09 Aralık 2013 06:00

Şaşkınlığım sadece, kaçıncı yüzyıldaysak onadır

‘İşte en can alıcı nokta burası olmalı;Nasıl bir şeydir ki, nasıl bir ahlak anlayışıdır ki, insanların ahlakını bronza dökülmüş bir çift çıplak heykel yoldan çıkarabilsin?’

Şaşkınlığım  sadece, kaçıncı  yüzyıldaysak onadır
Paylaş

Derya YILMAZ
İstanbul

Gazi Üniversitesi Resim-İş Eğitimi Ana Bilim Dalında bulunan iki nü heykelin kaldırılıp depoya konulmasının ardından üniversitedeki öğrenci ve öğretim görevlilerinin tepkileri sürüyor. Onlarca yıldır üniversitenin koridorlarında duran heykeller aynı zamanda heykel ve resim bölümü öğrencileri için de birer eğitim metaryali haline gelmiş. Öğrenci ve eğitmenleri bu heykellerin kaldırılmasını en kaba haliyle cahillikle adlandırıyor. Gazi Üniversitesi Resim Ana Sanat Dalı Başkanı Serap Buyurgan, Yrd. Doç. Cengiz Savaş, Öğr. Gör. Necmettin Yağcı konuya dair düşüncelerini gazetemizle paylaştı.

KENDİLERİ GİTTİ ÇUKURLARI KALDI YADİGAR

Cengiz Savaş (Yrd. Doç.):
Resim ya da heykel macerasına yeni başlayanlar, gördüğü ve gözlemler yapabildiği nesneler üzerinden resim ya da heykel yapmaya başlarlar. Bunun için en öğretici olanı da insan vücududur. Sanat yapmaya çalışan birisi ve otuz küsur yıldır sanat eğitimcisi, sayılarını bilemediğim onca öğrencilerimin hocası olarak, sanatın yine de kurşun kalemin ucundan geçtiğine inananlardanım. Çıplak modelden çalışmış olan ne kendimin ne de hiçbir öğrencimin “ ahlaki” bir sıkıntıya girdiğine tanık olmadım. Aklıma düşünür Immanuel Kant’ın bir sözü geldi. Belleğim beni yanıltmıyorsa şöyleydi; “Nesneler insanların bakış açısına göre anlam kazanır.” İşte en can alıcı nokta burası olmalı. Nasıl bir şeydir ki, nasıl bir ahlak anlayışıdır ki, insanların ahlakını bronza dökülmüş bir çift çıplak heykel yoldan çıkarabilsin. Çıplak model bize sadece çalışma konusu olmanın ötesinde bir şey ifade etmez. Modele bakış açımız başka anlamları içerisinde barındırmaz. Derdimiz sadece ve sadece sanatın dilini ve yapabilme koşullarını yerine getirmeye çalışmaktır. Bir şeyin dilini bile bilmeden nasıl anlaşabiliriz. Sanırım sorun, bu işi bilmeyenlerin, yaşamlarında bir karış çizgi bile çizmemiş, duvarında özgün bir sanat eseri bile olmayan, bir sanat eserinin oluşum heyecan ve coşkusunun ne olduğunu bilmeyen, belki yaşamında bir kızın elini bile tutmamış olan insanların bu işin içine “cehaletin cesareti” ile tam anlamıyla “balıklama atlamasından” ve bilenlerin de bilmemezliğe yatmasındadır. Her şeyin olduğu gibi sanatın da kendine özgü yasaları vardır. Bu yasa kitaplarda yazmaz ama sanat insanları, sanat eğitimcileri bu sanatın yasalarının kendilerini de kapsadıklarını çok iyi bilirler ya da bilmelilerdirler. Başların kuma gömülmesi, utangaç duruşlar kurtarmaz hiç kimseyi. Onun için bölüme girmeden beni uyaran arkadaşımın, hocam bölüm girişindeki heykeller kaldırıldı, şaşırmayın dediğinde, ona dediğimi yine diyorum. Hiç şaşırmadım. Şaşkınlığım sadece, kaçıncı yüzyıldaysak onadır…

