03 Kasım 2013 06:00

Movimiento Passe Livre: Sao Paulo’nun ulaşım devrimi

Bugün hiç olmadığı kadar İstanbul ve Sao Paulo kentleri birbirlerine yakınlaşmış durumda. Birinde kamusal mekan, diğerinde kamusal ulaşım hakkı üzerinden yükselen direnişler, yeni bir küresel coğrafyayı da müjdelemekteler.

Movimiento Passe Livre: Sao Paulo’nun ulaşım devrimi
Paylaş

Yaşar Adanalı

Sao Paulo, Brezilya’nın ve Güney Yarımküre’nin en büyük kenti. Merkezde 11 milyon, metropolitan alanda 20 milyon insanın yaşadığı bu şehirde, aynen İstanbul gibi, ulaşım en önemli sorunların başında geliyor. Sao Paulo’da toplu taşıma pahalı, konforsuz ve trafik aşırı derecede yoğun. O kadar yoğun ki trafik sıkışıklığı günün belli saatlerinde yüzlerce (!) kilometre uzunluğunda olabiliyor. Kentin çeperlerinde yaşayan yoksulların kent merkezine erişimi hem ulaşım ücreti hem de süresi bakımından ciddi bir sıkıntı. İstanbul gibi Sao Paulo’nun da en popüler radyo kanallarından biri Radyo Trafik!
Küresel kentler liginde yükselen ve Latin Amerika’nın en büyük kent ekonomisi olan Sao Paulo, aynı zamanda bölgenin finans merkezi. Tabii ki bu zenginlik adil bir şekilde paylaşılmıyor. Burası, yine aynen İstanbul gibi, en fazla dolar milyarderinin yaşadığı ilk 20 şehir arasında yer alıyor. Sermaye en tepede konsantre olurken, kentsel eşitsizlikler de mekanda en çıplak haliyle görünür kılınıyor.
Örneğin, küresel kentsel eşitsizliklerin en bilindik karelerinden biri Sao Paulo’da çekilmiş: Zengin Morumbi mahallesinin komşu Paraisopolis Favelası (Gecekondu Mahallesi) ile yan yana oluşturduğu kontrast oldukça çarpıcıdır. Bu karede alt ve üst yapısı sorunlu gecekondular ve özel teras havuzları ile yükselen güvenlikli site arasında sadece elektrik telleriyle çevrilmiş ve güvenlik kameraları ile kontrol edilen yüksek bir duvar bulunur. Ancak bu iki dünya arasında bir geçiş yoktur.

Kentsel eşitsizliğin ulaşım alanına yansımasında ise, hiç ilerlemeyen trafikte sıkışıp kalmış araçlar ve üzerlerinden vızır vızır geçen helikopterler görülür. Dünya’da en fazla helikopterin bulunduğu Sao Paulo şehrinde, çoğu gökdelenlerin tepesinde olmak üzere, 260 tane helikopter pisti yer almakta. Burada, İstanbul’un ayrıcalıklı ulaşım hizmeti sunan Deniz Taksi’si ile karşılaştırılabilecek Helikopter Taksi hizmeti veren birçok şirket var. Sermaye ve güç eliti, trafiği, yoksulları, hatta tüm kenti baypas ederek adeta paralel bir mekan/zaman evreni yaratmışlar.

