23 Aralık 2013 06:00

‘Soçi’de oyuncak olunmamalıdır’

Şubat ayı ortasında yapılacak kış olimpiyatların bu kez Rusya ev sahipliği yapacak. Ne var ki, olimpiyatlar için seçilen Soçi bölgesi büyük bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Çünkü Soçi, 1864 yenilgisinin ve büyük Çerkes katliamının yaşandığı şehir. Ayrıca Çerkesya’nın tarihsel başkenti olarak da görülen Soçi’de olimpiyatların yapılmak istenmesi çeşitli tepkilere neden oluyor. Cumartesi günü, İstanbul Kafkas Derneği’nde bir araya gelen Çerkesler “Soçi ve Çerkesler” başlığı altında bir panel düzenledi.

‘Soçi’de oyuncak olunmamalıdır’
Paylaş

Ercüment AKDENİZ
İSTANBUL


Şubat ayı ortasında yapılacak kış olimpiyatların bu kez Rusya ev sahipliği yapacak. Ne var ki, olimpiyatlar için seçilen Soçi bölgesi büyük bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Çünkü Soçi, 1864 yenilgisinin ve büyük Çerkes katliamının yaşandığı şehir. Ayrıca Çerkesya’nın tarihsel başkenti olarak da görülen Soçi’de olimpiyatların yapılmak istenmesi çeşitli tepkilere neden oluyor. Cumartesi günü, İstanbul Kafkas Derneği’nde bir araya gelen Çerkesler “Soçi ve Çerkesler” başlığı altında bir panel düzenledi.
Panelde “Demokratik Çerkes Hareketi” adına bir bildiri okundu. Soçi’de yaşanan tarihsel katliam ve sürgüne dikkat çekilen bildiride özetle şu ifadelere yer verildi: “Biz Çerkesler, Soçi’yi rovanşist bir mantıkla ele almıyoruz. Elbette bu sorun üzerinde çıkar uman küresel aktörlerin oyuncağı da olunmamalıdır. Üçüncü bir yol mümkündür bu da ‘emeğimizle ve kimliğimizle varız’ diyerek gerçekleri halklara ve dünya kamuoyuna anlatmaktır.”

Panelin moderatörlüğünü yapan Ümit Durmaz olimpiyatlar ve jenosid üzerine tarihsel bilgiler sundu. Çerkeslerin Kafkasya’dan sürgün edilmesinin ardından başka devletlerin köle, savaşçı ve çiftçi ihtiyacını karşılamak için kullanıldıklarını söyleyen Durmaz “Tarihini bilmeyenlerin sınırlarını başkaları çizer” sözüne atıfta bulundu.

BABAKUŞ’UN KONUŞMASI TARTIŞMAYA NEDEN OLDU

Bir diğer panelist Sezai Babakuş’un konuşması ise salonda tartışmalara neden oldu. Babakuş “No Soçi” kampanyasını gerçekçi bulmadığını, boykot tutumu yerine “Soçi gerçeğini bilmek ve tanımak” üzerine bir çalışma yürütmenin daha gerçekçi olacağını dile getirdi. Tarihte katliam yaşanmayan şehir olmadığını belirten Babakuş, bu nedenle Soçi’de yapılan olimpiyatların yapılmamasını talep etmekten öte bunu Soçi gerçeğini anlatmak için bir fırsata dönüştürmek gerektiğini söyledi. Soykırım tanımı üzerinde durmanın da pek yarar getirmediğini söyleyen Babakuş Çerkeslerin durumunu en iyi anlatan sözün “sürgün” olduğunu ifade etti. Babakuş konuşmasına şöyle devam etti: “Rusya’yı düşman olarak algılamak doğru değil. Rusya bizim için sorunlu ama stratejik bir ortak olarak görülmeli. Soruna biraz da pragmatist yaklaşmak zorundayız. Abhasya savaşında dayanışma göstererek Rusya bir nevi özür dilemiş oldu. Yeltsin de zaten bizzat özür dilemişti. Adigeler için daha fazla sıkıntı vardır ama biz artık geri dönüşü destekleyecek politikalar üzerinde yoğunlaşmalıyız. Bunun için demokratik Rusya kamuoyuna da seslenmek gerekir.”

Babakuş’un konuşmasının ardından söz alan bir dinleyici şu soruyu sordu: “Fehim Taştekin bile kapıdan dönmüşken Rusya ne kadar geri dönüş kapısı açıyor denebilir? Çerkeslerin genel sorunları dururken Abhaslar ticaretten ne kadar etkilenir diye düşünmek doğru mu?​”

‘SÜRGÜN KELİMESİ YETERSİZ’

Panele Ankara’dan katılan Erdoğan Boz, Rusya yazınında uzun süre, Çerkeslerin çocuklarını alıp satarak köle ticareti yapan bir topluluk olarak gösterildiğine vurgu yaptı. Bu politikanın son zamanlarda değişmekle birlikte sorunun değişmediğini söyleyen Boz, “geriye dönüşçü hareketi” eleştirerek bu yaklaşımın coğrafya gerçeğini perdelediğini belirtti. Babakuş’un konuşmasını eleştiren  Boz konuşmasına şöyle devam etti: “Sürgün kelimesi yetersiz. Çünkü sürülen 1.5 milyon insanın da önemli bir bölümü yollarda ve gittikleri yerlerde ölmüştür ve dolayısıyla sürgün, soykırımın devamıdır. Rusya, Suriye savaşından kaçıp giden Çerkeslere de birçok zorluk çıkardı, çıkarmaya da devam ediyor. Kış olimpiyatlarının 2007’de Soçi’ye alınmasının ardından ne yazık ki Adigeler ve Abhaslar arasında bir görüş ayrılığı oluşmaya başladı.”

‘KİTLESEL EYLEMLER OLACAK’

Panelde konuşan İstanbul Kafkas Derneği Genel Başkan Yardımcısı Metin Kılıç, olimpiyat süreci ile ilgili yürüttükleri kampanya hakkında bilgiler verdi. En önemli çalışmalarının sosyal medyada olduğunu söyleyen Kılıç, olimpiyatlar yaklaştıkça kitlesel eylemlerin de artacağını söyledi.

Panelistlerden Cehdi Nogay aynı zamanda Antikapitalist Müslümanlar hareketinde de yer alıyor. Çerkesler için en önemli ve kalabalık diasporanın Türkiye olduğunu söyleyen Nogay “Buradaki siyaset ve kimliklere yaklaşımlar da üzerinden atlanmaması gereken önemli bir konudur” diyerek Çerkesleri Türkiye gündeminde daha aktif yer almaya çağırdı.

Narth Kolektifi'nden Fatma Özdemir'de panelde bir bildirge okudu.

ÖNCEKİ HABER

Güney Sudan; Afrika’nın yeni Ruanda’sı mı?

SONRAKİ HABER

Hindistan kabileleri kapsama alanında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...