16 Kasım 2013 06:00

Göçmen kadınlar eşitlik mücadelesi veriyor

Almanya’da yaşayan Türkiyeli ve diğer uluslardan göçmen kadınların, talepleri için bir araya geldiği bir dernek Göppingen Göçmen Kadınlar Birliği… Yaklaşık üç yıldır faaliyet yürütüyor. İstanbul’a düzenledikleri gezi sayesinde tanışıyoruz onlarla...

Göçmen kadınlar eşitlik mücadelesi veriyor
Paylaş

Duygu Ayber

Çoğu zaman mecburiyetten çıkılan göç yolları, çalışma zorunluluğundan öğrenilen yeni bir hayat ve dil... Ama yaşanan tüm zorluklara rağmen bir araya gelebilmişse kadınlar, derman oluveriyor işte.
Almanya’da yaşayan Türkiyeli ve diğer uluslardan göçmen kadınların, talepleri için bir araya geldiği bir dernek Göppingen Göçmen Kadınlar Birliği… Yaklaşık üç yıldır faaliyet yürütüyor. İstanbul’a düzenledikleri gezi sayesinde tanışıyoruz onlarla. Almanya’da yaşayan Türkiyeli ve İtalyan göçmen kadınların, aile içi şiddet, sigortasız ve esnek çalışmanın yanı sıra en çok da dil sorunu yaşadığını anlatıyorlar. İşte Göçmen Kadınlar Birliğinden kadınlarla, yaşadıkları sorunlar ve buna karşı mücadele deneyimleri üzerine sohbetimiz.  

Almanya’da göçmen kadınlar daha çok hangi sorunları yaşıyor?
Fatma Yalçınkaya: Dil ve çalışma alanındaki sorunlar, özellikle Türkiyeli kadınları çok etkiliyor. Türkiyeli kadınlar birçok şeyi bağımsız olarak yapamıyor; eşe bağımlı yaşıyor.
Melek Kandilli: Göçmen kadınlar, kendilerini eve hapseden Alman hükümetinin çocuk bakım parası uygulamasına tepki gösteriyor. Hele göçmen bir kadın iş hayatına atılamamışsa, dil sorununu daha derinden yaşıyor. Ortak yaşamdan pay alamıyorlar. Hep eşlerine bağımlı kalıyorlar. Göç ettiği yerde dili öğrenmek en büyük sorun. Ama işsizlik de giderek artıyor. Kadınlar bu sorunun tam merkezinde duruyor. Çünkü evleniyor, çocuk yapıyor vs. Ev işi, çocuk bakımı da hep kadının sorumluluğu altında. Dolayısıyla çalışan kadınlar daha da zorlanıyor. Bir de çalışmak isteyip de çalışamayan kadınlar var. Almanca’da “mini job” yani ek iş denilen işleri yapıyorlar. Sigortasız, emeklilik güvencesi olmayan ve part-time bile diyemeyeceğimiz işler. Bu da işverenlerin işine geliyor.

Avrupa deyince akıllara özgür bir yaşam geliyor, gerçek bu değil diyebilir miyiz?

Melek Kandilli: Kesinlikle! Kadın Avrupa’da yaşıyor olsa da ev içinde kararları veren yine erkek. Biz de dernek olarak çalışma yaşamı, kültür, sağlık ve eğitim alanında yaşadığımız sorunlarla mücadele ediyoruz.

GÖÇ HİKAYESİ DİL SORUNUYLA BAŞLIYOR

Peki, bir kadın göç ettiği yere ilk adımını attığında ne yaşıyor? Bir hikayesi var mı?
Lucia Agnusdei:
Çok uzun zaman göç etmek zorunda kaldım. Ama ben Almanya’ya gittiğimde, artık benim ülkemin orası olduğunu anlamıştım. Bir daha İtalya’ya dönmeyeceğimi hissettim.
Songül Volkan: Hiç unutamadığım bir anım var. 16 yaşındaydım. Otobüse bindim ve evin yolunu bir türlü bulamadım. Yolu hatırlayabilmek için aynı yolu, aynı otobüsle tam dört kez turladım. Hiç Almanca bilmiyordum, ağlamaya başladım. Otobüs şoförü farkına vardı ve en yakın yerde indirdi beni.
Tina: Ailemle Almanya’ya göç ettik. Arkamızda çok şey bırakmadık. Ama Türkiyeli kadınlar gurbet acısı çekiyorlar. Avrupalılar daha hızlı adapte oluyor.
Barbara Ettle: İlk öğrendiğim kelime “günaydın”dı. İki hafta sonra da çalışmak zorundaydım. Yaşadığım en büyük sorun bu oldu. İletişim kuramıyordum. Ama artık kendimi ifade edecek kadar konuşmayı biliyorum.
Lucia Agnusdei: Benim için Almanya, küçük bir Avrupa. Özellikle göçmen kadınlar, bilgilerini, mücadele deneyimlerini aktarıp ortak çalıştığında çözüm bulmak kolaylaşıyor. Eşit haklara sahip olabiliriz.

