03 Aralık 2013 07:03

‘Acıları aşkla yazdım’

Emek cephesinin, emekçilerin yakından tanıdığı bir kadın sendikacı, Yaşar Seyman. Türk-İş’e bağlı, bankacılık işkolunda örgütlü Basisen’in Ankara ve İçanadolu Bölge Şube Başkanı. Ama aynı zamanda yazar.

‘Acıları aşkla yazdım’
Paylaş

Sultan ÖZER
Ankara


Emek cephesinin, emekçilerin yakından tanıdığı bir kadın sendikacı, Yaşar Seyman. Türk-İş’e bağlı, bankacılık işkolunda örgütlü Basisen’in Ankara ve İçanadolu Bölge Şube Başkanı. Ama aynı zamanda yazar. Bugüne kadar onlarca kitaba imza atmış, göçüp geldiği emekçi semti Altındağ’ı yazmış, yazdığı bu kitabı yıllarca Devlet Tiyatroları’nda oyun olarak sergilenmiş bir kadın yazar O. Güler yüzü, şık giyimi ve her eylemde en önde yer alışıyla yakından tanıyor emekçiler O’nu.

Yeni bir kitabı çıktı “Yangın Yeriydi Yurdum” adı ile. Kitabını konuşuyoruz Yaşar Seyman’la ve “Bizim kuşak gerçekten bir yangın yerinde yaşadı bu ülkede” diyerek, bütün güzelliklere rağmen yaşanan yangınlara, acılara dikkat çekiyor. “Öyle ağır olaylar ki, bırakın yaşamayı, insanlar tanık olmanın acısına bile dayanamıyor. Utanç duyuyorsun ancak.”
Kitabında daha çok kadınları konu edinmiş Yaşar Seyman, kadınların acılarını... “O kadar büyük acılar ki, özellikle kadınları dinlerken yutkunamadım, nefes bile alamadım. O kadar büyük acılar” diye tarif ediyor tanık olduklarını, kendisine anlatılanları.

FADİME ANA VE CUMARTESİ ANNELERİ

Kitabında Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe ve diğer Cumartesi annelerine yer veriyor. Fadime Ana ile katıldığı bir TV programını da hatırlatarak, “Evladının acısından yeniden doğan bu yürekli anneyi” ve evlatları ellerinden alınan diğer anneleri de anlatıyor: “Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe ile konuşmak sağanak yağmura tutulmak gibi bir şey. Ne kadar güçlü olursanız olun... O kadında ve Cumartesi annelerinde şu duyguyu yaşıyorsunuz; ‘Kadın doğurur, bu doğasal bir üretim. Ama Fadime Göktepe ve  bütün cumartesi anneleri bir doğuruyorlar bir de çocuklarının acısıyla doğuyorlar. Fadime Göktepe bizim dünyamıza Metin Göktepe’nin acısıyla gelen bir anne, ama artık bir aktivist.”

ZONGULDAK, TEKEL DİRENİŞİ

Kitabında Ankara’nın ortasında, kara kışta buz gibi sulara atılan, ama direnen Tekel işçileri de ilk kez kendisinin yazdığını söylediği Zonguldak yürüyüşü de var: “Tekel Başkentin orta yerinde bir yangındı. Zihinlerde, düşlerde yangın. Emeğin tarumar edilişiydi. Zonguldak direnişi de bir yangındı. O büyük direniş... Emek bu kadar kuşatılmışken emek kenti olmak çok zor. Zaten emekçinin hayatı çok zor...”

URFA’LI İKİ KADIN BİR KIZ ÇOCUĞU

“Behice Boran var. Herkes Behice Boran’ı Sosyalist Parti’nin genel başkanı biliyor ama çoğu kimse şunu bilmiyor, 1965 yılında Bursalı bir kadın Urfa’da milletvekili seçiliyor. Şu ülkenin zenginliğine bakar mısın. Bunu geniş kuşaklar bilmiyor. Urfa’yı iki kadın bir kız çocuğu ile yazdım. Biri Behice Boran. Diğeri çok önce ilk Sennur Sezer kitaplarında ve yazılarında yer verdi, Sennur Sezer hayatımıza getirdi. İlk 1 Mayıs şiirini yazan Yaşar Neziye Bükülmez. Bir kantarcının kızı ve Urfalı. Kitapta Urfalı bir kantarcının şair kızı Yaşar Neziye, (tabi benimle isim benzerliği de güzel), Behice Boran ve kız çocuğu var. Aslında kız çocuğu Ceylan Lice’li, Ceylan Önkol. Havan mermisi ile parçaları savrulan Ceylan. O’nu Urfa türküsü ile yazdım. ‘Gezme Ceylan bu dağlarda seni avlarlar’ türküsü ile ama şöyle değiştirerek, ‘Gezme Ceylan bu dağlarda havan mermisi var’.”

GİRESUN’DA KÜRT SORUNUNU ANLATMAK...

Yaşar Seyman’ın kitabına konu edindiği kadınlardan biri de Saliha Yayla. Emek, Demokrasi, Barış Bloğu’ndan milletvekili adayı olmuş bir kadın... Niye O’nu yazdığını da şu sözlerle anlatıyor Yaşar Seyman: “Giresun’da bir kadının bloktan milletvekili adayı olması, bana yüreğin coğrafyasının olmamasını hatırlattı. Diyarbakır’da olmak kolay. Ankara’da, İstanbul’da olmak kolay. Ama Giresun’da bir kadının Kürt sorununu anlatması... Giresun’un direniş çiçeği diye yazdım O’nu.”
Seyman, “Benim gönül galerimde başarılı kadınların hepsinin ismi saklı. Nasıl acıları aşkla, büyük bir sevdayla yazdımsa, yurdumun neresine gidersem gideyim güzel insan yüzlerinde molalar verdim” diye anlatıyor kitabına konu edindiği insanları...
Objektifinin hep kadınlar ve çocuklara, gençlere dönük olduğunu söylüyor ve “Çünkü değişimin ve dönüşümün dinamiği kadınlar. Kadınlar, çocuklar yaşamın rengi. Ve kadınlar başarı öykülerinin yaratıcıları” diye ekliyor.

ÖNCEKİ HABER

Gerçekten sağ mı kaldık?

SONRAKİ HABER

42 yıldan bir seçki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...