01 Aralık 2013 16:21

‘Tüm gazeteciler serbest bırakılsın’

20’si tutuklu 46 gazetecinin yargılandığı “KCK Basın Komitesi” davası 8. duruşması yarın görülmeye başlanıyor. Duruşma, 6 Aralık tarihine kadar devam edecek. Dava öncesi gazeteciler ile dayanışma ve davaya dikkat çekmek amacıyla açıklama yapıldı Açıklamada tüm gazetecilerin serbest bırakılması istendi.

‘Tüm gazeteciler serbest bırakılsın’
Paylaş

20’si tutuklu 46 gazetecinin yargılandığı “KCK Basın Komitesi” davası 8. duruşması yarın görülmeye başlanıyor. Duruşma, 6 Aralık tarihine kadar devam edecek.  Dava öncesi gazeteciler ile dayanışma ve davaya dikkat çekmek amacıyla açıklama yapıldı Açıklamada tüm gazetecilerin serbest bırakılması istendi.

Galatasaray Lisesi önünde Cumartesi akşamı yapılan açıklamaya Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube yöneticileri, HDP Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, BDP PM üyeleri, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, yayıncı Ragıp Zarakolu, Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat’ın yanı sıra çok sayıda özgür basın çalışanı gazeteci ve yurttaş katıldı. “Özgür basın susmayacak” pankartının açıldığı açıklamaya katılan gazeteciler, tutuklu meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

‘SADECE HÜKÜMETİ DEĞİL, DEVLETİ DE UYARIYORUZ’

Açıklamada konuşan gazeteci  Ragıp Zarakolu, “Arkadaşlarımız hala düzmece iddianamelerle tutsak ediliyorlar. TMK üzerinden yaratılan bu durumla beraber, gazeteciler iktidar tarafından susturulmak isteniyor, insanlar susturulmaya çalışılıyor” dedi. Bugün iktidarda olanların bile gelecekte temel adalete muhtaç olacaklarının ortada olduğunu ifade eden Zarakolu, “Cemaatin durumu bunu açıkça ortaya koymaktadır. Bugüne kadar ezilenlere, halklara karşı iktidarın kullandığı bu kanunun destekçisi olan cemaatin durumu ortadadır. Bunun bir an önce ortadan kaldırılması gerekiyor, yoksa sıra herkese gelecek” diye konuştu.

‘YAZMAMALARI İÇİN TUTUKLAMIŞLARDIR ONLARI’

CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ise hükümetin tutuklu gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden ötürü değil, başka nedenlerden dolayı tutuklu olduğunu dile getirdiğini anımsattı ve “Doğrudur, yazdıklarından dolayı değil, yazmamaları için tutuklamışlardır onları. Yazmalarına engel olmak için tutsak edilmişlerdir” dedi. Onur, “Gazeteci arkadaşlarımız terörist denilerek tutsak edilmişlerdir. Onlar terörist değiller. Bugün medya herkes için var, aynı zamanda iktidar için de var. Medyanın sadece muhalefet olarak ele alınıp, sistem içerisinde terörist olarak lanse edilmesinden vazgeçilmelidir” ifadelerini kullandı.

‘ÊDÎ BES E DİYORUZ’

Açıklamaya katılan HDP Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel Davanın Türkiye’deki demokrasinin durumunu da gözler önüne serdiğini söyledi. Tuncel, “Demokrasi iktidarın söylemlerini onaylamak, onların emirlerine uygun davranmak, sadece iktidar politikalarına yer vermek değildir. Demokrasi iktidarın kendi politikasını onaylamayanları, politikalarını beğenmeyenleri terörist ilan etmesi değildir. Biz bu noktada baskıcı ve otoriter rejime ‘êdî bes e’ diyoruz. Halkların baskı altında alınarak yönetilebileceğini sananlar yanılıyorlar. Gelecek bunu açık bir şekilde gösterecektir” diye ifade etti.


‘HUKUK VE DEMOKRASİ TERÖRÜ İŞLEMEKTEDİR’

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) “KCK Basın Komitesi” davasına katılım çağrısı yaptı. BDP yaptığı yazılı açıklamada, gazetecilerin 2 yıldır haksız ve hukuksuz bir biçimde cezaevinde tutulduğunu ve bu gazetecilerin yalanın perdesini yırtarak gerçekleri yazdıklarını söyledi.

BDP  açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Onlara yöneltilen suçlamaların hiçbir hukuki ve meşru dayanağı yoktur. Özgür basın emekçilerinin tek suçu gazetecilik yapmak, halkı aydınlatmaktır. Onlara “terör suçu” isnadıyla yaklaşanların kendisi bizzat bu ülkede bir hukuk ve demokrasi terörü işlemektedir. İddianamede gazetecilere yönelik o kadar akıllara ziyan suçlamalar yöneltiliyor ki, bu iddianame hukuk fakültelerinde mutlaka incelenmeli ve hukuk katliamına örnek olarak tarihe not düşülmelidir. 

Sadece gazetecilik faaliyetlerine dayanarak terör suçu isnat edilen bu gazeteciler hükümetle ihale-propaganda takasına girmemiş patronlu gazetelerde çalışmadıkları için mi terörist ilan ediliyorlar? Bu gazeteciler, manşetleri adı konmamış Özel Propaganda Bakanlığı tarafından dikte ettirilmediği için mi teröristler?
Hükümetin siparişle haber yaptırtması, yazılar yazdırtması ileri demokrasi örneğiyken!, bir gazetenin Genel Yayın Yönetmeninin gazetenin muhabirinden bir konunun haberini yapmasını istemesi midir örgüt hiyerarşisi?
Hükümeti de düşünce, örgütlenme, siyaset ve basın özgürlüğünün önündeki en önemli engel olan Terörle Mücadele Yasasını ve TCK’nın özgürlükleri kısıtlayan ilgili maddelerini biran önce kaldırmaya ve artık ceberut yasalarla toplumu sindirme politikasından vazgeçmeye çağırıyoruz.” (İstanbul/ DİHA)

ÖNCEKİ HABER

At doğaya kaçtı!

SONRAKİ HABER

Başbakan’dan Emre Uslu’ya dava

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...