20 Aralık 2013 11:21

Milletvekilleri açlık grevini bitirdi

HDP ve BDP’li milletvekillerinin, BDP'li tutuklu milletvekillerinin tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine 17 Aralık’ta başlattıkları açlık grevi dördüncü gününde sona erdi.

Milletvekilleri açlık grevini bitirdi
Paylaş

Sultan Özer
Ankara


HDP ve BDP’li milletvekillerinin, BDP'li tutuklu milletvekillerinin tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine 17 Aralık’ta başlattıkları açlık grevi dördüncü gününde sona erdi. Milletvekilleri iki ayrı yargılamaya, yargılamada çifte standarta son verilmesini isterken, milletvekillerinin tutuksuz yargılanmaları için bir de yasa teklifi verdiler.

HDP Eş Genel Başkanları Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, İstanbul Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Levent Tüzel ile BDP Muş Milletvekili Demir Çelik ve Van Milletvekili Özdal Üçer 4 gündür süren açlık grevlerine basın toplantısı ile son verdiler. Toplantıya EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ile SYKP Eş Genel Başkanı Prof Necla Kurul ile parti yöneticileri de katıldı.

Toplantıda konuşan Sebahat Tuncel, Anayasa Mahkemesi'nin, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay için verdiği kararın BDP milletvekilleri için uygulanmamasını ve ikili hukuku protesto etmek için açlık grevi başlattıklarını anlatarak “Türkiye’nin kuruluşundan beri Kürdistan’da ayrı, Türkiye’de ayrı hukukla, ikili hukuk uygulaması ile karşılaştık” dedi.

‘AYNI ZİHNİYET SÜRÜYOR’

Savaşın, çatışmaların, Kürt sorununun hep bu ikili hukuktan, çifte standarttan kaynaklandığını ve aynı zihniyetin devam ettiğini kaydeden  Tuncel, “Bu kadar aleni, açık yapılması kabul edilemez” dedi.

Bu ikili hukukun sadece seçilme değil, seçme hakkının da gasp edilmesi anlamına geldiğini belirten Tuncel, Hatip Dicle’nin seçilme hakkının gasp edildiğini de söyledi. “Türkiye’de seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiğini” vurgulayan Tuncel, açlık grevleri sırasında kendilerine destek veren iktidar ve anamuhalefetin de bu çifte standardın ortadan kalkması gerektiğini ifade ettiğini söyledi.

‘SADECE 5 VEKİL İÇİN DEĞİL’


Sadece 5 vekilin tahliyesi değil, demokratik siyasetin önünde engel olan tüm yasaların kaldırılmasının da önemli olduğunu kaydeden Tuncel, “demokratik siyaseti savunuyoruz, uzun tutukluluk sürelerine son verilmeli. Kürt sorunun çözümü bağlamında demokratik çözüm yolunun açılması önemli. Demokratik siyaset yaptıkları, Kürt sorununun çözümünü savundukları için hak, adalet, özgürlükleri ellerinden alınan, cezaevinde olanları selamlıyorum” dedi.

‘YOLSUZLUK OPERASYONU İLE AYNI GÜN’

Açlık grevine başladıkları gün Türkiye’nin büyük bir operasyonla, rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile sarsıldığını, deprem yaşadığını aktaran Tuncel, “Aslında bizim bildiğimiz ama bizden hep gizlenen olaydı. Yıllarca emekçiler, yoksullar, insan hakları savunucuları, demokratik alanda mücadele edenler hep şunu söyledik, emekçinin, yoksulun, kadının hakları gasp ediliyor. Bu halkın bütçesi değil, rantçıların bütçesidir. AKP iktidarı emekçileri değil egemenleri koruyor. Halkın paraları nereden çıkıyor, ayakkabı kutularından” diye konuştu.

Yolsuzluk operasyonunda dört bakanın isminin de geçmesine değinen Tuncel şunları söyledi: “Bir hükümet düşünün ki, 4 bakanı bu işe bulaşsın ve istifa etmesin. Bu ayıp değil mi. İsmi yolszlukla geçtiği andan itibaren bu bakanlar derhal istifa etmeliydi.”

‘2002’DEN BU YANA BİRLİKTE YEDİLER’

Bunun, iktidar ile cemaat arasındaki kavganın sonucu olduğunu kaydeden Tuncel, bundan AKP’nin bundan “mağduriyet” çıkarmasının Türkiye halklarına büyük bir darbe olacağını söyledi. Tuncel, “iktidar ve cemaat 2002’den beri birlikte yiyorlardı hiç itiraz, sorun yoktu. şimdi birbirini yemeye başladılar. Olan yine emekçilere oluyor” dedi.

