12 Aralık 2013 06:00

Asistan hekimler: Biz kazandık sıra sizde

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesinde çalışan 150 asistan hekim, angaryaya karşı hakları için 5 gün g(ö)rev yaptı. Aydın Tabip Odası Asistan Hekim Kolu Başkanı Dr Güneri Kuruöz grevi ve yaşananları okurlarımızla paylaştı.

Asistan hekimler: Biz kazandık sıra sizde
Paylaş

Dr. Güneri KURUÖZ*

Asistan hekimlik bilindiği üzere hekimlerin bilimsel sınıf atladığı ve alanında uzman olarak kabul gördüğü sürece dair en önemli adımdır. Bu süreç oldukça sancılı bir süreçtir.
Bizler g(ö)rev etkinliği sürecinin başlama nedenlerini:
1- Can güvenliğinin yeterince korunmaması ve önlemlerin yeterince alınmaması,
2- Eğitim şartlarımızın yeterli olmaması,
3- Çalışma şartlarımızın çok ağır olması ve izinlerimizin yeterince verilmemesi,
4- Ücretlerimizin düşük ve düzensiz olması,
5- Mobinge maruz kalmamız.
Bu taleplerimizi her türlü teknik detaylarıyla birlikte anlatarak dilekçeler halinde başta başhekimlik, dekanlık, rektörlük makamlarıyla birlikte sırasıyla görüştük.
11 Kasım 2013 tarihinde rektörlük makamı ile olan görüşmelerden de verimli sonuçlar elde edemedik. Yine 24 Kasım 2013 tarihinde de döner sermayelerimizin Türkiye’deki diğer üniversite hastanelerindeki asistan arkadaşlarımızın ortalama eline geçenin dörtte birinin de altına düşmesiyle birlikte görüşme sürecimiz kırılma noktasına uğradı.

G(Ö)REV SÜRECİ BAŞLADI

Cuma akşamına doğru karar verildi. Cumartesi ve pazar günleri bütün hazırlıklar tamamlandı. Pazartesi günü yani 2. Aralık Dünya Köleliğinin Kaldırılma Günü’nde süresiz iş bırakma eylemi başladı. İlk gün rektör bey bizlerle görüştü. Ancak yine verilen vaatler moralleri yükseltmedi. Asistan hekimlere yine soruldu ve sürece devam edildi. Her karar demokratik bir şekilde herkese sorularak alındı. Siyasi partilerden ve milletvekillerinden bizleri ziyaret etmek isteyenler oldu. Ancak biz her türlü angajmanı engellemek için kibarca kabul etmedik. Nazik bir şekilde reddettik. TTB Merkez Konseyi. Aydın Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aydın Şubesi sürece destek verdi. Süreci kabul ettiler. Pazartesi sabahı saat 09.30’da basın açıklaması yapıldı. Alkışlarla kantine geçildi. Basın açıklamasından sonra TTB MYK Üyesi Dr. Fatih Sürenkök, Aydın Tabip Odası Başkanı Eralp Atay, SES Aydın Şube Başkanı Eyüp Curun konuşma yaptı. Asistan hekim temsilcisine de Aydın Tabip Odası başkanınca milli piyango bileti hediye edildi.
Arkadaşlarımıza yönelik ilk günden itibaren Başhekimliğin ikna çabaları oldu. Ancak bütün asistan arkadaşlar süreci kontrol etmek istediler ve Başhekimliğin ana bilim dalı başkanlarını ikna etme çabaları yine asistan hekim temsilcilerince baskılandı. Çünkü kırgın ve öfkelilerdi. Yapacak başka bir şey kalmamıştı. Dekan yardımcıları sürecin ortak bir noktada anlaşmaya varılması için sürekli bizlerle iletişim halinde idiler. Başhekimlik makamı sürekli eskisinden daha olumsuz şartları sanki yeni verilmiş vaatlermiş gibi söz vererek süreci kapatmaya çalışıyordu. Halbuki bizler eskisi gibi değil eskisinden daha olumlu gelişmeler istiyorduk. Nafile. Görüşme taleplerimiz yine içi boşaltılarak çözülmemizi sağlamaya çalışan adımlar atılmaya çalışılıyordu. Asistanlar direnmekte kararlı idi.

