‘Seçime kadar süreçte olağanüstü değişiklik beklemiyoruz’
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş çözüm sürecini, seçimleri, ittifakları, AKP-cemaat tartışmalarını değerlendirdi...
Sultan Özer
Ankara
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçime kadar çözüm süreciyle ilgili negatif ya da pozitif anlamda olağanüstü gelişmeler beklemediklerini söyledi. “Seçim dönemi, herkes seçimle uğraşacak ama seçim sonrası artık tekrar sürecin pratik adımlarına geri dönülecek” diyen Demirtaş, seçim öncesi hükümetin İmralı’da koşullarla ilgili ciddi bir değişiklik yapabileceğini, bunun da süreci rahatlatabileceğini söyledi. BDP ve HDP'nin seçim çalışmalarına, adaylara cemaatin kendilerine yönelik suçlamalarına, gençlik kongresinde yaşanan bayrak olayına ilişkin değerlendirmeler yapan Demirtaş, BDP ve HDP’nin yerel seçimlerden büyük başarı ile çıkacağı inancını da dile getirdi.
Meclis’te bir grup gazeteci ile sohbet eden Selahattin Demirtaş, AKP’nin Urfa’da valiyi aday göstermesine değinerek, “Urfa’da AKP kaybedecek o veya başkası farketmezdi çünkü orada muazzam bir yükselişimiz var” dedi.
Diyarbakır’da ön seçimden Eş Genel Başkan Gültan Kışanak’ın çıktığını, eş başkan olarak da Fırat Anlı’nın adının geçtiğini belirten Demirtaş, seçimlerden sonra kongre toplayacaklarını da söyledi. Demirtaş’ın yerel seçimlere, sürece ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
Aynı isimler konusunda sitem var mı?
15 yıldır Diyarbakır Belediyesi’ni yönetiyoruz. İki dönem şartı nedeniyle Osman Bey devam edemeyeceği için, tecrübeli birinin olmasını yararlı gördük. Gültan Hanım Bağlar Belediyesi’nde uzun süre proje sorumluluğu yaptı. Hem belediyeciliği, hem milletvekilliğini biliyor. Diyarbakır gibi önemli bir yerde devam etmesi o açıdan doğru görüldü.
Milletvekili olarak başka isimler geçiyor mu?
Ahmet Bey’in Mardin başvurusu var. Daha önseçim veya tartışmalar bitirilmedi. Orada henüz tartışmalarımızı sürdürüyoruz.
Adaylar ne zaman açıklanacak
Önümüzdeki hafta başından itibaren düşünüyoruz adayları açıklamayı. Hepsi birden olmasa da peyderpey açıklanacak.
CHP ile ittifak, resmi temas olur mu?
İşin doğrusu CHP’den de bize gelmiş resmi temas işareti yok, bizim de öyle bir arayışımız hiç olmadı.
Sırrı Süreyya Önder’in oyları böleceği söyleniyor?
Hangi oyları? Belki AKP’nin oylarını böleceğiz. Sırrı Süreyya Önder tek aday olarak çıkarsa kazanma şansı daha yüksek. Sırrı beyi desteklesinler, kazanır da ona inanıyoruz. Biz tek aday çıkmasında fayda görüyoruz ama o HDP’nin adayı olarak çıksın. AKP’ye karşı birleşmek istiyorsa muhalafet, adresi Sırrı Süreyya Önder, HDP olabilir. Neden ille de 'Sırrı Süreyya Önder ya da HDP çekilsin' gibi bir baskı var anlamış değiliz. HDP dışında başka bir alternatif çalışmamaz yok. HDP’de henüz adayını netleştirmiş değil.
Üst düzey harici temas oldu mu?
Alt düzeyde de olmadı. Kulislerde konuşuyorlar, bunun muhabbetini yapıyorlar. Hepsi yansıyor ama resmi olarak ne biz kimseyi görevlendirdik, ne de CHP'den görüşme talebi geldi. Öyle bir arayışımız da yok, tartışma bizim dışımızda sürüyor sadece. CHP ile bir diyalog, ittifak zemini aramayacağız. HDP ile bu konuyu görüşmeye gelmek isterse HDP buna açık.
Ama bu şeffaf, kamuoyunun gözü önünde olur.
Yerel seçim statejisi?
BDP profesyonel şirketlerle seçim kampanyası yürütmüyor. Hiçbir dönem de öyle yapmadık. Büyük bir gönüllü ordusu oluşuyor. İnanıyorum ki bu defa Edirne’den Hakkari’ye, her yerde kadınlar, gençler en fazla katılımı sağlayan seçim örgütünü kuracaklar. Çalışmanın vitrinini biz sürdürüyoruz ama altta büyük bir emek var.
