05 Aralık 2013 20:13

Bu daha başlangıç mücadeleye devam

Birçok kentte yaptığımız toplantılarda fark ettik ki; Türkiye tarihine büyük bir iz bırakan, yeni bir dönemin habercisi Gezi eylemleri yurt içinde tartışılıp merak edildiği kadar yurt dışında da hala merak edilen, tartışılan, konuşulan bir konuydu

Bu daha başlangıç mücadeleye devam
Paylaş

Ekinsu Devrim DANIŞ
ODTÜ
Mutlu COŞAR
Gazi Üniversitesi


Revizyonist Sovyetlerin yıkılması ve sosyalizmin geçici yenilgisinin şaşaalı ilanının ardından bütün dünyada özellikle Avrupa’da önemli değişimler yaşandığı bir gerçektir. Doğu bloğunun yıkılmasıyla birlikte emperyalist ülkeler için yeni pazarlar ortaya çıkmıştır. Bu birleşmeyle aslında Doğu Almanya, Alman emperyalizminin sanayisini besleyen bir yer haline gelmiştir. Neo-liberal politikalarla birlikte burjuva ideologları; ‘Tarihin sonu’nu ilan ettiler, proleteryaya elveda dediler. Sınıf mücadelelerinin bittiğini ağızlarına pelesenk ettiler. Yeni pazarlar oluşturdular kendilerine, böylece çelişkilerini yarattılar. Biz de hem bu ‘burjuva demokrasisi’nin hakim olduğu ‘refah ülkesi’ Almanya’yı görmek, Doğu Almanya’daki savaş kalıntılarına bakmak, Kızıl Ordu’nun ruhunu hissetmek hem de Haziran direnişini anlatmak üzere yola çıktık.

EMEKÇİLERİN ALMANYA’SI FARKLI

İlk durağımız Frankfurt’tu. Frankfurt’a indiğimizde birçok banka, alışveriş merkezi ve işinde gücünde takım elbiseli insanlarla yüz yüze geldik. Keşke Frankfurt’un gerçeği şaşaalı uzun binalar ve Ren Nehri’nin ahengi olsaydı. Ne yazık ki, öğle molalarında ellerinde sigarası, çayı Frankfurt’un uzağında gettolarda yaşayan emekçiler gösteriyordu gerçeği.

Biraz gözlem yaptıktan sonra etkinlik için DGB’ye (Alman Sendikalar Konfederasyonu) geçtik. Köln, Hamburg ve daha birçok kentte yaptığımız toplantılarda fark ettik ki; Türkiye tarihine büyük bir iz bırakan, yeni bir dönemin habercisi Gezi eylemleri yurt içinde tartışılıp merak edildiği kadar yurt dışında da hala merak edilen, tartışılan, konuşulan bir konuydu. ‘Türkiye’yi Gezi’ye sürükleyen dinamikler’, ‘Gezi eylemleri ve sonrası’ konsepti ile örgütlenen toplantılarda; “Tamam da bundan sonra ne yapacağız?” sorusunun cevabı en çok merak edilen şey oldu.

ARTIK BEKLENTİ DAHA FAZLA

Kendi yaşam alanlarında muhatap oldukları gençlik gruplarının özellikle apolitik olarak değerlendirdikleri gençlik kesiminin, Türkiye’de harekete geçmiş olmasına şaşkınlıkla ve umutla bakan gençler, burada nasıl olacak sorusunu da sormadan edemiyorlar. Etkinliklerin sonunda daha samimi sohbetler de yaptık. Gençler bizlere buralara kadar geldiniz teşekkürleri etmelerinin yanı sıra, birçok şeyi şimdi daha iyi oturttuklarını, bundan sonrası için de büyük beklentilerinin olduğunu söylediler.

 


BİRGÜN HEP BERABER ÇIKTIK

Gezimiz boyunca özellikle üniversitelerde yaptığımız toplantılarda gelen soruların ve kitlenin profili gerçekten çok değerliydi. Hem göçüp geldiği memleketin durumunu merak edenler hem yıllardır Almanya’da doğmuş büyümüş gençler, insanları sokağa nasıl çıkardınız diye sorup durdular. Fakat biz zaten hep sokaktaydık. Bir gün hep beraber çıktık.

