23 Aralık 2013 06:00

Özelleştirmeyi savunanlar evinde para sayma makinesi çıkanlardır

Termik santral ve maden ocaklarının özellleştirilerek talan edilmesine karşı mücadele eden Yatağan işçileri, halkın malı olan kurumlarına sahip çıkmakta kararlı. Özelleştirmeleri devletin ve milletin çıkarları için yaptıklarını söyleyenlerin rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ayakkabı kutularından milyonlarca liranın saçıldığına dikkat çeken işçiler, halkın ve işçilerin emekleriyle var edilen kurumlarını sattırmayacaklarını bir kez daha yinelediler

Özelleştirmeyi savunanlar evinde para sayma makinesi çıkanlardır
Paylaş

Korkmaz TEDİK
Muğla


Termik santral ve maden ocaklarının özellleştirilerek talan edilmesine karşı mücadele eden Yatağan işçileri, halkın malı olan kurumlarına sahip çıkmakta kararlı. Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy termik santralleri ve kömür ocaklarında çalışan işçiler, özelleştirme ile kamu kaynaklarının tekellere peşkeş çekildiğine dikkat çekti.  Özelleştirmeye karşı yüz günü aşan mücadeleye imza atan Yatağan işçilerinin açlık grevi de 15 günü geride bıraktı. Özelleştirmeleri devletin ve milletin çıkarları için yaptıklarını söyleyenlerin rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ayakkabı kutularından milyonlarca liranın saçıldığına dikkat çeken işçiler, halkın ve işçilerin emekleriyle var edilen kurumlarını sattırmayacaklarını bir kez daha yinelediler.

İşçiler, evlerinde para sayma makineleri çıkanların işçilere özelleştirmeyi savunamayacağını belirtti.  

Ne zaman özelleştirmeler gündeme gelse, ‘istihdamı artırmak istiyoruz, sermayeyi tabana yaymak istiyoruz’ denildiğine dikkat çeken Tes- İş Sendikası Yatağan Şube Sekreteri Mustafa Koçak, “Özelleştirmeyle istihdamın artması bir yana kamulaştırılmış işletmeler tekellere peşkeş çekiliyor. Biz emekçilerin kaderi şirketlerin eline terk ediliyor” dedi. Tek dertleri devlet ve halkın çıkarlarını korumakmış gibi davrananların, bu halkın vergilerini nerelere peşkeş çektiğinin şimdi daha iyi göründüğünü belirten Koçak “Milyonlarca lira ayakkabı kutularından çıkıyor. Binlerce işçinin emeği ile var ettiği bu değerlere gelince de özelleştirmemiz şart diyorlar. Ancak son sözü biz söyleyeceğiz. Bu işletmeler halkındır, bu güne kadar sattırmadık, bundan sonra da sattırmayız.”

SORUN ÇALDIĞINIZ PARALARDA
Enerjide dışa bağımlı olduğumuza dikkat çeken Tes-İş Sendikası Üyesi, Santral İşçisi Necip Çelen, stratejik öneme sahip olan enerjinin mutlaka devletin kontrolünde olması gerektiğini vurguluyor. Türkiye’de bugüne kadar çok önemli kurumların özelleştirildiğini anlatan Çelen “TELEKOM, PETKİM örnekleri var. Bu kadar önemli kurumlar özel şirketlere hatta yabancılara satıldı. Bir ülkenin kendi emeğine bu kadar düşman olunması anlaşılır değil” dedi. Şimdi yeni bir operasyonla yolsuzlukların ortaya çıktığını belirten Çelen “Kimse bize ekonomiden, zorluklardan bahsetmesin. Sorun bizde değil, sorun çaldığınız paralardadır.”

AMAÇ YANDAŞLARI ZENGİN ETMEK
99 depreminde yaşanan elektrik kesintilerini önlemek için durmadan çalıştıklarını hatırlatan Okan Arıkan “Buralar özelleştirilirse, enerji bir ihtiyaç ürününden, tamamen kar amacı güdülen bir mala dönüşecek. Buraları özelleştirmek isteyenler, yandaşlarını zengin etmek istiyorlar. Buna müsaade etmeyeceğiz.”

ONLARIN DERDİ CEPLERİNİ DOLDURMAK

Cihan Orhan (Enerji İşçisi): Telekom özelleştirilirken, daha iyi hizmet verilecek deniyordu. Ancak iki aydır bekliyorum, telefonum hâlâ bağlanmadı. Telefonda dakikalarca muhatap bulamıyoruz. Haberleşme insanın en doğal ihtiyacıdır. Bizim haberleşmemiz şirketin keyfiyetine kaldı. Biz özelleştirmenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu yüzden buna karşı mücadele ediyoruz. Bugün açlık grevinde olmamızın nedeni de, aylardır direnişte olmamızın nedeni de bunu iyi bildiğimizdendir. Biz burada aylardır, ülke değerlerimizi korumak için mücadele ederken, onlar ise ceplerini doldurmuşlar. Evlerde para sayma makineleri bulunanlar bize özelleştirmeyi savunmasınlar.

Fatma Tortu ( İşçi eşi ): Benim eşim de Kemerköy’de çalışıyor. Bugün direniş çadırına açlık grevindekileri ziyaret etmek ve destek için geldik. Onların bu onurlu direnişini destekliyorum ve eşimin de yanındayım. Ekmeğimiz, aşımız ve çocuklarımızın geleceği için buradayız. Çocuklarımızın psikolojisi bozuldu, bu gün kızımla beraber buraya geldik.

Sinem Tortu ( İşçi çocuğu): Babamın işten çıkarılmasını istemiyorum. Santraller satılmasın. Babam işsiz kalırsa benim okulum değişecek, bunu istemiyorum.

ÖNCEKİ HABER

Öğrenci ölümlerinde yönetimin ihmali var

SONRAKİ HABER

CHP’nin İzmir Adayı Kocaoğlu oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...