27 Kasım 2013 15:26

Çarkın: Devletin silahlarıyla cinayetler işlendi

Altındağ Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın'ı öldürdükleri iddiası ile aralarında Mehmet Ağar ve Korkut Eken'in de bulunduğu 12 kişi ile birlikte yargılanan dönemin özel harekat polisi Ayhan Çarkın, bölgede devletin silahları ile cinayetler işlendiğini söyledi.

Çarkın: Devletin silahlarıyla cinayetler işlendi
Paylaş

Altındağ Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın'ı öldürdükleri iddiası ile aralarında Mehmet Ağar ve Korkut Eken'in de bulunduğu 12 kişi ile birlikte yargılanan dönemin özel harekat polisi Ayhan Çarkın, bölgede devletin silahları ile cinayetler işlendiğini söyledi.

Altındağ Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın'ı öldürdükleri iddiasıyla aralarında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, dönemin Özel Harekât Daire Başkanvekili İbrahim Şahin, eski MİT yöneticisi, emekli Yarbay Korkut Eken ile Ayhan Çarkın'ın da bulunduğu 12 kişinin ağırlaştırılmış müebbet cezası ile yargılandığı davanın duruşması Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. 28 Şubat davasının devam etmesi nedeniyle 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ikinci heyeti tarafından 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonunda yapılan duruşmaya, Korkut Eken, Seyfettin Lap, Ahmet Demirel, Ayhan Akça, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Ercan Ersoy katılırken, Mehmet Ağar ise mahkemeye mazeret bildirdi. Duruşmada tutuklu sanıklar Ayhan Çarkın ile Ziya Bandırmalıoğlu da hazır bulundu. Duruşmayı ayrıca CHP Milletvekili Mahmut Tanal ile BDP Milletvekili Pervin Buldan da izledi. Duruşmada kimlik tespiti yapıldığı sırada Mahkeme Başkanı'nın Korkut Eken'e "Ne iş yapıyorsunuz" sorusunu yöneltirken, Buldan'ın "Emekli katil" demesi dikkat çekti. Kimlik tespitinin ardından iddianame okundu. Daha sonra ise, sanık savunmalarına geçildi.

EKEN: AYHAN ÇARKIN DA BENİM ÖĞRENCİMDİ

İddianameyi kabul etmediğini belirten tutuklu sanık Ziya Bandırmalıoğlu, "Mecit Baskın'ın ne canlısını ne ölüsünü gördüm. Ayhan Çarkın'ın savunmasının ardından detaylı savunma yapacağım" dedi. Mahkeme Başkanı'nın sorularını da yanıtlayan Bandırmalıoğlu, Ankara'da özel harekatta görev yaptığını belirterek, Korkut Eken'in korumalığını yaptığını söyledi. Olayın olduğu tarihte Muğla'da özel harekat kursunda olduğunu belirten Bandırmalıoğlu, duruşma salonunda bulunan herkesle çalıştığını belirterek, Mehmet Ağar'ı tanıdığını, ancak özel bir irtibatının bulunmadığını kaydetti. Bandırmalıoğlu'nun ardından konuşan emekli Yarbay Korkut Eken ise, daha önce savcılıkta verdiği ifadesinin geçerli olduğunu kaydetti. Eken, PKK'nin Eruh-Şemdinli eylemlerinden sonra 500 kişilik bir ekip yetiştirmek için emniyete gittiğini belirterek, "1993'te ise Tansu Çiller'in talimatıyla bin kişilik bir ekip eğittim. Emir komuta zincirinde yer almadım. Ayhan Çarkın'da benim öğrencimdi. Susurluk davasından sonra kimseye görüşmedim. Ölüm listeleriyle ilgili bir bilgim yok" iddiasında bulundu.