SADECE PARA İÇİN YAPMADIK

Eylemin 2. günü dekanlık, dahili bilim başkanı, cerrahi bölüm başkanı başhekimlikle adımıza mutabakat imzalamışlardı. 40 bin hasta bakılırsa1100 lira 45 bin hasta bakılırsa 1400 lira vaat etmiş. Halbuki biz sadece para için bu işe başlamamıştık. Olayın banka promosyonu gibi bir düzeye indirgenmesi moralimizi daha da bozdu. Türkiye’nin dört bir yanından destek mesajları geliyordu. Süreç büyüyordu. Hem de baş döndürücü bir hızla.
Eylemin 3. günü bizlere çevik kuvvetin üniversiteye girip temsilcilerden bazılarını gözaltına alabileceği bilgisi geliyordu. Sağlıklı olmadığına inandığımız bu bilgiyi getirenlere verdiğimiz cevap hiçbir şeyden korkmadığımızdı. Eylemin 3. günü rektörlükle olan randevu talebimiz reddedildi. Ancak başhekim bizimle görüşmek istediğini iletti. Ancak bir şartı vardı.
Aydın Tabip Odası Temsilcisi Dr. Güneri Kuruöz hariç. Bu durumu oylamaya tabi tutan arkadaşlar asistan hekim temsilcisi olmadan görüşmede bulunmayacaklarını ve ancak bu şekilde görüşme yapacaklarını söylediler. Çok gönüllü olunmasa da başhekimliğe doğru gidildi. Her bölümden iki kişi seçildi. Makama girildi. Görüşmelere yine aynı olumsuzlukla devam edildi. Başhekimlikteki yöneticiler yine olayı paraya indirgemeye çalıştılar. Bizler genel taleplerimizin dışında taleplerimizden 4. maddeye ek olarak şunları sunduk:
* Döner sermaye ücretlerinin maksimum seviyeye çıkarılması,
* Döner sermaye bordrolarının şeffaf olması ve bölümler arası farklılığın olmaması,
* Yıllık izinlerde yüksek kesintilerin yapılmaması,
* Kongre gidişlerinde kesintilerin olmaması,
* Ücretlerin ayın 15-20’sinde tek kalemde ödenmesi,
* Yabancı uyruklu asistan arkadaşlara döner sermayeden hakkının verilmesi,
* Döner sermaye kurulunda bir asistan temsilcisinin bulunması.

BEBEĞİ EMZİRİRKEN UYUYAKALMAK

Bu maddeler gayet makul taleplerdi. Çünkü üreten asistanlardı. Tükenen ise yine onlar. Bebeğini emzirirken uyuyakalan mı istersiniz yoksa yorgunluktan araç sürerken trafik kazası yapan mı? Bu kadar ağır yüke karşılık istenenler hiç de marjinal değildi.
Başhekimlik makamı ise kendi istihbarat biriminin de olduğunu ima edercesine “g(ö)rev” etkinliğinin daha ileri bir tarih olduğunu bazı asistanların ise bu işe siyaseti sokarak asistanları provoke etmeye çalıştıklarını ima etti. Buna da itiraz edildi ve ciddiye alınmayan söylemler arasında yerini buldu.
Eylemin 4. günü bekleyişler arttı. Çalışarak mutlu olan bu insanlar bir an önce bir şeyler yapmak gerektiğini söylüyorlardı. İdare bizlerin çözülmesini bekliyordu. Bir taraftan da bölümlere baskı yapıyordu. Bazı öğretim görevlileri ise kendisi hakkında tutanak tuttuğu asistanına vermediği eğitimin protestosunda gelip alkış tutuyordu. Bu da gözlerden kaçan bir şey değildi. Asistanların sürekli morallerini yüksek tutmak için süreci sendikaların ve tabip odasının desteklediğini, soruşturmaların ise yasal zapturaptının olmadığını söylüyorduk. Çünkü çoğunluğunun ilk eylemiydi bu. Bıçak sırtı gibi ilk eylem.

