Üsküdar'da bir iş cinayeti
12 Aralık günü çalıştığı şantiyede hayatını kaybetti Göksenin (Gaye Dursun) Mühendis. İnsana biçilen ortalama ömrün 1/3’ünü bu acımasız sistem içinde daha iyi şartlarda yaşayabileceğini düşünerek ya da düşündürülerek lisans ve yüksek lisans eğitimi ve temeline harcadı.
Bir mühendis
İSTANBUL
Mühendis olmak da yetmiyor herhangi bir iş kolunda ölmemek için. Ya da sadece işçi olmak kas gücü kullanarak çalışmak gerekmiyor ölmek için...
12 Aralık günü çalıştığı şantiyede hayatını kaybetti Göksenin (Gaye Dursun) Mühendis. İnsana biçilen ortalama ömrün 1/3’ünü bu acımasız sistem içinde daha iyi şartlarda yaşayabileceğini düşünerek ya da düşündürülerek lisans ve yüksek lisans eğitimi ve temeline harcadı. İş hayatına başladığında ona ve bize söylenenlerle hiç bir şey aynı olmadı. Bir mühendis olarak zihin emeği harcaması gerekirken ondan, bizden kas gücünü de harcanmasını istediler. Çalışabilmek için bu gerekliydi. Yoksa dışarıda bir sürü insan vardı onun yerine geçebilecek. Ölüm riskini de göze alarak üç kuruş para için çalışabilecek bir sürü insan vardı dışarıda.
Bir inşaat projesinin temelinin kazısı sırasında canını verdi Göksenin. Kanları saçıldı etrafa. Büyük patronların daha rahat yaşayabilmesi için yapılıyordu o lüks ve pahalı pahalı rezidanslar.
Kullandığı kaya kırıcı patlayıcı maddenin “hatalı üretiminden” öldü Göksenin Mühendis. Neden çünkü bu maddenin seri üretimi gerekiyordu. Daha çok satması gerekiyordu üretici firmanın, daha çok temel açılması gerekiyordu daha çok rezidans yapılmalıydı.
Yandaş medya bu cinayeti “Dinamit elinde patladı” diye haberleştirdi. Çünkü kullanım hatası olmalıydı. Üretim hatası ya da iş güvenliği eksikliği olamazdı. Kentsel dönüşüme belki sekte vururdu başbakanın evinin önündeki bir ihmal sonucu mühendisin ölmesi.
O dinamit Göksenin Mühendis’in elinde falan patlamadı. O dinamit üç kuruş için kellesini koltuğunun altına alarak çalışan mühendislerin, madencilerin ve işçilerin cesetlerinin gölgesinde bu bozuk düzenin alnında patladı.
Fakat yine görmedik...