Adayımızın özellikle her yerde, herkesle birebir temas kurabileceği bir çalışma yöntemi uygulayacağız. Medya bize kapalı, önemli ölçüde de iktidarın kontrolünde olduğu için medyadan eşit faydalanamayacağız. Dolayısıyla yüzyüze çalışmayı daha uygun görüyoruz. Zamanımızın tamamını da alanlarda geçireceğiz. Milletvekilleri, eşbaşkanlar dahil il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle, ev ev dolaşacağız.
Hedef var mı?
22 belde belediyemiz yasayla birlikte kapandı. Sayısal olarak belediyelerimiz düşebilir ama etki, coğrafi alan ve nüfus itibarıyla artacak. Asgari hedef yüzde 80 artış, fakat yüzde 100’e ulaşmayı, yani 2 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Şu anda 100 belediyemiz var 200’e çıkacak demiyorum ama etki alanı itibarıyla 2 katına yakın artış bekliyoruz.
HDP’nini batıda hedefi?
Etkili olduğumuz yerlerde BDP olarak girmeyi hedefliyoruz. BDP seçmeninin ağırlıklı olduğu özellikle Mersin, Konya’nın birkaç ilçesinde BDP girecek ve muhtemelen tekrar kazanacağız. Ege’de bazı küçük belediyelerde, ilçelerde HDP etkili olabilir. İstanbul da iki ilçeyi hedefliyoruz HDP ilk defa seçime girecek. Belediye kazanmaktan ziyade bir sonraki seçime temsiliyet düzeyini yakalayacak bir potansiyelle girilmesini hedefliyoruz İttifaklar durumunda ise bazı sürpriz yerlerde belediyeler kazanılabilir. Özellikle güçlerin birleştirilmesi gereken yerler var Karadeniz, Hatay, Adana, İzmir, Antalya’da büyükşehirler dahil, ittifaklar gerçekleşirse HDP’nin oralarda temsiliyet gücü olacak. Hemen hemen her yerde belediye meclisi ya da il genel meclisine HDP’liler girecek bu defa.
İttifak kime açık ya da kapalı?
MHP’ye kapalı mesela. Türkiye genelinde CHP ile BDP ya da HDP arasında kesinlikle bir ittifak yapmayacağız. Merkezi düzeyde asla böyle bir görüşmemiz olmayacak. Her yerde HDP ve BDP adayları çıkacak, ama CHP dahil yerelde herhangi bir adayımızla ittifak ve işbirliği önerirlerse oradaki adaya, çalışma ilkelerine, seçmen durumuna bakacağız.
Batıdaki birçok yerde bu tartışmalar olabilir. Bu sadece CHP açısından geçerli değil. ÖDP, HDP bileşeni olmayan başka hareketler, dernekler, Alevi örgütleri var. Sürprizler çıkabilir.
Çekilmenin durmasının ana nedeni örgütün yerel seçimlerde baskı unsuru olması mı?
Sandık başında müşahit, gözlemci var. Kabine giren de kişinin kendisi. Sandıkta kim kime oy vermiş bunu tespit etmek imkansız. Devlet hep baskı yaptı bugüne kadar HADEP’e, DEHAP’a, DTP, BDP'ye oy vermeyin diye. Ama insanlar gitti oylarını verdiler, baskı yapıldı diye insanlar fikrinden vazgeçmiyor. Kaldı ki çok büyük oranda çekilme sağlandı zaten. Köylere, mezralara gidip de insanlara baskı yapabilecek PKK’li de çok fazla yok.
Gerçekten böyle şeyler varsa, olacaksa ve seçim sonuçlarını bariz şekilde etkiliyorsa bu devlet bitmiş demektir. Bunu söyleyen devlet yetkilisinin önce kendisine bakması lazım. Hiçbir gerçekliği yok bunun.
Çekilme oranı?
Şu andaki rakamı bilmiyorum. Karadeniz’de, Amanoslar’da hiç yok. Dersim’de çok büyük oranda çekildiler. Diyarbakır Amed bölgesinde büyük oranda çekildiler. Nerelerde olabilir? Şırnak, Hakkari, ama bazı bölgelerde hiç kalmadı. Yüzde 20 oran çekilirken birçok bölge boşalmış oldu. Geri kalanlar da bir yere toplandılar. Çatışma döneminde olduğu gibi taktik olarak belirli bölgelerde üslenmiş değiller. Eylem pozisyonunda, hareketli değiller. Ateşkes durumundalar.
Süreç bundan sonra ne olacak?
