05 Ekim 2013 17:53

Taş üstüne taş konmadı

Çorlu’da saçtığı hastalıklarla bilinen Ergene deresinin geçtiği mahallede yaşayan kadınlar sorunlarına hiçbir dönem hiçbir yerel yönetimin çare olmadığını söylüyor. Derenin yarattığı sorunlar bir yanda, yol, ulaşım, altyapı, çocuk bakım sorunları diğer yanda mıh gibi duruyor, tıpkı yıllar önce inşaatına başlanıp da kaderine öylece terk edilen kreş binası gibi…

Taş üstüne taş konmadı
Paylaş

Songül ŞENSOY / Meryem KOÇER

Çorlu’nun bir süre önce Ergene ilçesine bağlanan bir mahallesinde, eski adıyla Sağlık mahallesindeyiz. Yerel seçimler yaklaşırken mahalleli kadınlarla yaşadıkları sorunlar üzerinden son dönem yerel yönetimden ne umup ne bulduklarını konuştuk. Mahalle Türkiye’nin dört bir yanından iş için gelenlerle Bulgaristan’dan göç etmiş vatandaşların yaşadığı bir yerleşim yeri. Burada yaşayanların birçoğu Çorlu’daki fabrikalarda işçi olarak çalışıyor. Yaşadıkları sorunlar onları sadece iş yerlerinde değil oturdukları semtlerde de bulmuş durumda.
Kadınlarla ‘bir dokun bin ah işit’ ile başlayan sohbetlerimizin hepsi mahallede bulunan deri fabrikaları ve atıklarının kirlettiği Ergene deresinden açılıyor dolayısıyla da mahallenin ortasından geçen derenin saçtığı hastalık ve kötü kokular en büyük sorun olarak liste başında yerini alıyor.
Ergene deresindeki kirliliğin oluşturduğu tehdidi, mahalleli üzerinde yapılan kanser araştırmaları da kanıtlıyor; ama yıllardır hiçbir şey yapılmamış bu sorun için. Mahallede yaşayan kadınların sorunları, şikâyetleri aynı; her evde astım hastalığı var, çocuklar kronik hastalıklarla doğuyor.
“Sabah uykumuzdan bu koku ile uyanıyoruz” diyorlar. Deri fabrikaları ile mahalle iç içe geçmiş durumda. Çözüm ise dönüp dolaşıp yerel yönetim ve belediyenin mahalleye olan hizmetindeki eksiklikte tıkanmış kalmış.

İYİYE GİDEN HİÇBİR ŞEY OLMADI
Seçim dönemlerinde aşınan kapıları, verilen vaat ve sözlerin, seçimlerden sonra adeta buharlaşıp uçtuğu ve hiçbir hizmetin mahallelerine uğramadığı kadınların ağzından ortak fikir olarak çıkıyor. Hiçbir dönemde de durum değişmemiş. Deyim yerindeyse bu mahallede yıllardır taş üstüne taş konulmamış. Tek muhatap mahalle muhtarını görmüşler o da gidin belediyeye söyleyin demiş.
Otuz yıldır mahallede yaşadığını söyleyenler bu kadar zamandır hala yollarının yapılmayışından şikâyetçiler “İyiye giden hiçbir şey olmadı mahallemizde her şey daha da kötüye gitti” diyorlar. Görüştüğümüz bir grup kadın, daha o gün toplanıp muhtara gitmiş yollarının yapılması için. Muhtar ise seçimlerin yeniden yaklaşmış olmasından kaynaklanmış olsa gerek “oyunuzu bana ve şimdiki belediyeye verin yolları yaptıralım” diyerek kadınları yollamış.  Muhtarın yanından dönen kadınlar tepkililer: “Şimdiki belediye madem yapacaktı, bu kadar yıldır neden yapmadı?​”
 

ALTYAPI HALA SORUN
Sorunlar bununla da bitmiyor mahallelerinde mahallenin alt yapısı olmadığı için hergün bir yerlerde su borularının patladığını ve haber verdikleri halde hiçbir yetkilinin gelip sorunlarını çözmediğini söylüyorlar. “Köyümüzde dahi bu kadar sorun yoktu. Güya şehirde yaşıyoruz ama köyümüzdeki yollar bile buradan daha bakımlıydı. Ama mecburduk, çalışmak için buralara geldik” diyorlar.
Ulaşım, mahallenin yine can alıcı bir başka sorunu. Mahalleye giden dolmuş sayısı çok az ve uzun aralıklarla geçiyor. Ona da haliyle insanlar istiflenmiş halde binebiliyor. “Geç saatte işten gelsek durakta yarım saate yakın araba bekliyoruz. Bir işimiz olsa hemen binip gidemiyoruz” diyorlar.
Kadınların en büyük dertleri de çocukları. Mahallede çocuklarının oynayabileceği oyun parkları yok. Çocuklar oynamak için kimin kapısının önüne gitse oynamak kovuluyor. Geçmiş belediyelerden biri mahalledeki çocuklar için kreş yapmaya başlamış ama yarım bırakmış. İnşaatı gösteriyorlar: “Yıllar geçti hala aynı inşaat!”

Dışlanma ayrımcılığı körüklüyor
“Vergimizi veriyoruz, biz de burada yaşayan bu yörenin insanlarıyız ama neden dışlanıyoruz?​” sorusunu soruyorlar; hatta yanıtı kendilerinde aramaya başlayanlar da var. Karadenizli bir kadın, doğulu bir kadına “siz burda olduğunuz için belediye buraya bakmıyor” diyor.
Bir başka kadın Bulgaristan’dan gelenlerle kendileri arasında ayrım yapıldığını düşünüyor. Mahalle geneline baktığımızda sorunların mahallenin her köşesinde aynı olmasına rağmen kadınlar sorunluyu kendi içlerinde aramaya başlıyor. Belediye hizmetlerinin bu ve benzeri semtlere uğramayışı aslında mahallelinin geneline yapılan ayrım mahallinin kendi içlerinde de ayrım yapıldığı düşüncesine kadar gidiyor.
 

ÖNCEKİ HABER

Kadın dili, barış dili

SONRAKİ HABER

Penti işçisi kadınların hayata zamanı yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...