'MEHMET AĞAR BALODAN BALOYA KOŞUYORDU'

Eker'den sonra savunmasını yapan eski özel harekatçı Ayhan Çarkın ise, üç yıldır duruşmalara katıldığını kaydederek, "Bu zamana kadar bana Abdullah Çatlı'yı tanıyor musunuz dışında bir şey sorulmadı. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, Susurluk olayının üzerine gideceğini söyledi. Fakat zerre kadar üzerine gitmedi. Susurluk döneminde bu halka kan kusturuldu, binlerce banka bir gecede soyuldu. Bizler çok zor şartlarda çalışırken Mehmet Ağar denen adam balodan baloya koşuyordu. Uğur Dündar, Susurluk sürecinde yaptığı haberlerle bu kişilerle işbirliği yapmıştır. Peki soruyorum size Uğur Dündar Susurluk kazasının görüntülerine nasıl ulaştı. Niye kimse bunları sormuyor" dedi.

'MESUT YILMAZ İLE ABDULLAH ÇATLI'NIN YAKIN İLİŞKİLERİ VARDIR'

"Mesut Yılmaz ile Abdullah Çatlı'nın yakın ilişkileri vardı. Çatlı ve Bucak yakın arkadaştı. Mehmet Eymür bir ifadesinde, Korkut Eken ve Ağar'ın başını çektiği bir ekibin birçok cinayet işlendiğini söylüyor. Fakat kimse bunların hesabını sormuyor" diyen Çarkın, "Bunlar devlet adına her türlü pisliği yapmalarına rağmen kimse bunlara bir şey sormadı. Korkut Eken, Abdullah Çatlı'nın kim olduğunu çok iyi biliyor. Her türlü pisliği yapanlar bugün 'devlet sırrı'nın arkasına sığınıyor" dedi. Çarkın, Eken'e dönerek "Kayıp silahlar nerde?" sorusunu yöneltti. Eken ise, soruya "Bu seni alakadar etmez" diye cevapladı. Beyanlarına devam eden Çarkın, "Yeşil devreden çıktıktan sonra Çatlı devreye girdi. Mehmet Eymür ve ekibi Ömer Lütfü Topal'ı öldürdükten sonra suçu özel harekatçılara attı" dedi.

'DEVLETİN SİLAHLARIYLA CİNAYETLER İŞLENDİ'

Daha sonra bölgeye gittiğini hatırlatan Çarkın, "Güney Doğu'da onurlu bir halk olan Kürtlerle tanıştım. Bunlar bizim kardeşlerimizdi. Görev yaptığım dönem onlara terörist gözüyle bakıyorduk. Onlara işkenceler yapıldı, köyleri yakıldı, pislik yedirildi. Kürtlerin başımın üstünde yeri vardır" diye kaydetti. Devletin silahlarıyla cinayetlerin işlendiğine dikkat çeken Çarkın, "Cinayetler işlendi. Daha sonra adına kahramanlık denildi. Lanet olsun böyle kahramanlığa. İbrahim Şahin ve diğerleri beyanlarımı kabul etmiyor. Benimle birlikte bütün şüphelilerin burada olması gerekir" ifadesini kulandı.

'SAVAŞ BULDAN, AYHAN AKÇA VE EKİBİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ'

Abdulmecit Baskın'ın cinayetini anlatan Çarkın, "Bize Abdulmecit Baskın'ı getirilmesini söylediler. Bu adamın PKK'ye yardım ettiğini söylediler. Biz de gittik adamı alıp geldik. Adamı onlara teslim ettik. Daha sonra gittiğimde ise adamın infaz edildiğini gördüm. Daha sonra Faik Candan öldürüldü. Savaş Buldan, Ayhan Akça ve ekibi tarafından öldürüldü. Behçet Cantürk ise Sapanca'da infaz edildi. Namussuzlar bugün dışarıda, ben ise içerdeyim" diye konuştu.

Çarkın'ın savunmasının ardından mahkemeye ara verilirken, mahkeme aranın ardından sanık savunmaları ile devam edecek.(Ankara/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Tutuklu ve hükümlülere yönelik baskılara Meclis önünde tepki

SONRAKİ HABER

Okul yolu suyla dolu...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa