20 Kasım 2013 11:29

Sağlıkta şiddetin ilk hedefi hemşireler

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Davas, hasta veya yakınlarının ilk tepkilerini verdikleri kişi olmaları nedeniyle hemşirelerin fiziksel ve sözel şiddete daha sık maruz kaldığını ifade etti.

Sağlıkta şiddetin ilk hedefi hemşireler
Paylaş

Handan Tufan

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Davas, hasta veya yakınlarının ilk tepkilerini verdikleri kişi olmaları nedeniyle hemşirelerin fiziksel ve sözel şiddete daha sık maruz kaldığını ifade etti.
Yapılan araştırmalara göre her yıl 25 milyon kişinin iş ortamında şiddete uğradığı Türkiye'de en fazla şiddetin görüldüğü alan ise, sağlık. Sağlık kurumlarında çalışmak, diğer işyerlerine göre şiddete uğrama yönünden 16 kat daha riskli. Sağlık alanı çalışanlarına dönük bu yüksek oransal şiddetin en fazla yöneldiği grup ise, hemşireler. Çalışma alanları içerisinde yüzde 86 oranında sözel şiddete maruz kalan hemşirelerin yine fiziksel şiddete maruz kalma oranı ise, yüzde 50.4. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Davas, sağlıkta kadına yönelik yaşanan bu şiddetin nedenleri ve yaşanma biçimlerini anlattı.
Sağlıkta dönüşümün sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti arttırdığına dikkat çeken Davas, "Hem Uluslararası Çalışma Örgütü, hem ABD Hastalık Kontrol Merkezi hem de Türkiye'de yürütülen pek çok çalışma bize şiddete en çok hemşirelerin maruz kaldığını söylüyor zaten. Sağlıkta dönüşüm adı altında bu hizmetlerin ticarileşmesi, sağlık hizmetinin tüketilen bir ürün haline gelmiş olması bu şiddetin en önemli nedenlerinden biri. Bu ticarileşme sadece müşteri memnuniyetiyle sözde denetlenen kışkırtılmış bir sağlık tüketimin neden oluyor, aynı zamanda sağlık çalışanlarının birim zamanda ürettiği iş miktarını sürekli arttırarak tükenmelerine neden oluyor" diye belirtti.

'TECAVÜZ GİRİŞİMLERİNE KADAR VARAN CİNSEL ŞİDDETLE SONUÇLANIYOR'

Sağlıkla ilgili bütçe kısıtlamaları nedeniyle verilemeyecek hizmetlerden bahsetmek, kötü haberleri vermek daha şefkatli kabul edilen kadın sağlık çalışanlarına düştüğünü aktaran Davas, bu durumunda tüketici hakkını her şekilde aramaya hakkı olduğunu düşünen hastaların, ilk tepkilerini verdikleri kişi olmalarına, yani fiziksel ve sözel şiddete daha sık maruz kalmalarına yol açtığını vurguladı.

HEM 24 SAAT NÖBET TUT, HEM DE GÜLER YÜZ GÖSTER!

Sağlık sektöründeki kadınların hep güler yüzlü olmak zorunda bırakıldığına dikkat çeken Davas, "Kadın çalışanların hastalarla daha iyi empati kurabildikleri ve hizmeti daha güler yüzlü sunduğu bilinen bir gerçek. Ama toplam kalite anlayışı içinde, müşteri memnuniyeti şiarıyla sürekli güler yüzlü ve anlayışlı olmak bir şiddet ve baskı aracına dönüşmüş durumda. 24 saat nöbet tuttuktan sonra sekiz saat daha mesaiye devam edip, birim zamanda daha fazla hasta bakıp, güler yüzlü olmak zorundasınız. Yeterince güler yüzlü olmamak özel sektörde hemşireler için uyarılma hatta işten çıkarma nedeni olarak kabul ediliyor. Yani hem duygusal bir şiddet hem de ekonomik bir tehdit" diye aktardı.