SONUNDA HABER GELDİ

Sonunda Rektörlükten mesai bitimine doğru haber geldi. Çünkü kamuoyunda bu kadar yankı uyandıran ve hastanemizde olan bu büyük eylemden sonra yapılması gereken sonunda yapılacaktı. Temsilciler seçildi. Beş kişi rektör beyin karşısına dekan yardımcısı ile birlikte çıktık. Taleplerimiz baştan sona kadar tekrarlandı. Rektör bey hepsini kabul ettiğini ve bu konularda da bundan sonra elinden gelen her şeyi yapacağına dair söz verdi.
Ancak temsilciler olarak gördük ki vereceği vaatlerin sınırını bu zor şartlarda ancak bu kadar olduğunu görünce eylemin ulaşabileceği en üst etkinlik seviyesini de bu şekilde görmüş olduk. Bizi tatmin etmeyecekti elbette ancak eylemin ağırlığı ve açtığı alanı görünce kazanımlarımızın her şeyin başında hiçbir şekilde değeri ölçülemeyecek olan ve karşılaştırılamayacak şekilde mesleki onurumuz olduğunu gördük. En büyük kazanımımız bu oldu. Yürekli, cesur, onurlu ve baş eğmeden! Kazanan biz olmuştuk. Alnımız açıktı. Elbette yine az ile yetinecektik ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Buna inanmıştık. 5. günkü basın açıklaması ile eylemi şimdilik erteleme kararı aldık. Eğer yine taleplerimize karşı bir abluka olursa eylemlilik haline hazır olacak şekilde ekibimizi sabah saatlerinde hazırladık ve son basın açıklamamızı  6 Aralık 2013’te okuduk.

TALEPLERİN TAKİPÇİSİYİZ

Hastalarımız mağdur olmuştu belki ama bize hak verdiklerine inanıyorduk. Biz hiç kimseyi mağdur etmek istemedik. Mesleki onurumuza sahip çıktık ve sömürüye baş eğmedik. Böylece Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük asistan hekim g(ö)rev etkinliğini gerçekleştirmiş olduk.
Süreç boyunca hükümet yanlısı bir sarı sendika hariç bütün sendikalar bizi destekledi.
TTB, SES, Genel-İş sendikası başkanları asistan hekim temsilcilerini arayarak destek mesajı verdiler.
Bizler süreci erteledik ama bunun da takipçisi olmaya karar verdik. Sadece bekle gör politikasıyla yöneticilerin kabiliyetlerine, çalışma tempolarına bakarak ürün toplamanın ne kadar doğru olduğunu tarih tekerrür ederek bize defalarca göstermiştir. Onlara saygılıyız ancak ümit köprülerini yine biz inşa edeceğiz. İnsanlık onuru ve emek mücadelesi için  zaman kaçınılmaz son olarak savaşçılarına zaferi verecektir. Bunun inancı artık yüreklerimizde bir meşaledir. O meşalenin resmini de başta bütün asistan hekimler olmak üzere bütün sağlık çalışanlarına armağan ediyoruz. Onların da mutlaka hak arama mücadelesine girmelerini, meslek odalarının ve sendikalarının çatısı altında direniş göstermeleri sonucunda haklarını alacaklarına yürekten inanıyoruz. Biz aldık. Sıra sizlerde...

*Aydın Tabip Odası Asistan Hekim Kolu Başkanı

ÖNCEKİ HABER

ABD ile Karzai arasında ‘imza krizi’

SONRAKİ HABER

Vanlı depremzedeler: Ölüme terk edildik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...