03 Kasım 2013 15:12

‘Hayatta kalan her erkek bir kadın sayesinde kurtuldu’

Kadınların savaşlardan en çok etkilenen kesim olması durumu 1915 ve benzeri çatışma dönemlerinde hayatta kalabilmiş Ermeni kadınlar için de geçerliydi. Onlara ‘el konuldu’ ya da erkekleri kurtarabilmek için onlar kadere el koydular ve örneğin Müslümanlarla evlenerek birçok insan hayatı kurtardılar. Müslümanlaş(tırılmış) Ermeniler Konferansı’nın ikinci gününde anlattı bütün bunları Arda Melkonian.

‘Hayatta kalan her erkek bir kadın sayesinde kurtuldu’
Paylaş

Elif Görgü

Kadınların savaşlardan en çok etkilenen kesim olması durumu 1915 ve benzeri çatışma dönemlerinde hayatta kalabilmiş Ermeni kadınlar için de geçerliydi. Onlara ‘el konuldu’ ya da erkekleri kurtarabilmek için onlar kadere el koydular ve örneğin Müslümanlarla evlenerek birçok insan hayatı kurtardılar.

Müslümanlaş(tırılmış) Ermeniler Konferansı’nın ikinci gününde anlattı bütün bunları Arda Melkonian. Ermeni Soykırımında Hayatta Kalma Yolları ve Toplumsal Cinsiyet başlıklı sunumunda “Hayatta kalmak için evliliğe boyun eğme seçişsiz bir seçim” olarak tarif ediyor bu durumu. Kadınlara, “Bir Türk ile evlen ki anneni babanı kurtar” dendiğini anlatıyor ve ekliyor: “Çatışma bölgelerinde kadınlar genellikle hakim grubun içinde eritilir. Hayatta kalabilmek için Müslüman erkeklerle evlendiler. İnsanların tanıklıklarını dinlediğimizde hayatlarının birdenbire dile getirilemeyecek bir zulümle kesintiye uğradığını görüyoruz. Soykırımdan kurtulan her erkek bir kadın sayesinde kurtulmuştur. Başka türlü olsa hiçbir erkek çocuk hayatta kalamazdı.”

BİR LOKUM KALDI YADİGAR

Kadınlar, yok edilmek istenen Ermeni kültürünü yaşatacak başka yollar da bulurlar. Yemek yaparlar örneğin, bir mirası hayatta tutma çabasıyla değil, Müslümanlaştırılmadan önceki yaşamlarını yad etmek için de... Ünye lokumu mesela... Bugün Ramazan ve Kurban Bayramlarının vazgeçilmezi, hatta turistik de değeri olan bu lokumun bugünkü varlığı Ünye’nin bu Müslümanlaştırılan Ermeni kadınlarının emeği sayesinde. Bu iddianın sahibi Cafer Sarıkaya da Ermeni kökenleri olan bir Ünyeli. “Lokum kaldı yadigar” sunumunun öznesi de kendi memleketi bu yüzden. Ünye’de Rum ve Ermeni varlığının nasıl yok edildiğini ayrıntılarıyla anlatıyor sonra eskiden Paskalya’da ikram edilen bir lokum parçasının bu varlığın nasıl devamı olabildiğini de. Müslümanlaştırılmış Ermeni kadınları zaman zaman bir araya geldiklerinde, birbirleri için pişirmeye devam ediyorlar Ünye lokumunu, bugün ise Ünyenin tüm pastane ve fırınlarında yapılıyorlar artık. Ermeni ve Rumlardan lokum dışında birkaç hane ve birkaç kilise kalıyor ilçeye...

MUKTEDİR BEN YAPTIM DİYENE KADAR...

Nevin Yıldız Tahincioğlu’nun “Bir Varoluş Hikayesi: Sara’dan Geriye Kalanlar” başlıklı sunumu ise hayatta kalan Ermeni kadınların hikayesini Sara’nın yaşamında somutluyor. Ailesini kurtarmak için “adını değiştirmemek şartıyla” Müslüman ağayla evlenmeyi kabul etmek zorunda kalan ama yine de ailesi katledilen Sara, katil kocasıyla sevişmeyi reddettiği için her gece tecavüze uğruyor. “Bir sesi yerde bir sesi gökte haykırırdı” diye anlatıyor acısına tanık olanlar. Bu tecavüzlerden 15 çocuğu oluyor, hepsi bir aştan sonra ölüyor. “Ermeni ya” çocuklarını onu öldürdüğüne inanıyor bir kısmı, diğerleri kumasının öldürdüğüne, iki türlü de kadınların caniliğine inanmaya devam ediyor halk. Sonunda kocası yatalak olduğunda tüm malını mülkünü yoksullara dağıtıyor Sara, “Sen asla Müslüman olmadın namaz kıl da görelim” baskısı yapıldığı bir gün beyin kanamasından yaşamını yitiriyor.  
Sara’dan geriye hep acı kalmış sanabilirsiniz, Nevin Yıldız Tahincioğlu’nun “Bu hikayedeki bütün kötüler benim ailem” diye açıklaması tarihle yüzleşme açısından açılan yolun ilerlediğini gösteriyor ve belki de bu yüzden şu sözleri çok büyük alkış alıyor:
“Mağdurun mağdurum demesi yetmez, bu işin muktediri çıkıp ben yaptım dediğinde asıl yüzleşme başlayacak."


KÜRTLER VE ERMENİLER

Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler Konferansı’nın 6.Oturumu “Hafıza, Etnisite, Din: Kürt Kimliği” oldu. Bu oturumda Adnan Çelik, Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeni Ailelerin Hayatta Kalma Stratejileri: Diyarbakır-Pasûr (Kulp) Örneği başlıklı sunum gerçekleştirirken, Davut Yeşilmen “Modern Kürt Romanında Ermeni Algısı ve Toplumsal Hafızanın Temsili” ve Ümit Kurt ile Murat Uçaner de “1915 Ermeni Soykırımı Sırasında Müslümanlaştırılmış Besni Ermeni Yetimlerinin Hikayesinden Bir Kesit” konulu sunumlarıyla konferansa katıldı. Sunumların ardından gerçekleştirilen soru-cevap bölümünde ise Kürt demokratik siyasetinin Ermeni Soykırımı konusuna daha fazla eğilmesi gerektiği konuşuldu.
(İstanbul/EVRENSEL)

ANNEME NE DİYECEKSİNİZ? http://www.evrensel.net/haber/71241/anneme-ne-diyeceksiniz.html

YÜZ YILDIR BEKLEYEN SOHBET: http://www.evrensel.net/haber/71181/yuz-yildir-bekleyen-sohbet.html

ÖNCEKİ HABER

Aleviler: Yolumuz özgürlük, barış ve demokrasi yolu

SONRAKİ HABER

Kerry\'den Mısır\'a sürpriz ziyaret

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...