 


Evet, bizler de gelecekten çok umutluyuz. ‘Umuda Hoş Geldiniz’ diyerek kongresini toplayan, ‘Bu daha başlangıç mücadeleye devam’ sloganıyla birleşerek önümüzde duran yeni bir görevimiz var: HDP. Gezi dinamiğinin, kararlılığının, mücadelesinin ve kapsayıcılığının partisi olmaya aday olan HDP, Türkiye halklarının eşitlik, özgürlük, kardeşlik talebine ses olmak zorunda. Önümüzdeki yerel seçimlerden herkesin beklentisi yüksek, aynı bizim gibi. Fakat bir kez daha söylemek gerekir ki, seçimlerden beklentimiz, seçim çalışmamız ve HDK mantığının kitleler arasında bulduğu yerle doğru orantılı olarak başarıya ulaşacaktır.

Farklı ideolojik grupların Gezi üzerindeki yorumlarından etkilenen özellikle milliyetçi, faşizan grupların Gezi’de de gördüğümüz hareketi kendi çizgisine yedekleme girişimleri, Gezi’de başarısızlığa uğramasına rağmen; Gezi sonrası değerlendirmelerde de önümüze gelmişti. Alkışlar bu zamana kadar umudunu yitirmemiş mücadele için saf tutmuş gençlere gelsin. Bir sonraki direniş ve nice direnişlerde yine beraber olacağız. “Size nasıl yardımcı olabiliriz.” diye samimi desteklerde bulunmak isteyenler de oldu. Onlara da cevabımız; direnişin yanında olmak direnişle olur. Sokakta destek seslerinin yükseldiği her yer Taksim’di her yer direnişti.

TEMEL ÇELİŞKİ DÜN OLDUĞU GİBİ SÜRÜYOR

Gittiğimiz bütün toplantılarda bu halk hareketlerinin aslında kapitalizmin iç çelişkisinin, emek-sermaye arasındaki çelişkinin kendini döndürmesi için yağma, talan ve rant politikalarının sonucu olduğundan bahsettik. Bu çerçevede Frankfurt Okulu’na, post- modernizmin tohumlarına, Adornolara, Horkheimerlara bir çift lafımız olsun. Siz her ne kadar sınıf bitti, artık çokluğun iktidarı var deseniz de ve bu ayaklanmaları, hareketleri bir orta sınıf hareketi olarak yorumlasanız da... Bugün artık kapitalizme eklemlenen bir hizmet sektörünün varlığından söz edebiliriz. Yaşam tarzıyla burjuvaziyi taklit eden, ev, araba sahibi olan bu kesim bir yandan git gide proleterleşmektedir. Eğer bu analizi gözden kaçırırsak, bugün küçük burjuvazinin neden alanlarda olduğunu da kaçırırız.

İşçiler her ne kadar bir sınıf bilinciyle alanlarda olmasa da, Gezi şehitlerinin çoğunun işçi ve emekçi çocukları olduğunu, direnişin yoksul semtlerde daha şiddetli geçtiğini ve bilgi emekçileri–mühendis, doktor, öğretmen- üzerindeki sömürü politikaların onları da alanlara hak talepleri etrafında çıkmaya zorladığını gözden kaçırırız. 
Tam da bu noktada sınıfın talepleriyle birleşmesi gereken bir hareketin örülmesi gerektiği elzemdir. Bu yüzden bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
 


SINIF MÜCADELESİNDE ISRAR ETMELİ

Son duraklarımızdan biri olan Berlin’de tüm anti-komünist, anti-Stalinist propagandaya rağmen Kızıl Ordu’nun etkileri görülüyordu. Aslında bu etki, bütün dünyada gelişen neo-liberal politikalara ve bununla birlikte kapitalizmin içine girdiği krize karşı, Avrupa ülkelerinde son 5 yıldır kendini gösteren ayaklanmalar, toplumsal hareketlerle de kendini hissettiriyordu. İşte tam da bu noktada sosyalizm de ısrar, sınıf mücadelesinde ısrar etmek bir kez daha önem kazanıyordu.

ÖNCEKİ HABER

Unutuşun kolay ülkesine bir hatırlatma: Erdal Eren

SONRAKİ HABER

Hem hekime hem de vatandaşa zarar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...