25 Kasım 2013 06:00

Bu coğrafya daha neler görecek?

Hepimiz hayatta bir kez de olsa belgesel izlemiş, vahşi doğaya hayranlıkla bakmışızdır. Bu hayranlığın nedeni ne leoparın ceylanı avlamak için ince eleyip sık dokuması ne de ceylanın taktiksel olarak kaçışıydı.

Bu coğrafya daha neler görecek?
Paylaş

Emre Caka

Hepimiz hayatta bir kez de olsa belgesel izlemiş, vahşi doğaya hayranlıkla bakmışızdır. Bu hayranlığın nedeni ne leoparın ceylanı avlamak için ince eleyip sık dokuması ne de ceylanın taktiksel olarak kaçışıydı.

Türkiye coğrafi koşullar açısından en şanslı ülkelerden. Üç tarafı denizlerle kaplı, dört mevsimi yaşıyor ve Batı ile Anadolu arasında farklı ülke edası var. E, coğrafya bu kadar geniş ve her canlının yaşayabileceği olanakları bulunduruyorsa leoparı her an görebileceğimizin de farkında olmalıyız. Tabii yaşatırlarsa!

Görünümü leoparı andıran ve Ortadoğu ile Batı Asya’da görülen İran parsı, mevsim değerlerinin anormal şekilde seyretmesi, avlanacak şartların olmaması ve daha bir çok nedenden dolayı, geçtiğimiz haftalarda Diyarbakır Çınar Köyü’ne inmiş ve iki çoban tarafından vurularak öldürülmüştü.

NESLİ TEHLİKEDE

Nesli hızla bitmekte olan İran parsları belki de bilim insanlarının üzerinde en çok araştırma yaptığı kedigillerin başında gelir. Ender rastlanıyor olması, fotokapanlara dahi az yakalanmaları ve sayılarının hiçbir zaman fazla olmayışı bilim insanlarını elbette daha çok meraklandırıyor.

Peki Türkiye daha önce İran Parsı ile tanışmış mıydı? Ne yapması gerektiğini biliyor, önlemlerini almış mıydı? Yoksa bir çok canlıda olduğu gibi İran parsını da avcıların, çobanların bilgi ve duygularına mı bırakmıştı?

20. yüzyılın sonlarından itibaren izine hiç rastlanmamış İran parsları için, bir çok araştırmacı, ‘Doğu Toroslar’da 10-11 birey yaşamın sonlarını bekliyorlar’ yorumlarını yapmaktan geri durmazken, soylarını devam ettirebilecek gen havuzlarının olmadığını üzüntüyle söylemekten de kendilerini alı koyamıyorlar.
Türkiye’de ise aynı türden olan Anadolu parsı yüzyıllarca yaşamış, ardından da Mantolu Hasan denen bir kişi tarafından soyunun son ferdi acımasızca katledilmişti. En son 1974 yılında Beypazarı’nda görülen Anadolu parsının izine bir daha rastlanmadı. Nadide bir hayvanın soyu bilinçsiz avcılar ve onları durdurmayan bakanlar el birliği ile yok edilmiştir. Türkiye daha önce İran parsı ile hiç karşılaşmamış en azından kayıtlara geçmemiş. Ancak aynı türün bir ırkı olan Anadolu parsı ile defalarca karşılaşmış, defalarca da Mantolu Hasan denen kişinin katletmesine göz yummuş. Yine 2010 yılında Siirt Gabar Dağı’nda bir pars vurulmuş ancak türüne kesin olarak karar verilememiş.

İRAN PARSINI DA TÜKETECEK MİYİZ?

Yapılan son araştırmalar henüz tamamlanmamış olsa da İran parsının kışı daha rahat geçirebilmek için bundan sonra daha sık Türkiye’ye geçeceği düşünülüyor.
Anadolu parsının ülkemizde bitmesine neden olan bilinçsiz avcılar ve bakanlıklarla birlikte İran parslarının da soyunun tükenmesini mi izleyeceğiz yoksa Çevre ve Orman Bakanlığı’nın denetimleri arttırarak İran parsının soyunu devam ettirebileceği bir alan yaratmasını mı isteyeceğiz? İki soruya da bir canlıya yaklaştığımızı unutmadan cevap verirsek doğruyu mutlaka bulacağız.

ÖNCEKİ HABER

Dev dinozor fosili bulundu

SONRAKİ HABER

ODTÜ işçisi kazandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...