22 Aralık 2013 09:24

‘Yolsuzlukla’ görünür olan kent talanı

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de gözaltına alınmasıyla, gözler belediyenin bu bölgedeki ihalelerine çevrildi.

‘Yolsuzlukla’ görünür olan kent talanı
Paylaş

Sinem UĞURLU
İstanbul


Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de gözaltına alınmasıyla, gözler belediyenin bu bölgedeki ihalelerine çevrildi. Mustafa Demir’in belediye ihalelerinde yolsuzluk yaptığı ve sit alanındaki arazileri illegal olarak imar ve inşaata açtığı iddia ediliyor. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Demir’in Tarihi Yarımadadaki kentsel dönüşüm projelerinin tamamı zan altında.

Bu projelerden biri olan Ayvansaray Tokludede Yenileme Projesi’nin uygulandığı alandayız. İnşaat alanındaki işçiler harıl harıl çalışıyor. Osmanlı mimarisiyle ahşap olarak inşa edilmiş tarihi evlerin yerinde yükselen betonarme lüks konutlar neredeyse bitmek üzere.

İnşaat alanının hemen yanında, Fener-Balat Kültür Miraslarını Koruma Derneği Genel Sekreteri Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Şahin ile Tokludede dönüşüm sürecini konuşuyoruz. Şahin, Fatih Belediyesi hakkında 10 civarında suç duyurusunda bulunduklarını ve hepsinin de takipsizlikle sonuçlandığını ifade etti.  

Bölge, İstanbul’un en önemli kentsel-tarihsel-kültürel alanı içinde yer alıyor. Bu alanın imara açılma sürecinde neler yaşandı?
Tokludede’de üzülerek söylemeliyim ki, çok büyük bir tarihi katliam yapıldı. Tokludede’nin yer üstündeki tarihi değeri kadar, yer altında da çok önemli arkeolojik değerin olduğu arkeologlar tarafından da tescil edilmiştir. Bu tür tarihi ve arkeolojik sit alanlarında yapılacak her tür kazının, yasaya göre müze denetiminde ve bir uzmanın gözetiminde yapılması gerekirken, Fatih Belediyesi bu kazıları sabaha karşı ve müzeden izinsiz olarak gerçekleştirmiştir. Biz bir keresinde bu kazılardan haberdar olup, ihbarda bulunduk ve arkeolog arkadaşlara haber verdik; onlar da bu ihbarı değerlendirerek baskın yaptılar. Radikal gazetesinin olayı manşetten vermesi ile durum kamuoyuna yansıdı. Mustafa Demir suçlamaları kabul etmek zorunda kaldı ama, “Bir hata yaptık, bu kadar büyük projelerde olur böyle şeyler” diye olayı pişkinlikle geçiştirmeye çalıştı. Maalesef bu konuda savcılığa yaptığımız suç duyurusu da takipsizlikle sonuçlandı. Fatih Belediyesi bu konuda hatasını kabul etmekle beraber, kazılara ara vermeden devam etti.

Tokludede ile ilgili hukuksuzluk ve ihlaller konusunda izinsiz kazılar dışında da birçok suç duyurunuzun olduğunu biliyoruz. Bu suç duyurularınızdan hiç sonuç alabildiğiniz oldu mu?

Maalesef, bu güne kadar Tokludede ile ilgili 10 civarında yaptığımız suç duyurusundan hiçbirinden sonuç alamadık, hepsi takipsizlikle sonuçlandı. Bunların içinde proje ve imar skandalı gibi çok ciddi meseleler de olmasına rağmen. Aslında bugüne kadar Türkiye’de bütün kentsel dönüşüm alanlarında bu tür hukuksuzluklar, hak ihlalleri, imar ve ihale yolsuzluklarına sık sık rastlanmasına rağmen, bunlar savcılar tarafından görmezden geliniyor ve takipsizlikle sonuçlanıyordu. Şimdi, bunlar ilk kez oluyormuş gibi gündeme getiriliyor ve sanki daha önce bu dosyalar hiç yokmuş gibi, birilerine gözdağı vermek istercesine göstere göstere üstüne gidiliyor.

