05 Ekim 2013 17:50

Kadın dili, barış dili

Antalya’da düzenlenen “Kadın ve Barış” film festivalinde kadınlar barış için çaba göstermeye söz verdiler, “Kadın olmadan barış olmaz. Bu nedenle her yerde, tüm gücümüzle barış için çalışacağız” dediler.

Kadın dili, barış dili
Paylaş

Kâmile YILMAZ

Film Mor ile Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği’nin birlikte düzenlediği bir günlük bir film festivali vardı 14 Eylül günü Antalya’da. Kadın yönetmenlerden “Kadın ve Barış” konulu beş film gösterildi ve her filmin ardından bir söyleşi gerçekleştirildi izleyicilerle birlikte. İlk film Yeşim Ustaoğlu’nun “Güneşe Yolculuk” filmiydi. Sonrakiler de barışı işleyen, kadın cinayetlerini konu alan filmlerdi. Film Mor, barış için bu filmleriyle ve diğer çabalarıyla epey emek harcıyor. Ülkede kadınların en altta olduğunu, yani ezilenin ezileni olduğuna dikkat çekiyor, farkındalık sağlamaya çalışıyor.
Bir günlük festival için afişler asılmış, duyurular yapılmıştı. Harcanan emeğe rağmen salonda izleyici sayısı oldukça azdı. 50-60 kadın, birkaç da erkek izleyici vardı. Barışın ne denli uzak olduğunun göstergesiydi belki de bu azlık. Ama bir söz vardır ya “Bir şey yapacaksan, kalabalık olmayı bekleme” diye. Bütün gün bu insanlar salonda oturdular. Hiçbiri de gitmeyi düşünmedi. Hal böyle olunca da “Hiç de az değilmişiz” diyor insan. Çünkü nicelik değil, nitelik önemliydi.
 

SAVAŞIN ERKEK DİLİ
Kadınlar neler konuştu filmleri izledikten sonra? Barışın artık ivedilikle sağlanması gerektiğinin, bunu da kadınların başaracağının altını çizdiler. Çünkü savaştan en çok kadınlar zarar görüyordu. Erkekler savaşa karar verendi, savaşta ölendi, ama geride kalıp yaşam savaşını omuzlayan kadındı. Savaş ve kargaşa anında tecavüze uğrayan kadındı. Savaştan dönen (askerden dönen de diyebiliriz) koca, öldürmeye alışmış bir kafayla dönüyor, çocuklarıyla ve karısıyla sevgiye dayalı bir birliktelik sürdüremiyordu. Ülkemizdeki kadın cinayetlerinin çoğalması, otuz yıllık düşük yoğunluklu savaşla ve savaşa tanık olmakla da ilgiliydi. Eğer barış, erkeklere bırakılırsa, daha yüzlerce yıl, savaş oynamayı sürdüreceklerdi. Görünen oydu. Çünkü savaş ve diğer şiddetler erkek diliydi. Kadının dili barış ve sevgiydi. İşte kadınlar bunları konuştu.
Aynı gün Egemen Bağış, kadınların kanını donduran ve tam da üzerine konuştukları o erkek dilinin bir örneğini sunan bir açıklaması oldu. “Ölen Suriyeli kardeşlerimizin sayısının yanında, Türkiye’de ölenlerin sayısı devede kulak kalır” dedi. Hangi ülkenin bakanı, ya da başbakanı olduklarını şaşırdılar. Elbette komşularımızın ölmesi, şiddet görmesi bizi derinden etkiler. Ama insanın önce yönetiminden sorumlu olduğu, kendi ülkesi için kaygılanması gerekmez mi? Üstelik kendi ülkesindeki ölümlerden direk sorumluyken, bu derece ilgisiz ve duygusuzca konuşabilmek!


TÜM GÜCÜMÜZLE BARIŞ İÇİN
İşte, bir gün sonra, 15 Eylül’de yine bir kadın Diyarbakır’da kocası tarafından öldürüldü. Aynı zihniyet “Bir kadın ya da günde bir kaç kadın öldürülmüş, bu sayı devede kulak” da deyiverebilir.
Bir iktidar bütün politik söylemlerini kadın bedeni üzerinden yaparsa, bütün çabası, kadını dört duvar arasına kapatmaksa, bunun için eğitim sistemini alt üst ederek, çocukları kuşatma altına alarak, imam hatip okullarına zorunlu bırakırsa, böylesi sözler eder. Kocalar, sevgililer, babalar da kadınları öldürmeye devam eder. Çünkü kadınlar politik söylemlerle küçültülmeye, değersizleştirilmeye çalışılıyor. Hukuk da yeterli cezayı vermekten nedense kaçınıyor, caydırıcı olmuyor.
İşte 14 Eylül 2013 Cumartesi günü akşama dek kadınlar, bu çarpıklıklara çözüm aradılar. Sonunda da “Kadın olmadan barış olmaz. Bu nedenle her yerde, tüm gücümüzle barış için çalışacağız” kararını verdiler. Antalya’da yaşayan kadınlar da İstanbul’dan gelenler de birlikte barış için çaba göstermeye söz verdiler. Bunun için internet ağı kurdular.
Parlamenterler devenin kulaklarıyla uğraşırken, küçültmeye çalıştıkları kadın yaşamı büyüdü, güçlendi, ülke barışına, dünya barışına sahip çıktı. Çünkü zorla eğdirilen baş, eğilmiş sayılmaz. Kadın karar verirse, geri dönüşü yoktur. Barış, turna kuşunun kanadında olsa da yola çıkacaktır.
 

ÖNCEKİ HABER

Engelin, engellinin ne demek olduğunu biliyor musunuz?

SONRAKİ HABER

Taş üstüne taş konmadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...