Başbakan ‘İmralı Adası’na gazeteciler, başkaları gidebilir’ dedi. Çözüm sürecini her yerde sahiplenen bir üslupla anlatıyor. Birşeyler yapmak, süreç içerisinde, bazı adımlar atmak istiyor. Onlar nedir bilmiyoruz. Seçime kadar negatif ya da pozitif anlamda büyük, olağanüstü bir değişiklik beklemiyoruz süreçle ilgili. Aşağı yukarı bu seyirde gider.
Hükümet seçim öncesi İmralı’da koşullarla ilgili ciddi bir değişiklik yapabilir, bu mümkündür ve iyi de olur. Süreci rahatlatacak şey budur. Seçim öncesi PKK’nin yeni bir karar alacağını da sanmıyorum. Cemil Bayık da ‘bahara kadar bekleyeceğiz’ diye bir açıklama yaptı. Ama seçim sonrası tekrar sürecin pratik adımlarına geri dönülecek.
Anayasa çalışmaları?
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na biz katılacağız, AKP gelmezse masa dağılmış olacak. AKP masayı dağıtmış olacak demek daha doğrusu. Ama bu, masa dağıldı diye bir daha anayasa yapılmayacak anlamına gelmiyor. Her zaman yeniden uzlaşma komisyonları kurulabilir, 2’li, 3’lü görüşmeler yapılabilir. Bunlar seçim öncesinde artık ihtimal dahilinde görünmüyor ama seçim sonrası olabilir tabi. Anayasasız çözülmez bu iş zaten. Olmazsa olmaz.
Meclis’e gelmesi beklenen yasalar?
Yol temizliği bizim için önemli. Tutuklu vekiller, KCK tutukluları, seçim barajı gibi konular biran önce halledilmeli. Paketi seçim öncesine getirecekler gibi. Paket seçim sonrasına kalırsa hükümet daha geniş bir paket hazırlamak zorunda kalacak Ocak’ta gündeme gelecek pakete bunlar girsin diye uğraşacağız. Özellikle tutuklular meselesi çok hassas ve o konuda mesafe katedilirse süreç biraz daha rahatlamış olur.
Alevilerle ilgili çalışma?
Kürdistanda’da Alevilerin yoğun olarak yaşadığı yerler var. Alevilerin yaşadığı yerlerde belediyelerimiz Cemevi açılması konusunda destek oluyor. Hatta Türkiye’nin ilk Cemevi'ni Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi yaptı Arsasıyla anahtar teslim Cemevi. Alevi nüfus çok az Diyarbakır'da. Buna rağmen gücümüz yettiği için orada yaptık. Alevi bölgelerine Sünni adaylar göstermiyoruz. Her yerdeki anlayışımız budur.
BDP’de sorun yaşandı, 'Demirtaş gidiyor' denildi. Sorun ne?
Bir; ben bırakmak istiyorum, beni bırakmıyorlar gerilim bundan kaynaklı. İkinci dönemim doluyor artık. Milletvekilliğini bırakmak istiyorum, siyaseti, mücadeleyi değil. Başka alanlarda da çalışabilirim. Partili arkadaşlarım bu konuda ısrarcılar.
İki; Diyarbakır Belediyesi ile ilgili asla bir tartışmam olmadı. Beklenti eşbaşkanların Diyarbakır’da aday olmasıydı. Benim üzerimde de bir baskı vardı, yoksa benim bir talebim, baskım olmadı. Gerilim ondan kaynaklıydı, tatlı bir gerilimdi, can sıkıcı birşey değildi.
İkinci dönemimiz olduğu için işleyişimiz gereği bırakmak istiyoruz. İstisnalar uyguluyoruz bazı arkadaşlara, nadir yerlerde uyguladık. Bana uygulansın istemiyorum. Eşbaşkanlık, milletvekilliği benim açımdan son dönem olsun istiyorum. Siyaset ne getirir, götürür peşin konuşmamak için hiçbir zaman bağlayıcı açıklama yapmadım. O gün gelsin tekrar tartışırız diye kapattık o sayfayı.
Seçimden sonra kongre olacak mı?
Tabi. Toplamak zorundayız.
Seçimden sonra BDP HDP’ye katılacak mı?
Tartışacağız. BDP yükselişteydi HDP bunu biraz daha sıçratacak bir hamle oldu. BDP olarak girseydik de başarısız olmayacaktık. HDP’nin ben daha başarılı olacağına inanıyorum. Gidişat istediğimiz şekilde olursa HDP’yi büyütecek bir kararımız, yaklaşımız var, ama bu BDP’yi kapatacağımız anlamına gelmiyor. Batı’da HDP’yi mümkün olduğunca güçlendirip geliştireceğiz. BDP de bu haliyle bölgede kendini koruyabilir, güçlendirebilir. BDP'nin tasfiyesi veya kapatılması üzerine HDP’ye geçisten söz etmiyoruz.