KORUMA KURULLARI İLE BELEDİYE İŞ BİRLİĞİ

Yolsuzluk operasyonunda bu bölgeye bakan koruma kurulu üyeleri de gözaltına alındı. Koruma kurullarıyla ilgili ne gibi suçlamalardan bahsedilebilir?
Bilindiği gibi, daha önce tarihi sit alanlarını koruyan 2863 nolu Yasa, yenileme alanı olarak ilan edilen tarihi alanlarda devre dışı bırakıldı ve yerine tarihi sit alanlarını imara ve inşaat açan 5366 nolu “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Varlıkların Yenilenmesi Yasası” getirildi. Bu yasa ile sadece müdahaleyi kolaylaştırmadılar, bu alanların korunmasında yetkili olan Anıtlar Kurulunu devre dışı bırakarak, yerine belediyelerle iş birliği yapan Yenileme Kurulları’na yetki verdiler. Böylece Belediyelerin taraf oldukları projeler, böylesi hassas bölgelerde söz konusu olamayacak müdahaleler içerse bile, kolayca denetimden geçebiliyor ve hızla uygulama aşamasına gelinebiliyordu. Daha önce Anıtlar Kurulunun denetiminde bu yerlerde çivi bile çakılamazken, “yenileme kurullarının” geçirdikleri projelerle artık tarihi binalar toptan yıkılabiliyor. Yenileme kurulları ile ilgili süreç öyle ciddiyetsiz hale geldi ki, artık belediye ve kurul üyeleri iş birliği yaptıklarını saklamaya bile gerek görmüyor. Hatta süreci hızlandırmak için her yenileme alanı için ayrı bir kurul oluşturuyorlardı. Örneğin Ayvansaray bölgesindeki dönüşüm sürecini hızlandırmak için sadece bu bölgeye özel bir ‘yenileme kurulu’ bulunmaktadır.

YAŞANAN HUKUKSUZLUKLAR

Tokludede Projesi yanı sıra Fener-Balat-Ayvansaray projesini de dahil edersek, bu bölgeye dair gerçekleşen hukuksuzluk ve yolsuzluklar nelerdir?
* Fener-Balat-Ayvansaray yenileme projesi bir kere halkın haberi ve rızası olmadan oluşturuldu ve yenileme kurulu ve Fatih Belediyesinin onayından geçti. En vahimi 270 bin metrekarelik bir alan, özel bir şartname ile, davetiye usulü ile yüzde 58 pay karşılığı Başbakanın dünürünün şirketi olduğu bilinen Çalık Holdinge verildi. Fatih Belediyesi ve Çalık Holding arasındaki sözleşme 2007 yılı tarihinde gerçekleşmişken, durumun halka tebliğ edildiği tarih 2009’dur, yani halk evlerinin özel bir şirkete hisseli olarak devredildiğini 2 yıl sonra öğrenmiştir.
* Fener-Balat-Ayvansaray Yenileme Projesi ile ilgili bir başka hukuki ihlal de, daha önce Avrupa Birliği fonları ile restore edilmiş bazı binaların bu projede yıkım kapsamına alınmasıdır. Üstelik Fatih Belediyesi ve AB arasında yapılan özel anlaşmaya göre, bu evlere tamamlandıktan sonra 5 yıl süresince hiçbir müdahale yapılamayacak, alım satım olmayacak, kiracılara dokunulmayacaktır. Fatih Belediyesi süresi 2014’te dolacak, üstelik zaten restore edilmiş bu tarihi tescilli binaları da yıkım projesine dahil ederek aslında kendi taraf olduğu bir sözleşmeyi de çiğnemiş bulunmaktadır.
* Aynı zamanda tarihi bir alana müdahale edilirken oranın sadece tarihi ve mimari dokusunun değil binaların içindeki orijinal malzemelerin, oymaların, kalem işlerinin, duvar süslerinin, tavan işlemelerinin ve diğer tarihi değerlerin de  korunması gerekirken, bırakın korumayı binalar topyekün yıkılıp birbirleriyle birleştirilmek suretiyle yeniden yapılmaktadır. Bu yaklaşım hem Sulukule ve Tarlabaşı projesinde, hem Tokludede’de hem de Fener-Balat-Ayvansaray projesinde mevcuttur. Sulukule ve Fener-Balat-Ayvansaray projeleri bu nedenle iptal edilmiştir. Bunlardan Fener-Balat-Ayvansaray Projesi, projedeki yaklaşımla tarihi ve mimari dokunun korunmayıp, aksine tahrip edilmesi, ayrıca projenin bölge halkını yerinden ederek bir mahalle kültürünü de yok etmesi gerekçesiyle, bölge halkı olarak bizlerin açtığı dava sonucu iptal edilmiştir. Yargı ayrıca bu projelerde Mimarlık ve Şehircilik ilkelerine uyulmadığını ve bir kamu yararı bulunmadığını da tespit etmiş.

ÖNCEKİ HABER

Brezilyalılar Dünya Kupası\'nı istemiyor: Bu kupa olmayacak!

SONRAKİ HABER

Resim ortadaydı şimdi rüşvet görüntüleniyor!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...