Faşizmde resim değişti ancak çerçeve aynı
Yıl 2013… Ne Nazi Almanya’sı kaldı, ne de Hitler! Ancak faşizmin soluğu sanatın hep ensesinde. Devlet tiyatrolarının kapatılma tartışmalarıyla başlayan süreç, iktidarın muhalif sanatçıları hedef göstermesi, hukuksuz gözaltılar, yasaklanan oyunlar ile artan baskılarla devam ediyor.
Sahra Alkan
Yıl 2013… Ne Nazi Almanya’sı kaldı, ne de Hitler! Ancak faşizmin soluğu sanatın hep ensesinde. Devlet tiyatrolarının kapatılma tartışmalarıyla başlayan süreç, iktidarın muhalif sanatçıları hedef göstermesi, hukuksuz gözaltılar, yasaklanan oyunlar ile artan baskılarla devam ediyor. Karanlık bir sürecin gölgesinde ise tiyatro direnmeye devam ediyor.
“Kişilerin yoktur bir önemi
Çerçevelerdir var eden o dönemi.
Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı”
Nazi Almanya’sında vatan hainliği ile suçlanarak sürgün edilen epik tiyatronun kurucusu Bertolt Brecht’in “Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı” bu sezon Tiyatroadam’ın özgün ve çağdaş yorumuyla seyircilerin karşısına çıkacak. Brecht’in savaş döneminde yazdığı anti-faşist bir oyun olan “Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı”; Hitler’in iktidara yürüyüş öyküsü ile ünlü Chicagolu gangster Al Capone’un öyküsü örtüştürüyor. Oyunda, günübirlik çıkarlar adına iktidar ve sermaye sahiplerinin yasaları çiğneyerek işbirliği yaptığında; ülke siyasetinin, toplumsal düzenin onarılmaz ve geri dönülemez bir baskı rejimine dönüşebileceği gerçeği gözler önüne seriliyor.
Ümit Aydoğdu tarafından sahneye konan ve Yücel Erten’in çevirisiyle dilimizle buluşan “Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı”nda; Aşkın Şenol, Ayça Koyunoğlu, Berk Yaygın, Çetin Kaya, Deniz Özmen, Fatih Koyunoğlu, Gökhan Azlağ ve Neslihan Arslan oynuyor.
Oyuncuların yaklaşık otuz altı farklı kişiyi dönüşümlü bir şekilde oynadığı “Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı”nda, müzikler de yine oyuncular tarafından, akapella (insan sesiyle) olarak yapılıyor. Baş döndürücü bir tempo ve coşkuyla alışılagelmişin dışında bir tiyatro lezzeti sunan oyunun müzik direktörlüğü Oktay Köseoğlu’na, ışık tasarımı Yüksel Aymaz’a, dekor ve kostüm tasarımı ise Barış Dinçel’e ait.
5 Aralık Perşembe saat 20:30 Ortaköy Afife Jale Sahnesi, 8 Aralık saat 18:00 Kozyatağı Kültür Merkezinde. İzlemek isteyenlerin bilgisine...
BEYOĞLU’NDA İTALYAN SİNEMASI
Son dönem İtalyan sinemasından örnekleri ayağımıza getiren “İtalyan Sinemasıyla Buluşma” bu yıl 4. kez düzenleniyor. 29 Kasım-5 Aralık tarihlerinde Beyoğlu Cine Majestic Sineması‘nda yapılacak gösterimlerde uluslararası festivallerden ödülle dönmüş İtalyan filmleri yer alıyor.
Seçkide yer alan filmler şöyle:
* Viva La Liberta/Yaşasın Özgürlük-Yönetmen: Roberto Ando
* L’Arbitro/Hakem-Yönetmen: Paolo Zucca
* La Variabile Umana/İnsan Faktörü-Yönetmen: Bruno Oliviero
* L’intrepido/Korkusuz-Yönetmen: Gianni Amelio
* Viaggio Solo/Yalnız Geziyorum-Yönetmen: Maria Sole Tognazzi
* La Mia Classe/Sınıfım-Yönetmen: Daniele Gaglianone
* Gli Equilibristi/Cambazlar-Yönetmen: Ivana De Matteo
‘THE WALL’ KONSERİNİN YILDIZI GELİYOR!
İstanbul’daki “The Wall” konserinde beğenileri üzerine toplayan Dave Kilminster ile üç oktavlık sesi ve yorum tarzı birçok kişinin kalbine yer eden Murray Hockridge, birlikte hazırladıkları özel akustik performans ile Türkiye’ye geliyor. İkili, birlikte çıkarttıkları “Closer to Earth” albümünde yer alan Losing My Religion, Rocket Man, Wish You Were Here gibi rock tarihinin unutulmaz parçalarının yanı sıra kendi solo albümlerinden de parçaların yer aldığı bir repartuar ile müzikseverlerin karşısına çıkacaklar.
1991 yılında “Guitarist” dergisi tarafından “yılın gitaristi” seçilen Dave Kilminster, son iki yılda Roger Waters’ın “Dark Side of the Moon” turnesinde lead gitarist ve vokalist olarak sahne aldı. John Wetton, Carl Palmer, Ken Rensley ve John Young’ın da aralarında bulunduğu birçok isimle çalışan gitarist, vokalist, ses mühendisi, prodüktör ve şarkı yazarlığı kariyerleriyle çok yönlü bir sanatçı olan Kilminster, Qango grubundan John Young’ın deyimiyle “Hendrix’ten bu yana gelmiş en iyi gitaristtir.” Enteresan bir özgeçmişe sahip olan Kilminster, aslen solak bir gitarcı olmasına rağmen geçirdiği bir trafik kazasının ardından diğer eliyle gitar çalmaya başlamıştır. Soul, rock, blues ve caz müzisyeni Murray Hockridge, harmanladığı vokal yorumlarıyla büyük saygınlık kazanmış bir solist ve şarkı yazarıdır. Üç oktavlık sesi ve yorum tarzı eleştirmenler tarafından Prince ve Smokey Robinson’a benzetilmiştir. Şans eseri tanışan ve özel bir akustik albüm yayınlayan ikili ilk olarak 3 Aralık Salı günü Kadıköy Sahnede sevenlerinin karşısına çıkacak. 4 Aralık Big Bus Ankara’da, 5 Aralık SRP Pub Eskişehir’de, 6 Aralık Hayal Kahvesi İzmir’de, 7 Aralık Gönen Sanat Bar Balıkesir’de Rock rüzgarı esmeye devam edecek.
SİNEPARK
Galatasaray Üniversitesi Medya Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin bu yıl 7’nci kez düzenlediği “tür” sinemasına yönelik kısa film festivali Sinepark, 2-6 Aralık’ta Galatasaray Üniversitesi, Fransız Kültür Merkezi, İstanbul Modern ve Beyoğlu Sineması’nda izleyiciyle buluşacak.