10 Aralık 2013 08:23

Düşündük, emniyetteyiz!

Bugün İnsan Hakları Günü. Başbakan, Edirne’de, “Türkiye’de düşünce özgürlüğü var, emniyettesiniz” dedi. Düşünce ve İfade Özgürlüğü İhlalleri Raporu ise düşünenlerin yolunun Emniyet'e düştüğünü gösteriyor!

Düşündük, emniyetteyiz!
Paylaş

Eda YILDIRIM
Metin AKARSU
İstanbul


Bugün İnsan Hakları Günü. Başbakan Erdoğan önceki gün Edirne'de, “Türkiye’de düşünce özgürlüğü var, emniyettesiniz” dedi. Düşünce ve İfade Özgürlüğü İhlalleri Raporu ise düşünenlerin yolunun emniyete düştüğünü gösteriyor.

Türkiye’de binlerce  insan düşünce ve ifade özgürlüğünü kullandığı için tutuklu. İnsan Hakları Derneği’nin açıkladığı raporlar, Başbakan Erdoğan’ı yalanlıyor. Rakamlar düşüncelerini açıklayan onbinlerce kişinin yolunun önce emniyete, sonra da cezaevine düştüğünü gösteriyor. Raporlara göre, Kürt siyasetçilerini, aydın ve akademisyenleri hedef alan KCK operasyonlarında 198 bin 786 kişi gözaltına alındı. Operasyonlar kapsamında 26 bin 326 kişinin tutuklandı.  Gezi eylemlerinde 239’u çocuk 3 bin 343 kişi gözaltına alındı. 119 kişi tutuklandı. Binlerce kişi yaralandı.

‘ÖYM  GİYOTİN GİBİ’

İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, Terörle Mücadele Yasası nedeniyle insanların kolayca örgüt üyeliğinden yargılanabildiğine dikkat çekiyor. “Bu kadar büyük oranlarda siyasi tutuklama bize özgürlük ve insan haklarının da olmadığını gösteriyor aslında” yorumunu yapan Efe, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin adeta ‘giyotin’ olarak kullanıldığına vurgu yaptı.

İŞKENCE SOKAKTA

Yüksekova’da iki kişinin polis kurşunuyla öldürülmesi ve sonrasında çıkan olaylara dikkat çeken Efe, “Kürdistan coğrafyasında işkencenin sokağa taştığını görüyoruz. Tüm bu yaşanan ve artan saldırılara karşılık bir cezalandırma sistemi işlemiyor tersine işkenceyi gerçekleştirenleri ödüllendiren bir mekanizma var” dedi. Bu yıl İnsan Hakları Haftası’nın temasını barış olarak belirlediklerini ancak barışa giden yolun gün geçtikçe tükendiğini söyleyen Efe, “Oysaki barış insan haklarının en önemli teminatıdır. İnsan Hakları Haftası ile birlikte talepleri bir daha dile getirmek gerekirse, Başta Hasta tutsaklar olmak üzere siyasi tutuklular bırakılmalı ve işkenceye son verilmeli” dedi.


KIRIKLARLA DOLU  KARNE

* Sadece KCK operasyonlarında 198 bin 786 kişinin gözaltına alındı. 26 bin 326 kişi tutuklandı.
* Son on yılda yasa dışı örgüt üyesi olmak, yasa dışı örgüt lehine propaganda yapmak iddialarıyla en az 167 gazeteci gözaltına alındı. 100’ün üzerinde gazeteci tutuklandı.
* 2000 ile 2012 yılları arasında 643 dernek ve siyasi parti kapatıldı ya da kapatılmak istendi.
* AKP Hükümeti döneminde 700’ün üzerinde öğrenci düşünce ve ifade özgürlüğü hakkını kullandığı için cezaevinde.
İktiradır beğenmediği haberler yapan onlarca gazeteci ve köşe yazarı işten atılldı.
* 162’si ağır olmak üzere 544 hasta tutuklu ve hükümlü var.
* Yargısız İnfaz, işkence, gözaltında yaşanan ölümler 2010 ve 2012 yılları arasında toplam bin166 kişi öldürüldü. Bu sayı 2011’de 177, 2012’de 72.
* Baskın ve saldırı yapılan kitle örgütü, siyasi kuruluş, yayın organı, kültür merkezi bin 836. Aynı yıllar arasında 4 bin 779 kişi hakkında sonuçlanan davalarda verilen toplam hapis cezası 8 bin 412 yıl 3 ay 27 gün, toplam verilen para cezaları ise 2 milyon 305 bin 25 TL olarak kayıtlara geçti.