SANAT EĞİTİMİ ALANLARINI SAVUNMALIYIZ

Prof. Dr. Serap Buyurgan (Resim Ana Sanat Dalı Başkanı):
Pazartesi sabahı heykellerin kaldırıldığını öğrendiğim andan itibaren neden ve ne zaman kaldırıldığı ile ilgili bilgi toplamak istedim. Heykeller kaldırılmadan önce benimle hiçbir şekilde konuşulmamıştır. Heykellerin kaldırıldığı sabah, Cuma günü akşam üzeri bölüm başkan yardımcımız ile görüşüldüğü, ancak aynı birimde idareci olan mesai arkadaşım tarafından bana hiçbir bilgilendirme yapılmadığını heykeller kaldırıldıktan sonra öğrendim. Sonuçta heykellerin kaldırılması ile ilgili yöneticilerin bir bakış açısı elbette vardır. Biz sanat insanları bu bakış açısını tabii ki kabul etmiyoruz; bizim için heykel, tors, büst, ve canlı model sanat eğitiminin bir parçasıdır. Bunlar özellikle desen derlerimizde doğru görme, oran-orantı kavramlarının öğretilmesinde önemli eğitim materyallerimizdir. Çıplak model, heykel ve torsun sanat eğitimindeki yeri budur, bizler çıplaklığa bu gözle bakarız. Ana bilim dalımızdan kaldırılan heykeller senelerce koridorumuzun bir parçası olan sanat objelerimiz ve eğitim materyallerimizdir. Çarşamba günü Sayın Rektörümüzün fakültemiz profesörleri ile yaptığı kahvaltıda kendilerine bu açıklamaları yaparak bizlerin görüşleri alınmadan heykellerin kaldırılmasının bizi çok etkilediğini, heykellerin bizler için ne ifade ettiğini dile getirdim. Keşke o toplantıda bulunan diğer sanatçılarda sanat ve sanat eğitimi adına inandıkları doğruları söyleyebilselerdi. Nedense susmayı tercih ettiler. Üniversitemiz yöneticilerinden sesimizi duymalarını, alanımıza duyduğumuz sorumluluk ve saygıdan dolayı yürüttüğümüz bu mücadeleyi görmelerini ve bizi anlamalarını istiyoruz. Alanımız için verdiğimiz bu mücadelede, yöneticilerimizle yaptığımız görüşmelerde anabilim dalımızdaki bütün sanatçı eğitimci meslektaşlarımızı birlik olmaya, sanatı, sanat eğitimini, yaratıcı beyinlerin yetişmesindeki gerekliliğimizi anlatmada tek yürek olmaya davet ediyorum.

SUÇLU SADECE YÜZDE 50 Mİ?

Necmettin Yağcı (Öğr. Gör.):
Bu heykellerin hikâyesini merak edenlere!.. 1950’li yıllarda Almanlar Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümüne iki atlet heykeli hediye eder. 1950-1955 yıllarında beden eğitimi bölümüne körler okulu taşınır. Heykeller yerindedir. Okul Milli eğitime bağlıdır ve iktidarda Demokrat Parti vardır. Askeri iktidarlar sonrası 1960’lı ve 1970’li yıllarda sağcı Adalet Partisi hükümetleri ve sonrasında 12 Mart cuntası var. Sonrası ara rejim hükümetleri ve milliyetçi cephe hükümetleri vardı ama, heykeller de vardı. 1980 darbesi ve 12 Eylül cuntası sonrasında, 1982’de Gazi Üniversitesi kuruldu. Eğitim fakültesi öğretim üyeleri bu heykelleri resim-iş bölümüne konmak üzere milli eğitimden istedi ve bu heykeller 1983’ten bu yana, düne kadar resim-iş bölümünde muhafaza edildi. Canlı modeli bulunmayan bir resim eğitimi bölümünde öğrenciler defalarca bu heykellere bakarak desen çizdi. İnsan anatomisini heykellerden öğrenmeye çalıştı. Peki ne oldu da bunları kaldırdılar? Ülkedeki geriye doğru gidişi tekrar bir düşünün bakalım. Suçlu kim? Halkın sadece yüzde 50’si mi acaba?

ÖNCEKİ HABER

Ortadoğu politikasında ne değişti?

SONRAKİ HABER

Denetimdeki engeller yolsuzluk algısı yaratıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa