsilâtlarının savaş, deprem veya doğal afet vb.) sebep ilan ettirecek kararı, tarihi 20 Aralık 1994 grevinden, yani bütçe eyleminden sonra aldırmıştır. KESK’in çağrısı ile gerçekleşen bütçe grevlerinin hiçbirinde, emekçiler KESK’i yanıtsız bırakmamıştır. Gel gelelim, son dönem yönetici ve bir kısım anlayışlar bütçe eylemlerine karşı anlaşılmaz bir tutum alarak, “Bütçeyle ne işimiz var?​”a kadar varan tartışmalar yürütmüştür. 19 Aralık grevi öncesinde de, benzer tartışmalar yapıldı. Bütçe görüşmelerinin önemini görmeyen bu bakış açısı grevin daha da başarılı geçmesinin önüne engel oldu.

RÜŞVET OPERASYONU VE GREV
17 Aralık’ta gerçekleşen rüşvet ve yolsuzluk operasyonu, ülkedeki kokuşmuşluğu gözler önüne bir kez daha serdi. 2014 Bütçesi’nden emekçilere pay ayırmayan siyasal iktidarın, kaynakları nereye aktardığı bir kez daha görüldü. Bakanlık Bütçeleri görüşülürken KESK ve bağlı sendikaların ifade ettiği haklı ve mütevazı talepleri görmezden gelenlerin, kimler için çalıştığı ortaya çıktı.
Cumhuriyet tarihinin bu en büyük rüşvet operasyonu aslında buzdağının görünen yüzü. Pandora’nın kutusu açıldı. Bu kutunun içindeki asıl yolsuzluklar, kara para aklama ve rüşvet ağı henüz tam olarak ortaya çıkmadı. Ama hiç kimsenin şüphesi olmasın, her gün yeni bir pisliğin piyasaya çıktığına tanık olacağız. 19 Aralık grevi ve talepleri, rüşvet operasyonu ile ortalığa saçılan bu kirli ilişkilere tepkinin işyerlerinden başlayarak sokağa taşmasına neden oldu. KESK kortejleri halk tarafından coşku ile karşılandı.

19 ARALIK; DOĞRU FAKAT EKSİK…

KESK, grevi bütünleştirmek açısından Türkiye Kamu-Sen’e de gitmiş, fakat olumsuz yanıt almıştı. Kamu-Sen Genel Merkezinin olumsuz yanıt vermesinden daha çok bunun gerekçesi dikkat çekiyor: “Biz üyelerimizi bu taleplerle greve çıkaramayız.” Talepler nedir? Her geçen gün daha da yoksullaşan kamu emekçilerinin ekonomik kayıpları, daha fazla yoksullaşma ve 2013 Ağustos ayında imzalanan Satış Sözleşmesi… Bir sendika böyle bir açıklamayı nasıl yapar? Ancak sendika merkezlerinin grev kırıcılığına rağmen birçok iş kolunda farklı sendikalara üye emekçiler, KESK grevine omuz verdi.
KESK doğru bir grev kararı aldı, fakat bu kararı sadece kamu emekçileriyle sınırlı tuttu. DİSK, TMMOB gibi örgütler destek açıklamaları yaparak temsili katılım göstermişlerse de ihtiyaç bunun çok ötesindedir. Bağırlarında binlerce emekçiyi barındıran emek ve meslek örgütleri merkezi yönetim bütçeleri görüşülürken ne yapmalı, sorusunu sormak gerekiyor.
2014 Bütçesi, sadece kamu emekçilerinin değildir. Tepeden tırnağa tüm yurttaşların kısa ve uzun vadede nasıl yaşayacağının belirlendiği bir süreçtir. Emek ve meslek örgütleri, bütçe süreçlerindeki sorumluluğunu destek açıklamaları ve temsili katılımlarla geçiştirmemeli, direk odağında olmalıdır.

BU DAHA BAŞLANGIÇ…
Süreç bitmedi; işçiler, emekçiler ve onların örgütleri bütçeden paylarını istemeye devam etmelidir. Sistemin çürümüş ve kokuşmuşluğu bu kadar ayyuka çıkmışken, Gezi’nin, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”  sloganı önümüzdeki dönem mücadele felsefesi olmalıdır. KESK, ısrarla, kendi dışındaki kamu emekçileri ve işçi sendikaları ile meslek örgütlerini süreci devam ettirme yönünde birleştirici bir rol üstenmelidir.
Tüm sendikalar, meslek örgütleri ve emekten yana siyasi partilerle ortaklaşarak dalga dalga emekçilerle birleşmeliyiz. Taleplerimizi rüşvet ve yolsuzluğa karşı mücadeleyle genişletmeli, rüşvetin, yolsuzluğun üstüne daha fazla yürümeliyiz.

*BES İzmir Şube Başkanı

ÖNCEKİ HABER

İşçiler size hak ettiğiniz cevabı verecektir

SONRAKİ HABER

İnsan başkasının acısını çekiyorsa insandır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...