Peki, göçmenler üzerindeki politikaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Lucia Agnusdei:
Kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki Almanya bir öğrenim süreci yaşıyor. Uzun yıllar çok ciddiye almamıştı belki entegrasyon politikasını. Ama olumlu çalışmalar da yapıyor.
Renate Mutschler: Öncelikle Almanya’nın kadın üzerinden sürdürdüğü politikayı ben doğru bulmuyorum. Sorumlu bakanımız da, kadınların evde oturup çocuk bakımını kendilerinin yapmasını tasarlayan bir yasa çıkardı. En büyük sorunlardan biri de mülteci konusu. Ülkeye alıp getirmek bir çözüm değil, nedenlerini engellemek lazım. Bu insanların iyi yaşamaya hakları var.

‘MÜLTECİ KATİLİ’ MEDENİYET

Bir hafta arayla Lampedusa adası yakınında 400’ü aşkın mülteci yaşamını yitirmişti. Sizce bu nasıl bir politikanın sonucudur?
Lucia Agnusdei:
Hiç kimse durduk yere ülkesinden göç etmez. Özellikle mülteci konumundalar ise büyük bir insanlık dramı. Çok medeni olduğunu iddia eden Almanya, İtalya veya diğer Avrupa ülkeleri bence bu konuda sınıfta kalmış durumda. İnsanlık olmadıktan sonra medeniyetin doruğuna çıkmışsın hiçbir anlam ifade etmez. Papa “Yardım etmemiz gerekiyor” diyor, ama hep sözde kalıyor. Sınırda önce İtalya’ya veya Yunanistan’a geliyorlar. Yunanistan zaten büyük bir mali krizde. Dolayısıyla bütün başvuruları alması mümkün değil. İtalya’nın da aynı şekilde. Eşitlik zaten yok! Yıllarca çalışma izni vermeden insanları kamplarda barındırıyorlar.
Fatma Yalçınkaya: Almanya’nın göçmenlerle ilgili politikasını ben de beğenmiyorum. Özellikle Neonazilerin göçmenlere yönelik ırkçı saldırıları son zamanda daha da arttı. Tehdit altında yaşıyoruz. Ev yakmalar sürüyor.

KÜRTAJ HAKKI İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI

Türkiye’de hükümetin kürtajı yasaklama girişimleri kadınların tepkisine neden oluyor. Şu anda kürtajı, fiili olarak yapılamaz hale getirdiler. Almanya’da durum nedir, siz nasıl tartışıyorsunuz bu konuyu?
Renate Mutschler:
Almanya’daki kürtaj yasasına göre kadın, tıbbi açıdan sebepleri yoksa istediği zaman çocuk aldıramıyor. Psikolojik danışmanlar var, ancak kadınlar çok tercih etmiyor, o yüzden de çok az kürtaj yapılabiliyor. Gizli yapılan kürtajlar da tıbbi açıdan hayati tehlike oluşturuyor. O yüzden birçok kadın kürtaj için Hollanda’ya gidiyor.
Halk çok bilinçli aslında, korunma yöntemlerini biliyor. Ama nüfus giderek yaşlandığı için, devlet “Çocuk yapın” diye bakıyor. Aslında kürtaj yaptırmış kadınlarla konuşarak somut çözümler bulmamız lazım. Türkiyeli kadınlarla beraber de yapabiliriz. Aynı sorunu sizler de yaşıyorsunuz. Dayanışmayla kazanabiliriz. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Dünya İran’daki idamları görmedi

SONRAKİ HABER

Çelik-İş, İSDEMİR işçileriyle buluştu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...