17 Aralık 2013 06:10

Hukukta Kürt kriteri

Diyarbakır’da ‘KCK’ ana davasında tutuklu yargılanan ve Anayasa Mahkemesinin kararının ardından tahliye talebinde bulunan BDP’li milletvekillerin taleplerinin reddedilmesine ilişkin açıklama yapan BDP Eş Başkanları, hukuk skandalı yaşandığına dikkat çekti. Karara, CHP, EMEP, DTK ve barolardan da tepki geldi.

Hukukta Kürt kriteri
Paylaş

Diyarbakır’da ‘KCK’ ana davasında tutuklu yargılanan ve Anayasa Mahkemesinin kararının ardından tahliye talebinde bulunan BDP’li Milletvekilleri Gülser Yıldırım ve İbrahim Ayhan’ın başvurularını, savcılığın da tahliye görüşüne rağmen 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi reddetti. 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı da Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ve Kemal Aktaş hakkında mahkemeye sunduğu mütalaada tahliye taleplerinin reddedilmesini istedi. Mahkeme kararına ilişkin açıklama yapan BDP ise hukuk skandalı yaşandığına dikkat çekti.

EŞ BAŞKANLAR YAZILI AÇIKLAMA YAPTI
BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak yazılı açıklama ile karara tepki gösterdiler. Aynı metni BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan da Mecliste basın toplantısında okudu. Açıklamaya BDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken ile birlikte BDP’li altı milletvekili de katıldı.
Buldan yaptığı açıklamada, kararın “siyasi” ve “demokratik siyaset yapma hakkını ve halk iradesini hiçe sayan bir karar” olduğunu söyledi. Anayasa Mahkemesinin Balbay kararının , “Hiçbir tartışma götürmeksizin bağlayıcı bir nitelik taşıdığı”na dikkat çeken Buldan, “Bu karar tüm seçilmişlerin serbest bırakılmasını emretmektedir. İdare ve yargı organları bu karara koşulsuz uymak zorundadır” dedi.
Tutuklu vekiller hakkında bir karar verilmedin yargılamaların sürdüğünü belirten Buldan, vekillerin siyasi rehine olarak tutulduklarını kaydetti. Mahkemenin verdiği kararı “hukuki değil, siyasi” olarak değerlendiren Buldan, yargının tutuklu vekillerine ve siyasetçilerine karşı açıkça hasmane bir tutum izlediğini söyledi. Kararın, “bir hukuk skandalı, bir çifte standart” olduğu değerlendirmesini yapan Buldan, “İstanbul’da ayrı, Diyarbakır’da ayrı bir hukuk işletilmektedir” dedi. Buldan vekillerin serbest bırakılmamasını “Demokratik siyaset kanallarını tıkama girişimi, yüz binlerce insanın demokratik iradesini hiçe sayma” olarak da nitelendirdi.

‘UYGULAMALAR DAĞA ÇIKARDI’
Kararın, çözüm sürecine hizmet etmeyeceği gibi, süreci tıkama potansiyeli taşıdığını da belirten Buldan, bu siyasi karar karşısında hükümeti göreve ve samimiyete çağırdı.
Özel yetkili mahkemelerin hukuk katliamını andıran kararları nedeniyle binlerce kişinin haksız, suçsuz yere özgürlüğünden mahrum bırakıldığını, binlerce ailenin perişan olduğunu kaydeden Buldan, “ Binlerce genç bu savcı ve hakimlerin uygulamaları nedeniyle dağa çıktı. Şimdi de süreci bozacak kararlara imza atıp, binlerce gencin canına kasteden yine bu mahkemelerdir. Bu nedenle bu mahkemelerin derhal kaldırılması gerekir” dedi. Buldan bu mahkemelerden adalet beklemediklerini, beklemeyeceklerini de dile getirdi.
Kararın ortağının hükümet olduğunu belirten Buldan “Özel Yetkili Mahkemeleri AKP Hükümeti kurmuştur. Yargıç ve savcılarını bu hükümet atamıştır. Dolayısıyla bu uygulama birkaç yargıcın değil, AKP hükümetinin uygulamasıdır” dedi.
Hükümetin siyasi yargılamaların aynı zamanda sorumlusu olduğunun da altını çizen Buldan, “Bu çifte hukuk skandalının derhal sona erdirilmesi gerekir” dedi.