‘Cemaat medyası bize büyük haksızlık yapıyor’
Cemaatle ilgili açıklamalar?
Bizim cemaat ile alıp veremediğimiz yada bir düşmanlığımız yok. Ama son bir haftadır üzerimizden yapılan yayınlar bizi çok incitiyor. Bu kavgada biz AKP yanlısı bir tutum içinde olmadık. Cemaat medyasını izliyoruz büyük bir haksızlık yapılıyor. AKP yanlısı olduğumuz gibi yaklaşıyorlar. Bizi kötü gibi gösteriyorlar. Bizi bu kadar inciterek bu kavganın yürütülmesi büyük bir vicdansızlıktır. Cemaate kendini yakın hisseden herkes bundan etkileniyor ve bizim tabanımıza karşı hukuksuz, vicdansız uygulamaya geçiyorlar.
Hoca Efendi’nin bütün bu olup bitenlerden ne kadar haberi var bilmiyorum ama onun Cemaati’nin adına o kadar vicdansızlıklar, hukuksuzluklar, yolsuzluklar, ihaleler, rantlar, kavgalar, tutuklamalar, komplolar yapılıyor ki. Medyası da destekleyen bir poziyon alınca biz buna kızgınız.
Biz sonuna kadar dinin cemaatler aracılığıyla yaşamasını savunuyoruz. İsteyen herkes kendi cemaatini kurmalı, devlet eliyle değil cemaatler eliyle din hayatı yaşanmalı, örgütlenmeli. Şu andaki durum cemaat anlayışını çok çok aşan üstü örtülü, ismi konulmamış bir siyasi parti, bir yapı, devlet içinde devlet gibi davranıyor ve hedefe de bizi koymuş durumdalar.
Yarın öbür gün AKP ile anlaşabilirler: Oslo’ya bağlıyorlar. Bu mantıklı değil ki. 100 yıllık sorunu çözmek isteyen insanlar işi gücü bırakıp bunu mu konuşacaklar. Cemaat bizi bu şekilde göstermek ile çözüm sürecinin muhataplarından birini işlevsiz kılıyor ve kötü gösteriyor. Biz bugüne kadar hiçbir yerde cemaate ilişkin özel bir politika yürütmedik. Muhalefetimizi AKP’ye yaptık. Ama onlar el ele olduğu için kendi üzerlerine alınmış ise bilmiyorum.
AKP’yi sıkıştırmak, muhafazakar tabanda aldığı bu karardan geri döndürmek için kötü örnek olarak bizi gösteriyorlar. Bu çok incitici birşey. Kürt gençlerine, BDP’lilere karşı kullandıkları dil ötekileştirici, hakaret dili muazzam bir tepki yaratıyor insanlarda. Benim tepkimin nedeni bu.
İmralı’ya aynı heyet gider
2-3 gün içerisinde heyetimiz İmralı’ya gidecek. Muhtemelen yine aynı heyet, Pervin Buldan, İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder olacak. Cuma gününe kadar bekliyoruz. Daha haber gelmedi.
‘Diyarbakır Emniyeti bayrağı indireni yakalasın’
Kim olduğunu arkadaşlarımız gerçekten bilmiyor. Bütün gençlik sorumlularını çağırdım. Salonun dışındaki bir bayrak direğidir ve dışarda binlerce polis, onlarca polis kamerası var. Hertarafı çekiyorlar fakat o bayrağı indireni polis bulmuyor. Git Diyarbakır Emniyeti’ne kim kaç tane ‘Biji serok’ sloganı atmış sana çıkartsın tek tek. Ama bayrağı indireni Diyarbakır Emniyeti yakalamıyor, ilginçtir. Yakalasın, kimse çıksın ortaya, hesabını hep birlikte soralım. Ne gençliğimizin, ne partimizin böyle bir yaklaşımı olabilir. Başbakan çıkmış sanki gerçekten parti politikası olarak gençlik planlamış da yapmışız gibi suçlamaya çalışıyor. Asla böyle bir yaklaşım yok. Provakatör olduğu çok net. Diyarbakır Emniyeti de oradaydı. Diyarbakır Emniyeti’nden bekliyoruz o kahramanlığı. Gençlerimizi gece gündüz yakalayan emniyet müdüründen rica ediyorum o bayrağı indireni yakalasın, çıkarsın. Eminim ki görüntülerde vardır. Biri oradan bayrağı düşürecek de görüntülerde olmayacak. Mümkün mü?