GEZİ EYLEMLERİNDE İHLALLER ZİRVEYE ÇIKTI

Özellikle toplumsal muhalefetin yükseldiği Gezi eylemlerinde ciddi hak ihlalleri yaşandı. Türkiye’nin tüm illerin yayılan eylemlere yönelik polis saldırılarında 64’ü ağır olmak üzere 8 bin 160 kişi yaralandı. Bu saldırılarda 239’u çocuk olmak üzere 3 bin 343 gözaltı, 119 tutuklanma yaşandı. Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz,  Mehmet Ayvalıtaş devlet şiddeti nedeniyle yaşamını yitirdi.

Açılan davalarda hukuk fiyaskosu yaşandı. Gezi eylemcilerinin yargılandığı davalarda, eylemler sırasında biber gazından korunmak için takılan deniz gözlüğü bile iddianamelere suç delili olarak girdi.

Polis kurşunu sonucu ölen Ethem Sarsülük davasında sanık polis duruşma salonuna, güvenlik gerekçesi ile getirilmezken adalet talebinde bulunan aileler ise polisler tarafından darp edildi.

'Çözüm süreci'ne rağmen Kürt illerindeki hak ihlalleri de sürdü. Lice'de Medeni Yıldırım, kalekol inşaatına karşı yapılan eylemde vurularak öldürüldü.


İLERİ DEMOKRASİ SADECE SÖYLEMDE

Emek Partisi (EMEP) Genel Merkesi tarafından yapılan açıklamada, İnsan Hakları Beyannamesi’nin kabul edilişinin 65. yılında Türkiye’de insan hakları ihlallerinin artarak devam ettiğine dikkat çekildi. “Daha iki gün önce Yüksekova’da iki yurttaşımız polis kurşunu ile öldürüldü. Dün Diyarbakır ve pek çok ilimizde bu cinayetleri protesto etmek isteyenlere müdahale eden polis çok sayıda göstericiyi yaraladı” denilen açıklamada, “Başbakan bir ile gelecek diye, o ilde olağanüstü hal ilan ediliyor ve bütün gösteriler yasaklanıyor. Trakya’da Başbakan’ın geleceği gün bazı kişiler tedbiren gözaltına alınıyor. Başbakan, dün kendine çalışırken, bugün aynı işi yapan ama hükümete muhalefet eden gazetecileri ve gazeteleri “vatana ihanet” ile suçluyor.

Hükümete muhalif olduğu varsayılan yurttaşlar fişleniyor, telefonlar dinleniyor. Gazeteciler ve yazarlar düşüncelerinden ötürü hapishanelerde” denildi.

Grev hakkının gereği gibi kullandırılmadığğının belirtildiği açıklamada, siyasi grev, genel grev, dayanışma grevlerinin yasak olduğuna, sendikalara, hükümetin, iktidar güçlerinin açıkça müdahale ettiğine dikkat çekildi.

Seçim barajlarının halkın iradesinin meclise yansımasını engelemeye ettiği, siyasi partiler, sendikalara, derneklere ve vakıflara baskıların devam ettiğinin belirtildiği açıklamada, “Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, gençlerin hakları ihlal edilmeye devam ediliyor.

Altmış beş yıl sonra bir 10 Aralık’ ta daha ihlal edilen hakları saymakla bitiremiyoruz.

‘İleri demokrasi’ iddiasındaki AKP iktidarını yalan söylemeyi bırakıp, insan hak ve özgürlükleri üzerindeki baskı, kısıtlamaları kaldırmaya, hak ve özgürlükleri tanımaya davet ediyoruz. Türkiye halkları on yıllardır verdiği özgürlük ve demokrasi mücadelesi ile demokratik hak ve özgürlükleri hak ettiğini defalarca kanıtladı. Kendi iktidarını kurduğunda, hak ve özgürlükleri de serbestçe yaşayacak, gerçek demokrasi ile sözde ‘ileri demokrasi’ arasındaki farkı dosta düşmana gösterecektir” denildi. 