'ERKEK TACİZİ BİLİNİYOR'


Sağlık hizmetlerinde çalışan kadına yönelik şiddet, sadece sağlık hizmeti alanlardan gelmediğini ifade eden Davas, erkek sağlık çalışanlarından kaynaklanan ya da onların yönetici pozisyonlarındaki sayıca tesadüfi olmayan üstünlüğü nedeniyle, erkek eliyle yürütülen pek çok baskı ve şiddetin olduğunu da bildiklerini aktardı. Kadın cerrahi asistanları erkek asistanlara göre daha az ameliyat yaptığını ve onlara epikriz yazma gibi yazı-çizi işlerinin daha uygun görüldüğünü belirten Davas şunları kaydetti: "Bir çok kadın cerraha daha asistanlığının ilk günlerinde o bölümde barınamayacağı, o işi beceremeyeceği, çocuk yapmasının daha hayırlı olduğu bilgisi veriliyor. Başta hemşireler olmak üzere kadın sağlık çalışanları sürekli daha alt seviyelerdeki bakım işlerini yapmaya zorlanıyorlar, mobinge daha fazla maruz kalıyorlar. Dinlenme ve çalışma ortamlarında giydikleri kıyafet ve kilolarıyla ilgili hafif düzeyde ya da doğrudan ağır cinsel imalı şakalara katlanmak zorundalar. Diğer hizmet sektörlerinde olduğu gibi sağlık sektöründe de erkek yöneticilerin tacizlerinin yoğun olduğu biliniyor."

'HEMŞİRELERİN BİRÇOĞU ÖĞLE YEMEĞİ İÇİN BİLE ZAMAN AYIRAMIYORLAR'

Sağlık sektöründe çalışan kadınların da diğer tüm kadınlar gibi hem neslin hem de ailenin yeniden üretimindeki geleneksel rollerine devam ettiğini ifade eden Davas, çocuk bakımı, ev temizliği, yaşlı, hasta bakımını kadınlar yüklediğini anlattı. Özellikle son dönem istihdam politikalarından sonra hemşirelerin ve asistanların normal mesailerine ek olarak yeni nöbetler eklenmiş durumda olduğunu dile getiren Davas, "Hemşirelerin birçoğu öğle yemeği için bile zaman ayıramıyorlar. Sosyal yaşamları yok denecek düzeyde. Yapılan tüm araştırmalar, hemşire ve asistanlarda duygusal tükenmişliğin alarm verecek düzeyde olduğunu gösteriyor. Türkiye'de özellikle kadın asistan ve hemşirelerde intiharlar olduğunu biliyoruz. Depresyon ve anksiyete bozuklukları yaygın. Birçok hemşire yeniden ikinci bir üniversite okuyup mesleği bırakmaya çalışıyor. Özelikle acil servislerde istifalar yaygın. Erken emeklilik ekonomik sıkıntılara rağmen tercih ediliyor" dedi.

'ŞİDDETİN DURDURULMASININ TEK YOLU DAYANIŞMA'

Şiddet tarih boyunca kadının denetiminde en önemli araç olduğunu ve kadın bedeni, nüfus planlamalarının, istihdam politikalarının nesnesi haline dönüştürülürken, şiddet her daim önemini ve güncelliğini korumuş olduğuna dikkat çeken Davas, "Kadının doğuracağı çocuk sayısı düşük ücretli yedek işgücü ordusunu garantiliyor, kadının bakımına dayanan eğitim ve sağlık politikaları özelleştirmenin arka bahçesini kolluyor. Her şeye rağmen kadınların dayanışarak güçlenmesi ise kadın cinayetleriyle yıldırılmaya çalışılıyor. Üstelik bu cinayet davalarında devlet erkekten yana tutum alıyor. Sürekli kadını kusurları bulunup ceza indirimine gidiliyor. Bu da cinayetleri daha çok teşvik ediyor" dedi. Şiddetin durdurulmasının tek yolu, kadınların kendilerine, birbirlerine daha çok güvenerek dayanışması olduğunu vurgulayan Davas, kendileri için hazırlanan yeni "istihdam paketini" göz önüne alınırsa kadınların bu sene dayanışmaya daha çok ihtiyacının olduğunu dile getirdi. (İzmir/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Deri-İş Sendikası’nda isim değişikliği

SONRAKİ HABER

İşçilerin korku dolu anları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...