01 Aralık 2013 08:20

Yozgat’ta blues müzik değil, ruh halidir

“Yozgat Blues” Filminin Yönetmeni Mahmut Fazıl Coşkun, Gezici Fesival için Ankara’da sinema severlerle bir araya geldi. Yozgat’ta blues yaparak hayatını kurmak isteyen iki insanın anlatıldığı filmde blues bir müzik türü olarak değil, taşranın melankolisi olarak ele alınıyor.

Yozgat’ta blues müzik değil, ruh halidir
Paylaş

“Yozgat Blues” Filminin Yönetmeni Mahmut Fazıl Coşkun, Gezici Fesival için Ankara’da sinema severlerle bir araya geldi. Yozgat’ta blues yaparak hayatını kurmak isteyen iki insanın anlatıldığı filmde blues bir müzik türü olarak değil, taşranın melankolisi olarak ele alınıyor.

Yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun’un  “Yozgat Blues” isimli uzun metraj filmi Gezici Festival kapsamında önceki akşam Büyülü Fener’de izleyiciyle buluştu. Filmde Müzik Öğretmeni ve Şarkıcı Yavuz ile öğrencisi Neşe’nin aldıkları bir iş teklifi üzerine Yozgat’a taşınmalarıyla başlayan hikaye, yeni bir hayat kurma çabasıyla devam ediyor. İç Anadolu’nun pek bilinmeyen bu topraklarında ‘blues’ yapma fikri seyirci gibi onlara da ilginç geliyor. Taşranın sade yaşamındaki rutin telaşlara ve yeni bir şey yapmaya odaklanan filmde blues, yönetmenin de deyimiyle “bir müzik türü değil, ruh hali” oluyor. Deyim yerindeyse dikiş tutturmak için ellerinden geleni yapan Yavuz ve Neşe çeşitli yollar deniyor. Reklam, radyo ve gazetelere röportaj, düğünler, ek işler... Yozgat’a geldikleri ilk günlerde tanıştıkları Sabri’nin yardımları da bir işe yaramıyor. Her taşra kentinde olduğu gibi hayat sıradanlığıyla devam ediyor. Filmi özetleyen ise yönetmenin yeni taşra dediği kentlerin duyarsızlığı oluyor.

YENİ TAŞRANIN TUHAF KARAKTERLERİ

Filmin ardından yapılan söyleşiye katılan Yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun, sinemaseverlerin sorularını da yanıtladı. Yozgat’ın çok eski bir tarihe sahip olmadığını ve tarihini bugüne iyi taşıyamadığını belirten Coşkun, yeni taşra kavramını işlemek için burayı seçtiklerini söyledi. Bir izleyicinin “görüntülerde Yozgat’tan bulanık kesitler sunuluyor. Örneğin burası Tokat da olabilir? Yeni taşra vurgusu için mi yapılmış bir şey?​” sorusuna Coşkun olumlu yanıt verdi. Modernleşmenin Türkiye’de yanlış anlaşıldığını belirten Coşkun, bir modernleşme örneği olarak apartmanları ele aldı. Apartmanların batı ülkelerinde ortaya çıktığını aktaran Coşkun, bunun işçi sınıfının yaşabileceği küçük evler olarak gerekli görüldüğünü dile getirdi. Türkiye’de ise durumun farklı olduğunu söyleyen Coşkun, “Mesela Yozgat’ta fabrika yok” dedi. Yozgat’ın tarımla da bağını koparmadığını ifade eden Coşkun, bunun tuhaf karakterler ve hikayeler meydana getirdiğini belirtti. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kırmızı Kurdele’yi unutma!

SONRAKİ HABER

Dersim’e Namık Kuyumcu Kütüphanesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...