‘BÜTÜN İNSANLAR EŞİT DOĞAR’ AMA...

1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, “insan haklarının anayasası” olarak tanımlanıyor. 1948’de kabul edildiği tarih 10 Aralık her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin bazı maddeleri şunlar:
* Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.
* Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu Bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir.
* Ayrıca, bağımsız, vesayet altında ya da kendi kendini yönetemeyen ya da egemenliği başka yollardan sınırlanmış bir ülke olsun ya da olmasın, bir kişinin uyruğu olduğu ülke ya da memleketin siyasal, hukuksal ya da uluslararası statüsüne dayanarak hiçbir ayrım yapılamaz.
* Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır.
* Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulanamaz.
* Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasa tarafından eşit korunmaya hakkı vardır. Herkes, bu Bildirgeye aykırı herhangi bir ayrımcılığa ve ayrımcı kışkırtmalara karşı eşit korunma hakkına sahiptir.
* Herkesin anayasa ya da yasayla tanınmış temel haklarını ihlal eden eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yolundan yararlanma hakkı vardır.
* Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez.
* Kendisine cezai bir suç yüklenen herkesin, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı, kamuya açık bir yargılanma sonucunda suçluluğu yasaya göre kanıtlanıncaya kadar suçsuz sayılma hakkı vardır.
* Hiç kimse, işlendiği sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan herhangi bir fiil yapmak ya da yapmamaktan dolayı suçlu sayılamaz. Kimseye, suçun işlendiği sırada yasalarda öngörülen cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
* Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine, evine ya da yazışmasına keyfi olarak karışılamaz, onuruna ve adına saldırılamaz. Herkesin, bu gibi müdahale ya da saldırılara karşı yasa tarafından korunma hakkı vardır.
* Hiç kimse keyfi olarak uyrukluğundan yoksun bırakılamaz, kimsenin uyrukluğunu değiştirme hakkı yadsınamaz.
* Herkesin, tek başına ya da başkalarıyla ortaklık içinde, mülkiyet hakkı vardır.
* Kimse mülkiyetinden keyfi olarak yoksun bırakılamaz.
* Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır; bu hak, din veya inancını değiştirme özgürlüğünü ve din veya inancını, tek başına veya topluca ve kamuya açık veya özel olarak öğretme, uygulama, ibadet ve uyma yoluyla açıklama serbestliğini de kapsar.
* Herkesin kanaat ve ifade özgürlüğüne hakkı vardır; bu hak, müdahale olmaksızın kanaat taşıma ve herhangi bir yoldan ve ülke sınırlarını gözetmeksizin bilgi ve fikirlere ulaşmaya çalışma, onları edinme ve yayma serbestliğini de kapsar.
* Herkes, barış içinde toplanma ve örgütlenme hakkına sahiptir.
* Herkesin, ülkesinde kamu hizmetlerinden eşit yararlanma hakkı vardır.
* Halk iradesi, hükümet otoritesinin temelini oluşturmalıdır; bu irade, genel ve eşit oy hakkı ile gizli ve serbest oylama yoluyla, belirli aralıklarla yapılan dürüst seçimlerle belirtilir.
* Herkesin, herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır.
* Herkesin, çıkarını korumak için sendika kurma ya da sendikaya üye olma hakkı vardır.
* Herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli yaşama standartlarına hakkı vardır.
* Herkes, eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel öğrenim aşamalarında parasızdır. İlköğretim zorunludur. Teknik ve mesleki eğitim herkese açıktır. Yüksek öğrenim, yeteneğe göre herkese eşit olarak sağlanır.
* Bu Bildirgenin hiçbir hükmü, herhangi bir Devlet, grup ya da kişiye, burada belirtilen hak ve özgürlüklerden herhangi birinin yok edilmesini amaçlayan herhangi bir etkinlikte ve eylemde bulunma hakkı verecek şekilde yorumlanamaz.

ÖNCEKİ HABER

Dershane öğretmenleri: Kapatma değil örtülü özelleştirme

SONRAKİ HABER

Jazz tepetaklak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...