09 Aralık 2013 06:00

‘Demokrasi’ sadece adında var

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Demokratikleşme Paketi” diye duyurduğu düzenlemeler, kanun tasarısı olarak 5 Aralık’ta Meclise gönderildi. 18 maddelik Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’ndan yine demokrasi çıkmadı.

‘Demokrasi’  sadece adında var
Paylaş

Sultan ÖZER
Ankara


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Demokratikleşme Paketi” diye duyurduğu düzenlemeler, kanun tasarısı olarak 5 Aralık’ta Meclise gönderildi. 18 maddelik Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’ndan yine demokrasi çıkmadı. Tasarı, binlerce kişiyi cezaevine gönderen Terörle Mücadele Yasası’na (TMY), polise ‘vur’ yetkisinin tanındığı Polis Vazife ve Selahiyat Kanunu’na (PVSK) dokunmuyor. Her ne kadar tasarıda köy, ilçe ve coğrafi alanlara eski adlarının verilebileceği ifade edilse de, değişiklikler valiliklerin keyfiyetine bırakılıyor. Q, X, W harflerine ilişkin yasak ise nihayet tasarıyla kaldırılıyor.

‘ANA DİLİNDE SİYASET’ SEÇİMDEN SEÇİME

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 58’inci maddesinin “Propaganda yayınlarına ilişkin yasaklar” başlığı “Propaganda yayınlarına ilişkin yasaklar ve kullanılacak dil” olarak değiştiriliyor. Maddenin 2’nci fıkrası “Siyasi partiler ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propaganda, Türkçenin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde de yapılabilir” ifadesiyle yeniden düzenleniyor. Bu değişiklikle seçimlerde Türkçe dışında dillerde propaganda yapılmasının önü açılıyor. Ancak hukukçular, insan hakları örgütleri ve özgürlüklerin genişletilmesini isteyen kesimler, “Gerçekten köklü bir düzenleme yapılacaksa, dil yasağı kanunların tümünden kaldırılmalı. Tek bir yasa ile yapılacak düzenleme etkisiz ve sınırlı kalır” görüşündeler. Aynı kesimler yasa metninde “ana dilinde siyaset” ifadesinin olmamasını da eksiklik olarak görüyorlar. Düzenlemenin sadece seçim süreciyle sınırlı olup, siyasi partilere farklı dil ve lehçede siyaset yapma hakkını tam anlamıyla vermemesi eleştiri konusu oldu.

BAĞIMSIZ SEÇİLİP GRUP KURANLARA YARDIM YOK

Seçimlere bağımsız adaylarla girip, sonradan grup oluşturan partilere yapılacak yardıma ilişkin bir düzenlemenin olmaması “eksiklik” olarak değerlendiriliyor. BDP örneğinde olduğu gibi bağımsız adaylarla Meclise girip sonradan grup oluşturan partiler bu yardımdan yararlanamayacak. BDP bunu, “Hazine yardımından pay al, ancak siyaset yapma” diye değerlendirerek, şu yorumu yapıyor: “Seçimlere bir parti çatısı altında girmeyi bir koşul, bir dayatma olarak sunan bir düzenlemenin demokrasi açısından olumlu katkı sunmayacağı açık.”

EŞ GENEL BAŞKANLIK AMA...

Tasarı ile getirilen başka bir düzenleme de Siyasi Partiler Kanunu’nun 15’inci maddesine eklenen, “Siyasi partiler, tüzüklerinde yer almak ve iki kişiden fazla olmamak kaydıyla, eş genel başkanlık sistemini uygulayabilirler. Eş genel başkanlar, bu kanunda genel başkan için öngörülen hükümlere tabidirler” ifadesi ile eş genel başkanlığın getirilmesi oldu. Halen BDP, HDP ve ÖDP’nin uyguladığı ancak eş başkanlardan birinin kadın olmasına yönelik zorunluluk tasarıda yer almıyor. Kadın çevreleri de tasarıda “eş başkanlardan birinin kadın olması koşulu” olmamasını eleştiriyor. Bu düzenlemenin “kadının siyasette aktif rol almasını sağlayıcı nitelikte olmadığı” eleştirisi getiriliyor. HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, eleştirisini “AKP bıyıklı eş başkanlar istiyor” diye ifade etmişti.

ÖRGÜTLENME ŞARTI KALKIYOR


Tasarının 3. maddesi Siyasi Partiler Yasası’nda değişiklik öngörüyor. Bu değişiklik ile ilçede teşkilatlanmak için, beldelerde teşkilatlanma zorunluluğu ortadan kaldırılıyor. Mevcut sistemde bir siyasi partinin ilçede teşkilatlanmak için “beldelerin en az yarısında teşkilat kurma zorunluluğu” var. Şimdi bu zorunluluğun kaldırılması olumlu bir gelişme belki, ancak örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmamış olması bu değişikliğin etkisini de anlamsız kılıyor. Örneğin, BDP’nin binlerce il ve ilçe yöneticisi halen tutuklu ve fiilen siyaset yapmaları engelleniyor.

PARTİLERE YARDIM YÜZDE 3’E DÜŞÜYOR

Tasarı ile milletvekili genel seçimlerinde  toplam geçerli oyların yüzde 3’ünden fazlasını alan siyasi partilere devlet yardımı yapılması düzenlemesi de getiriliyor. Alınan oyla orantılı olarak yapılacak yardımın 1 milyon TL’den az olamayacağının da düzenlendiği maddede, bunun için her yıl Maliye Bakanlığı bütçesine yeterli ödenek konulması öngörülüyor.
Mevcut uygulamada yüzde 7 oy şartı yer alırken, bundan önceki düzenlemede Mecliste en az üç milletvekili bulunan siyasi partilerin de devlet yardımı alması uygulaması vardı. BDP ise milletvekili genel seçimlerinde geçerli oyların yüzde 1’inden fazlasını almış olma şartını önermişti.

2911’DE GÖSTERMELİK DEĞİŞİKLİKLER

Tasarıda 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nda değişiklikler öngörüyor. “Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler güneş batmadan önce dağılacak şekilde, kapalı yerlerdeki toplantılar ise saat 24.00’e kadar yapılabilir” denilen bu değişiklik ile önce toplantı saati bir saat uzatılarak, 24.00’e çekilmiş oluyor. Toplantı ve gösteri güzergahının belirlenmesinde siyasi parti ve sendikaların görüşlerinin alınmasını getiriyor; ancak bu görüşler bağlayıcı değil. Yani uygulanmayabilir. Bu nedenle değişiklik “yasak savmanın” ötesine geçmiyor.

POLİS HER ŞEYİ KAYDEDEBİLECEK

2911 sayılı yasada yapılan değişiklik ile düzenleme kurulu ve hükümet komiserinin görev ve yetkileri, kolluk güçlerine ve düzenleme kuruluna devrediliyor. Böylece, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu ile zaten elinde “vur” yetkisi olan polisin yetkisi daha da artırılıyor. “Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından kaydedilebilir. Elde edilen kayıt ve görüntüler şüphelilerin ve suç delillerinin tespiti dışında başka amaçla kullanılamaz” düzenlemesi de getiriliyor. Bu değişiklikler de insan hakları örgütleri tarafından eleştiriliyor.

KAMUDA GREV, EĞİTİMDE BOYKOT YASAĞI

Tasarıda ayrıca eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi başlığı altında TCK’nin 112’nci maddesinde değişiklik yapılıyor. Değişiklikle öğretim kurumlarında ders boykotu, protesto gösterileri, hak arama eylemleri, hatta eğitim alanında çalışanların yapacakları grev türü eylemler “kişinin eğitim hakkını engelleme” kapsamında değerlendirilecek. 
Benzer bir kısıtlama da “Kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi” adı altında getiriliyor. Toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi temel haklarla, sivil demokratik eylemlerin de yine aynı gerekçe ile engellenmesinin önü açılıyor.

NEFRET VE AYRIMCILIK

Tasarının15’inci maddesi ile 5237 sayılı yasanın 112’inci maddesi “nefret ve ayrımcılık” başlığı da düzenleniyor. Suçu işleyenlerin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması öngörülüyor.

Ancak düzenleme, “Etnik köken, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği” gibi kriterlere yer verilmemesi nedeniyle “eksik ve tüm toplumu kucaklamayan bir yaklaşımın sonucu” olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle değişikliğin “yasak savma” niteliğinde olduğu ifade ediliyor.

KÜRTÇEYE YABANCI DİL MUAMELESİ


DÜZENLEME ile ana dilinde eğitim görmek isteyenler için özel okullar adres gösteriliyor. Hem de yabancı dil eğitimine ilişkin yasada yapılacak değişiklikle. 2923 sayılı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi ile Türk Vatandaşlarının Farklı Dil ve Lehçelerinin Öğrenilmesi Hakkında Kanun’un 2. maddesinde şu değişiklik yapılıyor: “(...) Özel Öğretim Kurumlan Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerle eğitim ve öğretim yapmak amacıyla, özel öğretim kurumlan açılabilir. Bu kurumlarda eğitimi ve öğretimi yapılacak dil ve lehçeler Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edilir. Bu kurumların açılmasına ve denetimine ilişkin esas ve usuller, Milli Eğitim Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”

ÖNCEKİ HABER

İşbilir ailesi: Yine de ‘barış’ diyeceğiz

SONRAKİ HABER

Kayseri’de unutulmuş mahalleler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...