‘ÇOK ÖFKELİ VE TEPKİLİYİZ’
Gazetecilerin başka konuda soru sormak istemeleri üzerine Buldan,  “Gerçekten çok öfkeliyiz, çok tepkiliyiz” dedi. Sürecin sorulması üzerine de Buldan, “Bir barış süreci başlattık. İmralı Adası’na, Kandil’e gidiyoruz, hükümetle görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Niçin? Bu ülkeye, bu coğrafyaya barış gelsin diye. Şimdi bir taraftan barış görüşmeleri gerçekleştirecek, bir taraftan BDP’ye her türlü haksızlığı, hukuksuzluğu reva göreceksiniz. Bu kabul edilemez” dedi.
Hükümeti uyaran, mesaj ileten Buldan, “Böyle giderse süreç sıkıntıya girer. Zaten bıçak sırtında giden, zaman zaman tıkanıklıkların yaşandığı bir süreç. Biz çaba sarf ediyoruz. Hükümet hiçbir çaba sarf etmediği gibi süreci tıkamanın yollarını arıyor” diye konuştu.
Buldan, karara ilişkin Adalet Bakanından, Hükümetten, Başbakandan derhal açıklama istedi.

CİHAN AYDIN: İTİRAZDA BULUNABİLİRİZ
Mahkeme kararını Evrensel'e değerlendiren Diyarbakır Barosu yöneticisi ve tutuklu milletvekillerinin avukatlarından Cihan Aydın, bu kararın hukuk dışı olduğunu belirtti. Aydın, karara ilişkin meslektaşlarıyla yapacakları görüşmelerin ardından itirazda bulunacaklarını kaydederek, “Hakimler ve savcılar hakkında şikayette bulunabiliriz, AYM’ye başvurabiliriz” dedi.

(Ankara/EVRENSEL)


EMEP: SORUMLULUK AKP HÜKÜMETİNDEDİR!
Emek Partisi (EMEP) Bölge Örgütü de mahkemenin kararıyla ilgili yaptığı açıklamada, devletin bütün kurumlarıyla çözümsüzlük politikasında ısrar ettiğinin ortaya çıktığı belirtildi. Anayasa Mahkemesinin CHP’nin Tutuklu Milletvekili Mustafa Balbay için uygulanan kararı, söz konusu BDP’nin tutuklu milletvekilleri olunca yok sayıldığına dikkat çekilen açıklamada şunlar dile getirildi: “Kürt sorunu söz konusu olunca kendi hukuk sisteminin gereklerini bile yerine getirmeyen bir zihniyetle çözüm sürecinin geliştirilemeyeceği açıktır. Gever’deki polis katliamına “provokasyon” diyenler acaba Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin bu hukuksuzluğuna ne diyecekler? Gever’deki katliamda da, BDP’nin tutuklu vekillerine uygulanan hukuksuzlukta da sorumluluk AKP Hükümetinindir. Hükümet başta tutuklu vekiller olmak üzere siyasi operasyonlarla tutuklanan bütün siyasi tutuklu ve hükümlülerin salıverilmesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapmalıdır. Emek Partisi Bölge Örgütü olarak, BDP’nin tutuklu vekillerine uygulanan hukuksuzluğun düzeltilmesi ve Kürt sorununda demokratik barışçıl çözümün önündeki engellerin kaldırılması için bütün halk güçlerini birlikte mücadeleye çağırıyoruz.”