Bu yolsuzluğun, rüşvetin üzerine gideceklerini, hesap soracaklarını belirten Tuncel, “Yoksulun, emekçinin hakkını korumak için Meclis’te olduklarını” söyledi.

Ülkede 23 milyon insanın devlet yardımı ile geçindiğine dikkat çeken Tuncel, “Devletin malı deniz, yemeyen…” geleneğine vurgu yaptı.

‘HESAP VERMEKTEN KAÇAMAZSINIZ’

Hesap vermekten kaçınan iktidarın meşru olamayacağını vurgulayan Tuncel, Hükümete, Başbakan’a “eğer demokrasiden, demokratikleşmeden bahsediyorsanız yolsuzluğun üzerine gidilmelidir” diye seslendi. Açlık grevi sırasında bir kanun teklifi hazırladıklarını, iktidar ve anamuhalefet partisinin değerlendireceklerini söylediğini, MHP’nin de ‘hayır’ demediğini kaydeden Tuncel, tutuklu vekillerin serbest bırakılmasını istedi.

Farkındalık yaratmak için bu eylemi yaptıklarını belirten Tuncel, milletvekillerinin bireysel başvuru haklarını kullanıp kullanmadıklarının sorulması üzerine, tek tek bireylerin başvuru yapmalarının önemli olmadığını söyledi. Tuncel, “Ben olsaydım, sadece kendim için başvuru yapmazdım” derken,  “Kardeşim hırsızın hiç mi suçu yok” diye araya giren Sırrı Süreyya Önder, Kürtlere, emekçilere dayatılanın TMK (Terörle Mücadele Kanunu) olduğunu, bir kez bile anayasaya bakılmadığını belirterek, “Dünyanın en rezil, kepaze yasasını öğrenciler, Kürtler, emekçiler için uyguladıklarını” söyledi.

ÖNDER; ‘KÜRTLERE SAVAŞ İLANI’

Tarihsel bir uyarı yaptıklarını, farkındalık yaratmaya çalıştıklarını belirten Önder, AKP’ye, “Siz Kürtlere ne söz verdiniz, ‘demokratik siyasetin önünü açacağız’ sözünü verdiniz, silahı bıraktılar. Ceza verilse bile bugün dışarı çıkacaklardı” diye konuştu. Kürtlere ikili hukukun, TMK’nın reva görüldüğünü kaydeden Önder sert konuştu; “Bu, Kürt’e tekrar savaş ilanı demektir. Bunu herkes görsün, ‘sana demokratik siyaset yok, sen siyaset yapmak istesen de önüne 50 bin tane baraj kurarım’ demek, yani savaş demek. Bizim yaptığımız da barışı korumak, son bir hamleyle barışı korumak.”

NEŞELİ BASIN TOPLANTISI

Tuncel açıklama sırasında meşruiyet demek isterken ‘meşrutiyet’ deyince gülerek, “açlıktan kaynaklı” dedi. Diğer vekiller de gülerken Tuncel konuşmasının uzamasına ilişkin bir anekdot aktardı. Sırrı Süreyya Önder ile Diyarbakır’da bir açlık grevinde ziyarete gelenlerin “Açlık bunların dillerine de vurmuyor” dediğini anlatan Tuncel,

“Açlık bazen böyle negatif etki yaratıyor” dedi. Bu sözleri vekillerin gülüşmeleri ile karşılandı.

TUTUKLU VEKİLLER İÇİN YASA TEKLİFİ VERİLDİ

17 Aralık’tan 20 Aralık tarihine kadar, tutuklu milletvekillerinin serbest  bırakılması için açlık grevi yapan HDP ve BDP’li milletvekilleri, 5271 sayımı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 108’inci maddesinin değiştirilmesi için yasa teklifi verdiler.  Teklifte, CMK 108’inci maddeye son fıkra olarak, “Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, milletvekili olarak seçildiğinde derhal salıverilir. Yargılama tutuksuz olarak devam eder”  diye eklenmesi istendi. Teklifin gerekçesi ise şöyle; “Seçildiği tarihte tutuklu olan milletvekillerinin tutuksuz yargılanmalarının yasal altyapısını sağlayarak, seçilmiş milletvekilinin parlamentoda bulunarak, yasama faaliyetlerine katılması amaçlanmıştır.”

Yasa teklifi, bu konuda sorun olduğunu söyledikleri ve düzeltilmesini istedikleri için diğer parti gruplarına da gönderildi. Grup Başkanvekillerinin imza atmasının ardından teklif  Meclis Başkanlığı’na iletilecek.

ÖNCEKİ HABER

Londra\'da tiyatronun çatısı çöktü: 88 kişi yaralandı

SONRAKİ HABER

Emniyet Genel Müdürlüğü\'nde 14 kişi görevden alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...