10 Kasım 2013 18:29

Bu ne yaman çelişki hocam

Daha öğrenci belgemizle indirimli otobüs kartı kullanamazken, evlilik cüzdanla-rımızla borçlarımız silinecek, burs alacak, yurtlarda ücretsiz kalacağız

Bu ne yaman çelişki hocam
Paylaş

Burcu Yıldırım / Cansu Ertaş

Kasım’ın ilk gününe biz üniversite öğrencilerini doğrudan ilgilendiren şaka mı, gerçek mi yoksa bir zaytung haberi mi olduğunu anlamadığımız kararla uyandık. Haberde aynen şöyle yazıyordu; “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yeni evlenen gençlere 10 bin liraya kadar kredi verme kararının ardından, Gençlik ve Spor Bakanlığı da üniversite öğrencileri için harekete geçti. Bakanlık, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun öğrencilere verdiği aylık 280 TL öğrenim kredisi ve yurt ücretlerini, üniversite okurken evlenen öğrencilerden almayacak. Evlenen ve kredi borcu bulunan öğrencilerin de geçmişe dönük borçları silinecek. Öğrenciler böylece kişi başına 13 bin TL borçtan kurtulmuş olacak.”
Bu uygulamayı düşünenlere iyi bir haber verelim: Ayaküstü birçok öğrenci kara kaşına kara gözüne bakmadan birbirlerine evlilik teklifinde bulundu. Bu işin eğlenceli kısmıydı. Vahim olan yanı ise bizlerin evliliğe teşvik ediliyor olmamız. Buradaki yatırım bilimsel eğitimin önünü açmak, topluma yararlı özgür bireyler yetiştirmek, demokratik ve eşit koşullarda güvenli bir gelecek sağlamak için miydi? Tüm bunlarla bağlantı kuramasak da teklifler gayet cezbedici! Daha öğrenci belgemizle indirimli otobüs kartı kullanamazken, evlilik cüzdanlarımızla borçlarımız silinecek, burs alacak, yurtlarda ücretsiz kalacağız.

PEKİ YA SONRASI

Peki ya sonrası. Mezun olunca çalışabileceğimiz bir iş, iş bulamadığımız koşullarda böylesi afili teklifler var mı? Hani toplumun dinamikleri olan gençler üreten, çalışan, düşünen bireyler olacaktı? Bunca yıl edindiğimiz bütün bilgiler evliliğe teşvik paketiyle alaşağı edilmiş durumda değil mi?
Kadınların günbegün eve kapatılmasının yolları aranırken, bunu da önce yaşadığımız toplumun yumuşak karnı olan aile üzerinden çevrelemek ağza çalınan bir kaşık bal gibidir. Bizim açımızdan acil olan bunun nelere mal olacağını irdelemektir. Aile-çocuk-ev derken kadınların istihdamdan uzaklaştırılmasının sonuçları elbette hükümetin işine gelecektir. 3 çocuk ısrarı, çocuk gelinlerin önünün açılması, çocuk işçilerin artması, kadınların eve kapatılarak edilgen ve aile içinde kalması gibi niyetlerin gizli cazibeleridir. Bu politik çabaların aile ve evlilik üzerinden ele alınması ise tepkilerin asgari düzeye inmesini sağlayacaktır.

EVLİLİK ŞİMDİ DAHA GÜZEL!

Konunun üniversite gençliğine gelip dayandırılması da bilinçli bir şekilde hazırlanmış zemini yaratmaya dönüktür. Çünkü üniversite değişime, değiştirmeye, üretmeye dönük alanlardır. Gezi direnişinde de gördük ki, gençliğin özgürlük talepleri bütün bir sistemi sarsmanın kıvılcımlarını barındırıyor. Bu etkiyi yaratacak alanların yok edilmesi gençliği kontrol altına almanın birincil unsurudur. Oysa ki  burslarla süslenmiş 4-5 yıllık bir süreç hiçbir üniversite öğrencisinin kanacağı argüman olamaz. Dershanelere milyarlarca lira yatıran aileler, gecesini gündüzüne katıp yaşamlarının en güzel yıllarından iyi bir gelecek umuduyla ödün veren gençler bu evlilik oyunuyla geleceklerini satmayacaklardır.

BİRİ BİZE ANLATSIN

Bir üniversite öğrencisi olarak doğallığında beslenme, barınma, ulaşım hakkımızın ücretsiz olması gerekirken, evliliğin şart koşulması neyi amaçlayan bir anlayış! Daha sevgili olamadan evlilik fikri desteklenip, yurtlarda kadın ve erkeklerin aynı merdivenleri kullanmalarına bile tahammül edilmezken, sevgili devlet erkanımızın bizleri evlendirme çabası gözlerimizi yaşarttı.
Özellikle üniversiteli kadınları sokaktan, edebiyattan, kültürden, politikadan uzaklaştırılıp evinin kadını çocuklarının anası yapmaya dönük bu karar ne kadar şefkatli ve sevgi dolu! Sanki bizim ülkemizde her gün kadın cinayetleri artmıyor, kadınlar bıçaklanmıyor, tecavüze uğramıyor. Boşanmak istedikleri kocaları tarafından öldürülmüyor!
Bütün bu örnekler göz önündeyken; demokrasi, bilim, eğitim, sağlık ve insan olmanın koşulunu sağlayan taleplerimiz karşılanmazken, bu projenin niyeti konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı bizi aydınlatabilir mi?

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Zülal Koçer, bakanlıkların açıklamalarını öğrencilere sordu.

OH NE ALA...

Konuyla ilgili görüşünü aldığımız bir diğer arkadaşımız Çevre Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Müşerref Özbakır. Müşerref, evliliğe teşvik planlamasının eğitim açısından kaliteyi ve adaptasyonu düşüreceğini düşünüyor. Uygulamanın kapitalizme ayak uyduran bireyler yetiştirmeyi hedeflediğini bildiriyor. Öte yandan verilen bursların yetersizliğini dile getiriyor. Son olarak şunları söylüyor; "Bu haberden sonra evlenme teklifi etme gibi şakalaşmalar oldu. Sonuçta kimse para ödemek istemez. Hepimiz kağıt üstünde yasal oyunlar yaparak burs almak ya da kredi borcumuzu sildirmek isteriz, yapabiliyorsak da oh ne ala."

BİRBİRİMİZE FAYDAMIZ DOKUNSUN

İktisat Bölümü 4. sınıf öğrencisi Nuran Ertürk'e soruyoruz bu açıklamaları nasıl değerlendirdiğini. Uygulamanın Hükümetin 3 çocuk isteminin bir uzantısı olduğunu düşünüyor. "Böyle bir teşvikle üniversite öğrencilerinin evlenmesinin önünü açmak istiyorlar, bunu da şöyle açıklıyorlar; okul, krediler bunlar gençlerin evlenmeyi ertelemesine neden oluyor. Bu da  kadınların bir an önce çocuk yapmasının önüne geçiyor." diyor. Uygulamanın samimiyetsiz olduğunu düşünüyor. Bu düşüncelerini de parasız eğitim istedikleri için cezaevlerinde olan öğrencilere dayandırıyor. Evlilik tekliflerine ilişkin sorumuza cevabı ise şöyle; "Çokça teklif var ancak ben borçlu birini seçmeyi düşünüyorum. Keza faydamız dokunsun birbirimize."

TEKLİF GELİRSE GERİ ÇEVİRMEM

Kamu Yönetimi bölümü 2. sınıf öğrencisi Burak Öztemel, bu açıklamaları yapanların kendi kafalarında oluşturdukları bir ahlak yapısının olduğunu ve bunu topluma empoze etmek için teşvikler yaptığını söylüyor. İktidarın, insanların evlenmeden birlikte yaşamasını ahlaksızlık olarak gördüğünü, dizilere bile müdahale etmekten geri durmadığını belirtiyor. Atanamayan öğretmenler, işsiz binlerce üniversite mezunu varken ve kendileri de aynı kaygıları taşıyorken bu teşvik planının tutmayacağını ifade ediyor. Bu uygulamanın öğrencinin çıkarını gözeten bir girişim olmadığını, kendi çıkarları için atılacak bir adım olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Eğer gerçekten samimi olsalardı sadece evli öğrencilere değil tüm ihtiyaç sahibi öğrencilere burs çıkarırlardı.”
Açıklama duyulmaya başlandığından beri evlilik tekliflerinin önüne geçilmediği yönündeki söylentileri soruyoruz: “Bana daha ulaşmadı ama olur da teklif gelirse geri çevirmem sonuçta formalite. Hayat standartlarımız tavan yapmayacak ama bir nebze rahat edeceğiz. Tabi tutup da yılda 3 çocuk yapın demezlerse.” şeklinde cevap veriyor.

Hacettepe Üniversitesi Ankara

ÖNCEKİ HABER

Belediyenin örnek çalışması

SONRAKİ HABER

Sigortasız 250 TL\'ye çalıştırılan işçiler verim vermiyormuş!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...