CHP’Lİ HAMZAÇEBİ: KARAR DEMOKRASİYE AYKIRI
Sultan ÖZER
Ankara


CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, BDP’li tutuklu milletvekillerinin tahliye taleplerini reddetmesinin hem Anayasa Mahkemesi kararına hem demokrasiye aykırı olduğunu söyledi.
Anayasa Mahkemesinin CHP Milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal hakkında verdiği kararın gayet açık olduğunu vurgulayan Hamzaçebi, uzun tutukluluğun bir insan hakkı ihlali olduğunun da altını çizdi.
Hamzaçebi mahkeme kararını şöyle değerlendirdi: “Yine uzun tutukluluğa konu olan kişi milletvekili ise bu aynı zamanda anayasa ile güvenceye alınmış olan seçilme hakkının ihlalidir. Milletvekilleri kendilerini seçen halkın temsilcisidir. O halk milletvekillerine ‘Beni temsil et’ görevini vermiş ise yani milletvekilleri milli iradenin temsilcisi ise milletvekilleri adına karar veren mahkemenin bu iradeye saygı göstermesi gerekir. Söz konusu milletvekillerinin Anayasa Mahkemesine daha önce bireysel başvuruda bulunmamış olmaları, sonucu değiştirmez. Anayasa Mahkemesinin Balbay ve Haberal kararı emsal karardır,  Bütün mahkemelerin bu kararı göz önünde bulundurarak karar vermesi gerekir. Diyarbakır’daki mahkeme kararı Anayasa Mahkemesi kararına ve demokrasiye aykırıdır. Anayasa Mahkemesinin Balbay ve Haberal kararı ve onu takiben İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği kararla hukuk ne kadar yücelmişse, bu son karar ile hukuk o kadar zedelenmiş, zarar görmüştür. Kararı doğru bulmuyorum.”


İSTANBUL VE DİYARBAKIR BAROSUNDAN TEPKİ
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi DİHA’ya yaptığı açıklamada, kararı anlaşılmaz bulduklarını belirterek şöyle konuştu: “Bu kararı hukuka aykırı buluyorum. En son Mustafa Balbay’ın tahliye edilmesi durumu var. Aslında Anayasa Mahkemesi yoruma açık olmayan bir karar vermiştir. Bu kararın gereği olarak tahliye gerekiyordu. Ne yazık ki biraz önce talebimiz reddedildi. Bunu anlaşılmaz buluyoruz. Anayasa Mahkemesi temmuz ortalarında özel yetkili mahkemelerinin azami tutukluluk süresinin on yıl olmasını anayasaya aykırı bulmuştu. Karar çok açıktır.”

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da Evrensel'e yaptığı açıklamada, “Görüşlerine katılmasam da, bir hukukçu olarak hep şuna inandım. Hukuken bir gerçeklik varsa bir ilke kararı çıkmışsa, kökenine, mezhebine,  ideolojisine bakmadan uygulamak gerekir. Anayasa Mahkemesi kararında uzun tutukluluktan bahsetmiş ve özellikle Balbay’la ilgili olarak seçilme hakkından bahsetmişse o zaman benzer konumda olan herkes bakımından bu ilke ve kararları uygulamak gerekiyor”dedi.


DTK: KARARI TANIMIYORUZ
DTK’de yaptığı açıklamada karara tepki gösterdi. Açıklamada,“İstiklal mahkemelerinden özel yetkili mahkemelere kadar yani tarihten günümüze kadar kurulan tüm özel mahkemeler Kürtlere karşı ayrı bir hukuk yani özel bir hukuk uygulamıştır” denildi. Açıklamada, kararı tanınmadığını da belirtildi.


CİHANER: ÇİFTE STANDART
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner DİHA’ya yaptığı açıklamada, “Anayasa Mahkemesinin bu tutumu açık bir hukuksuzluk anlamına geliyor. Böyle bir yaklaşım çifte standardın daniskasıdır ve hukuki zorbalıktır” dedi. Cihaner, “Anayasa Mahkemesinin kararı tüm herkesi bağlar. Bir içtihadı anlatır” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Kewergorske’de yaşam mücadelesi

SONRAKİ HABER

Erdal Eren Mersin ve Balçova\'da anıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...