09 Kasım 2013 06:04

Vay benim başbakanım

Biz, kimsenin yaşam biçimine karışmadık, karışmayacağız!” “Kimseye neden böyle yaşıyorsun, neden böyle giyiniyorsun, demedik; demeyeceğiz!” “Ama çocukları üniversitede okuyan ailelerin hassasiyetini de gözardı edemeyiz; kızlı-erkekli aynı evde yaşıyorlar, bunu görmezden gelemeyiz;Vali’ye talimat verdik, denetlenecek!”

Paylaş

M.Kamil Bal

Biz, kimsenin yaşam biçimine karışmadık, karışmayacağız!” “Kimseye neden böyle yaşıyorsun, neden böyle giyiniyorsun, demedik; demeyeceğiz!” “Ama çocukları üniversitede okuyan ailelerin hassasiyetini de gözardı edemeyiz; kızlı-erkekli aynı evde yaşıyorlar, bunu görmezden gelemeyiz;Vali’ye talimat verdik, denetlenecek!”
Sayın Başbakan, her nedense, her yurt dışına çıkışında yaptığı gibi (Herhalde, ben gelesiye oyalansınlar, başka şeylerle uğraşmasınlar, diye, böyle yapıyor!), yeni bir gündem üretti. Üniversite öğrencisi kızların –erkeklerin (en küçüğü 18 yaşında), ortak yaşamlarına müdahale etmenin, bu yaşam biçimini karalayıp, itibarsızlaştırmanın ilk adımını atıyor, Başbakan. Gerisi gelir, nasıl olsa! Valilerin, Kaymakamların başka işlerimi var, zaten, tebdil-i kıyafet edip, öğrenci evlerini denetlesinler. Eh, mahallenin namusundan sorumlu(!) birileri de bulunur, istenirse; bunlar da işe koyuldu mu, bas evi, çıkar ahlaksızlıkları ortaya! Kim bilir, ders çalışacaklarına, neler neler yapıyorlardır, oralarda. “Muhafazakar-Demokrat bir hükümetin iktidarında, böyle şeylere seyirci kalınamaz, elbette!..
Ama aynı hükümet döneminde, her türlü yolsuzluk ve soygun ayyuka çıkmış; kumar, hem de devlet eliyle, almış başını gidiyormuş (hergün at yarışı, loto, toto, iddia, piyango vb. oyunlarla), fuhuş sektöründe milyonlar dönüyormuş, uyuşturucu ilkokullara kadar inmişmiş, bunların bir kıymet-i harbiyesi yoktur!
Başbakan, adeta, kendisini yalanlayan açıklamalarını birbirine ekleyerek, kamuoyunu, biri geçmeden yeni bir şoka sokmaya çalışıyor. Referandum sonrası yaşananlar, verilen sözlerin tümünün içi boş çıktığını; “Demokrasi Paketi”nden fare bile çıkmadığını; eğitim, sağlık, işsizlik, sosyal güvenlik vb. konularda, eskisinden bile geri düşüldüğünü; çalışma yaşamında ise hiçbir güvencenin kalmadığını bile bile, yapay gündemler üreterek, günü kurtarmaya çalışıyor. Ama ne var ki, artık, “mızrak çuvala sığmıyor!..”
Başbakan, Denizli’de, yurt yetersizliğinden dolayı, öğrencilerin, kızlı-erkekli aynı evlerde kaldıklarından söz ederek, komşuların şikayetleri üzerine, mülki idarenin olaya el koyup, bu evleri denetleyeceğini, Vali’ye talimat verildiğini söylüyor. Türbanı Meclis’e soktular, içki satışlarını sınırladılar, din derslerini zorunlu hale getirip, İmam Hatipleri de yeniden ihya ettiler ya sıra, mahallenin namusuna geldi; demek istiyor, sayın Başbakan!
Vay benim Başbakanım vay! Senin kabinende de Meclis grubunda da çok eşli Bakanlar ve Milletvekilleri varken;
Çocuk yaşında gelinler, bu Hükümetin sorumluluk alanında, hala parayla alınıp, satılıyorken;
On binlerce resmi nikâhsız insan, hem de çoluk çocuk tek bir odanın içinde, yaşam mücadelesi verip dururken;
Gençlerimiz, çocuk yaşlarında idam sehpalarına gönderilir; akademik, demokratik haklarını aradıkları için lise-üniversite öğrencileri cezaevlerine doldurulurken;
Kendilerine seçme ve seçilme hakları tanıdığınız 18 yaşın üzerindeki üniversite gençliğine( öğrenci olmayanlara değil...), kızlı-erkekli aynı evde yaşadıkları için, kovuşturma açacaksınız, öyle mi?
Vay benim Başbakanım, vay! Demek, çöküntü bu raddeye kadar geldi, ha? Gidişat, hiç de iyi görünmüyor!
Duyduğuma göre, bugünlerde Polonya, İsveç, Finlandiya gezisine çıkıyormuşsunuz. Ülkemizdeki bu durumu, özellikle “kızlı-erkekli” olanını, oralardaki “mevkidaşlarınıza” bir anlatsanız, iyi olur, umuyorum. Belki bir çözüm yolu gösterirler de biraz rahatlarsınız!..

*İzmir

ÖNCEKİ HABER

TGS, Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz için etkinlik düzenliyor

SONRAKİ HABER

Demokrasilerde devlet kız-erkek ‘meselesi’yle uğraşmaz