ÜCRETSİZ ULAŞIM HAREKETİ

Gezi Direnişi’ne benzer bir şekilde ve aşağı yukarı aynı zamanda patlayan Brezilya’nın Haziran Direnişi, aynen Gezi’de olduğu gibi tamamen kentsel bir mevzunun (ulaşım hakkı) tetiklemesi ve sürekli artan polis şiddeti ile kitleselleşmişti. Hatırlanacağı üzere, bu paralelliğe dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “Brezilya’da yaşanan benzer protestoların da Türkiye’de olduğu gibi uluslararası bilinmeyen güçlerden kaynaklandığını” iddia etmişti. Tabii Brezilya’da böylesine bir iddiayı ne siyasetçilere ne eylemcilere ne de herhangi bir vatandaşa anlatabilirsiniz. Protestoların merkezinde ve açık bir şekilde ulaşım hakkı talebi yer almaktaydı.
2005 yılında Porto Alegre’de gerçekleşen Dünya Sosyal Forumu’nda ilk defa bir araya gelen Ücretsiz Ulaşım Hareketi (Movimiente Passe Livre) uzunca bir süredir, toplu taşımanın iyileştirilmesi ve bir hak olarak bedava kılınması için mücadele vermekte. Özellikle gençlerin örgütlediği ve yataylık, kolektif karar almak, federalizm ve bir partiye bağlı olmamak prensipleri çerçevesinde mücadele eden bu kentsel toplumsal hareket, Brezilya direnişinin arkasında yer alan ‘bilinen’ güçlerden biriydi, belki de en önemlisi. Mevcut ulaşım sorunlarını araştıran, raporlar hazırlayan Hareket, sonrasında yerelde bu çalışmalar üzerinden taban örgütlenmesine gitmekte ve yerelin koşulları ve ihtiyaçlarına göre farklılaşan eylemler düzenlemekte.

Haziran başında Sao Paulo şehrinde toplu taşıma ücretlerinin 3 Real’den (yaklaşık 3 TL) 3.20 Real’e yükseltilmesi, bu şehirde ayaklanmanın da fitilini ateşledi. Göstericilere karşı uygulanan polis şiddeti, hızla hareketin kitleselleşmesi ve taleplerinin genişlemesine neden oldu. Haziran ortasında aşağı yukarı bütün Brezilya şehirlerinde toplu taşıma ücretlerinin aşağı çekilmesi için kitlesel gösteriler düzenlendi. Milyonlarca Brezilyalı’nın sokaklar inmesi sonucu toplu taşıma, sağlık ve eğitim için daha fazla kaynak ayrılması yönünde federal ve yerel hükümetler karar aldı. Sao Paulo dahil birçok şehir ulaşım zamlarını geri çekmek zorunda bırakıldı. Bugün direnişçiler, ücretsiz ulaşım hakkının gerçekleşebileceğine her zamankinden daha fazla inanıyorlar.
Aslında ulaşımın bu kadar sorunlu olduğu ve toplumsal adaletsizliklerin bu sorun sebebiyle daha da kanırtıldığı Sao Paulo gibi şehirlerde kentsel ayaklanmaların 20 kuruşluk bir zamdan çıkabilmesi çok da şaşırılacak bir durum değil. Neoliberal sistemin başarı hikayeleri olarak anlatılan Türkiye ve Brezilya gibi yerlerde, ekonomik büyüme sonucu en tepede biriken sermaye, ne kazanç ne de kamusal hizmet olarak aynı oranda toplumun alt katmanlarına ‘damlamaktadır’. Kimi durumlarda görece ‘iyileşmeler’ yaşansa bile, hayatlarında çok daha radikal değişimler görmek ve hayatlarının kaderini kendileri çizmek isteyen insanlar için kentin sokak ve meydanları tek gerçek adres olarak belirmektedir.
Bu sebeple daha önce hiç olmadığı kadar İstanbul ve Sao Paulo kentleri birbirlerine yakınlaşmış durumda. Birinde kamusal mekan, diğerinde kamusal ulaşım hakkı üzerinden yükselen direnişler, yeni bir küresel coğrafyayı da müjdelemekteler. Bugün Sao Paulo için İstanbul, sürekli referans verilen, 10.580 kilometrelik mesafeye rağmen yakınlık hissedilen bir destinasyon olarak belirmiş durumda. Sermayenin aktığı ve sermaye için dönüşen küresel kentler arasında yer alan bu iki kent, artık, aynı zamanda ‘direniş kentleri’ haritasında da birlikte yer almaktalar.

*Stuttgart Üniversitesi Öğretim Üyesi

ÖNCEKİ HABER

Nerden bileceksiniz?

SONRAKİ HABER

Hür müteşebbise metrobüs notları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa