05 Aralık 2013 20:16

Hem hekime hem de vatandaşa zarar

Kamuoyunda “tam gün yasası” olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı’nın 20 maddesi Mecliste kabul edildi.

Hem hekime hem de vatandaşa zarar
Paylaş

Kamuoyunda “tam gün yasası” olarak bilinen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı’nın 20 maddesi Mecliste kabul edildi. Tasarı görüşmeleri sırasında söz alan muhalefet milletvekilleri hem tasarıyı hem de AKP’nin sağlık politikalarını sert dille eleştirdiler. Tasarının kalan maddelerinin görüşülmesine pazartesi günü devam edilecek.

ŞÜPHELİ İHALELER

Tasarı görüşmelerinde konuşan CHP Milletvekili Özgür Özel, Yozgat, Bursa ve Elazığ hastanelerinin projelerini kimlerin aldığını sorgulayarak “Bu ihalelerle ilgili şüpheler var. Deniliyor ki ‘Bunun ortaklarından bir tanesi first lady.’ Ya, ‘first lady’ deyince durdum düşündüm, aklıma Michelle Obama geldi. Ümit ediyorum Michelle Obama’dır. Sizin aklınıza bir başka first ladynin ortaklığı geliyorsa, o da artık sizin bileceğiniz iş...” diye konuştu.

HASTALIKLAR ARTIYOR

MHP’li Ruhsar Demirel Türkiye’de kızamık ve benzeri hastalıkların arttığına dikkat çekerek  Türkiye’de çocuk felci görülme ihtimali olduğunu hatırlattı. Suriye sınır kapısını kasteden Demirel, “ Sağlık stratejik bir konu, her kapıdan geleni içeri alırsanız olmaz.”

HÜKÜMET NE YAPTIĞININ FARKINDA MI?

CHP’li Aytuğ Atıcı da tam günden yana olduklarını ama böyle bir tam günden yana olmadıklarını söyledi. “Hükümet, askere ve polise acil tıbbi müdahale yetkisi verdiğinin farkında mıdır?​” diye soran Atıcı şunları söyledi “Bakın ilk yardım demiyorum. Acil tıbbi müdahale yapıyor, sağlıkçı olmayan asker ve polisler. Bunun farkındalarsa diyecek bir şeyimiz yok” dedi.

‘HEKİMLER ONURLU BİR YAŞAM İSTİYOR’

‘Tam gün’ olarak ifade edilen yasayı eleştiren HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, bu çalışma koşulları altında hekimlerin ettikleri yemine bağlı olarak yurttaşlara sağlık hizmeti vermeleri ve onurlu bir yaşam sürdürebilmelerinin olanaklı olmadığını söyledi. Düzenlemeyi hekimlerin meslek örgütü olan TTB’nin eleştirdiğine dikkat çeken Tüzel, TTB’nin hekimlerin haklarını ve yurttaşların sağlık hakkını korumak için karşı çıktığını vurguladı.TTB’nin hekimin de, hastanın da sağlık hakkını savunduğunun altını çizen Tüzel, bu düzenlemenin, sağlıkta dönüşüm projesinin yarattığı sorunları çözmek bir yana büyüteceğini belirtti.

BAKANLIK DAYATMASI NE İÇİN?


“Bakanlığa sormak gerekiyor: Bağımsız, hiçbir dayatmaya, baskıya tabi kalmaksızın, onuruyla bu mesleğini yapmak, bağımsız çalışmak isteyen hekimlere niye hukuksuz bir şekilde ruhsat verilmiyor?  Liyakata uymayan, akademik hizmeti, öğrenciye eğitim hakkını sunmayan birtakım yandaş hocalara, CEO’lara profesörlük unvanı vermek isteyen bu düzenlemeyi niye hazırlıyorsunuz? Sağlık politikaları, yurttaşlara sağlık hizmeti sunmuyor adeta sağlık hırsızlığı yaparak yurttaşın sağlığından alıp götürüyor. Biz, hekime de, yurttaşa da onurlu, sağlıklı bir yaşam ve sağlıklı, kaliteli bir gelecek istiyoruz. Böyle bir yaklaşımı savunuyoruz, o nedenle bu düzenlemelere, bu tasarıya karşı çıkıyoruz.”

AMELİYATLIK HASTALAR SIRAYA DİZİLDİ

Sakarya  Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ameliyata girmeye hazırlanan hastaların tekerlekli sandalyede peş peşe, tren vagonu gibi dizildiğini gösteren gazete haberlerine atıf yapan Tüzel, “Bu ne rezillik” dedi. Rezilliğin sorumlusunun ameliyata girecek üç hastayı  peş peşe götüren hastabakıcı olmadığının altını çizen Tüzel, “Bu sorumsuzluğun bedeli o personele, o yetersiz hizmetle emeği sömürülen, tıpkı özeldeki emeği sömürülecek hekimler gibi o hasta bakıcıya sorulmak isteniyor” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Bu daha başlangıç mücadeleye devam

SONRAKİ HABER

Yaptığımız işin odağında insan olmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...