18 Kasım 2013 06:00

Patrona e-Devlet şifresini vermek işe giriş şartı olmuş

Sendikalara üyeliklerde yeni bir dönem başladı. Artık bilindiği üzere sendikalara üyelikler noter kanalı ile değil e-Devlet üzerinden yapılmakta. Konu yeni olması bakımından bir hayli gündemde.

Patrona e-Devlet şifresini vermek işe giriş şartı olmuş
Paylaş

Sinan Ceviz

Sendikalara üyeliklerde yeni bir dönem başladı. Artık bilindiği üzere sendikalara üyelikler noter kanalı ile değil e-Devlet üzerinden yapılmakta. Konu yeni olması bakımından bir hayli gündemde. İşçiler e-Devlet kanalı ile nasıl üye oluna bileceğini tartışıyor. Henüz işyerlerinde sistemin nasıl işleyeceği tam olarak anlaşılmış değil. Bu konuyu bir lojistik firmasından işçilerle konuşuyoruz. Nasıl işleyecek, nasıl üye yapılıyor vs.
Herkes bu gelişmeyi bir yanı ile olumlu karşılarken bir yanı ile de kaygılı. Bu kaygının en başlıca nedenini toplantıdaki işçi arkadaşlarımızdan biri şöyle ifade ediyor.
“Sendika kanunu değişecek dediler, değiştirdik dediler hani bir numara yok, yine üye olunca işten atıyorlar. Başbakan diyordu iki sendikaya birden üye olabilirsiniz, bırak ikiyi biz birine üye olamıyoruz ki. Adamlar kimsenin gözünün yaşına bakmıyor hemen kabı dışına. Madem yasa çıkarıyorsun o zaman adam gibi yap, hem yasal hak de hem de yasal hakkımızı kullanamayalım. Bu e-Devlet işi de yalan olur bence.”
Bu sözlerin ardından bir başka işçi söz alarak uygulama ile ilgili şu kaygılarını dile getirdi:
“Biz işe girince bizim e-Devlet şifrelerimizi ve T.C. kimlik numaralarımızı aldılar. Buna hakları var mı bilmiyoruz  ama mecbur verdik yoksa adam işe almam diyor. Şimdi ben üye olsam şifremden girip bakacak. Şifreyi değiştirsem yarın yine isterse ne olacak”
İşçilerin e-Devlet şifrelerinin alınması görünen o ki işyerlerinde giderek işe giriş şartlarından biri yani istenen giriş bilgilerinin arasında yerini alacak. Kişisel bir sayfa ve kişisel bir şifre olmasına rağmen bugün işyerlerinde alınmaya başlandı şifreler. İşçilerin kişisel bilgileri ise işe girişlerde sendika üyesi olup olmadıkları ile ilgili araştırmada kullanılacak. Bu olay başlı başına sistemin ne kadar işverenlerin suistimaline açık olduğunu ortaya koyuyor.
Bu konuları konuştuğumuz esnada cep telefonuma bir mesaj geldi, Mesajda şu yazıyordu, Gıda-İş Sendikası İstanbul mu? Mesajın ardından sendikalaşmak isteyen bir işçi olduğunu düşünerek mesajın atıldığı numarayı aradım telefona yanıt veren olmadı ardından bir mesaj daha “Ağabey patronum var saat ondan sonra ararım üyelik için.” Ben de “olur” diye yanıt verdim. Bir süre sonra aynı numaradan üçüncü mesaj geldi mesajda şu yazıyordu, “Sigortam yok ama beni üye yapın ne isterseniz veririm ağabey.”
Bu son mesaj bütün olayı aslında özetliyordu, sendikalar kanunu allanıp pullanıp piyasaya sürülmüştü oysa işçilerin sendikalaşma mücadelesinin önündeki engeller azalmak yerine artarak devam ediyor. En önemlisi ise mesaj atan kardeşimizin durumunda olduğu gibi kaçak işçi çalıştırılması giderek artıyor.
Bu mesaj bir yandan sendikalaşmanın önündeki engellerin boyutunu ortaya koyarken bir yandan da sendikalar ile işçiler arasındaki uçurumu da gözler önüne seriyor. Nedir sendika, işçinin evimi? Kendinden bağımsız bir kurum mu?
Bu aktardıklarım da gösteriyor ki yasal düzenlemelerden medet ummak yerine meşru mücadeleyi örgütlemek için ileri işçilere ve mücadeleci sendikalara dünden daha fazla görev düşüyor.

ÖNCEKİ HABER

Kasım’da yaprak dökümü

SONRAKİ HABER

Çocuklar silahlarla değil kitaplarla büyüsün

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa