Kanun namına döverim!

Çağrı Sarı / Vural Nasuhbeyoğlu

29 Ekim günü Taksim’de Cumhuriyet Bayramı eylemlerine yönelik polis saldırısını görüntülemek isteyen Taraf Gazetesi Muhabiri Tuğba Tekerek’in başına gelenler hem toplum hem de gazeteciler üzerindeki polis baskısını bir kez daha gözler önüne serdi.

Polis, 29 Ekim Günü Galatasaray Lisesi önünde eyleme katılanları döverek gözaltına aldı. Gazeteci Tuğba Tekerek de gözaltıları cep telefonuna kaydetti. Bu durumdan rahatsız olan polis, Tekerek’i ‘otobüse almakla’ tehdit etti. Sonra da, “¨Gazeteciysen gazetecisin. Kanunda bir şey mi var 'Gazeteci istediğini çeker' diye. Döversem döverim. Kanun var. Burası Uganda değil” sözlerini sarf etti. Tuğba Tekerek dün kendi blogunda (http://tugbatekerek.blogspot.com/ ‘da) bu yaşananları yayınladı. Görüntüler, gazetecilerin üzerindeki baskının ve basın özgürlüğünün hangi aşamada olduğunun yansımasıydı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, Tekerek’in başına gelenler için “Kolluk güçleri siyasi iktidar tarafından cesaretlendirilirse böyle olur” değerlendirmesini yaptı.

‘AL OTOBÜSE’ TEHDİDİ

Tuğba Tekerek’in 29 Ekim günü Galatasaray Meydanı’nda çektiği görüntülerin altına yazdıkları şöyle:
Tünel’de Andımız’ı okumak isteyen eylemciler kısa bir süre önce polis tarafından dağıtılmıştı. Ben Galatasaray Meydanına vardığımda orada bir grup eylemci ve çok sayıda polis vardı. Meydanın tam ortasında duran, herkesin yanından geçtiği otobüse gözaltına alınanlar bindiriliyordu. Önce gözaltına alınanların otobüse bindirilişlerini cep telefonumla kaydettim. Bu arada bir polis benim oradan uzaklaşmamı istedi, gazeteci olduğumu söyleyip çekime devam ettim.
Daha sonra başka bir polis üzerime sert bir şekilde gelince olası olumsuz durumlara karşı etraftakilerin dikkatini çekmek için yüksek sesle bağırarak “gazeteciyim” dedim. Uzaklaştırılmaya çalışılırken yüksek sesle bağırmaya devam ettim. Bu arada etrafımı çok sayıda sivil polis sardı. Tüm bu süreçte elimde sarı basın kartım vardı. Polislerden birisi “Alın bunu, GBT yapın, çantasını arayın” derken, müdürü “Al otobüse” diyerek beni tehdit ediyordu.

DÖVERİM SANA NE?

GBT işini son derece ağırdan alıp, beni uzunca bir süre olay yerinden uzaklaştırdılar, işimi yapmama engel oldular. Ben bu arada video çekimine devam edip, telefonu önce çantama en sonda da montumun cebine koydum. Bu süreçte bir polisin “Gazeteciysen gazetecisin. Kanunda bir şey mi var ‘Gazeteci istediğini çeker’! Döversem döverim. Sana mı kaldı. Avukat mısın?​” sözlerini de kaydettim. Polis bu cümlelerin devamında “Tedbir almışım. Kanun var. Burası Uganda değil” diyordu.

POLİS KANUNUN KENDİ YANINDA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR

Tüm bu yaşananlara ilişkin gazetemize konuşan Tuğba Tekerek, gazetecilere yönelik baskının ilk olmadığını, Gezi eylemlerinde de benzer olaylarla karşılaştığını anlattı. Tekerek, “Ben Gezi olayları sırasında bir gece polis şiddetini çekerken 5-6 çevik kuvvet polisinin üstüme yürümesini, ‘gazeteciyim’ dediğimde de ‘gazeteciliğini s...’ demesini de yaşamıştım. Pek çok arkadaşım çok daha zor durumlarda kaldı. Gezi boyunca” dedi. 

Tekerek, 29 Ekim günü yaşananları “Polisin o gün hem bana hem de eylemcilere tavrında gördüğüm ‘Kanun benim’ yaklaşımıydı. Hem eylemcilere şiddet uygulayarak onları gözaltına aldıktan sonra hem benim işimi yapmamı engelledikten sonra ‘Burada kanun var. Burası Uganda değil’ diyor. Bu gösteriyor ki  tüm kanunların onun yanında olduğunu düşünüyor, buna göre davranıyor. Ve aylardır bunu yapıyor, ona ‘hayır böyle değil, insan hakları diye bir şey var, insanların eylem yapma hakkı var, kamunun haber alma hakkı var’ diyen yok. Aksine Başbakan ‘Polis destan yazıyor’ diyor” şeklinde özetledi.

Görüntüleri İnternete yükledikten sonra, meslektaşlarından geçmiş olsun telefonları aldığını da söyleyen Tuğba Tekerek, hukuki işlem başlatacağını da söyledi. Tekerek bunu da şu sözlerle anlattı: “Daha önce hem benim hem de pek çok gazetecinin işini yapması defalarca engellendi. Ancak başlatılan hukuki süreçlerden herhangi bir sonuç alınmadı. Şimdi elimde polisin gazeteciye tavrını gösteren bu kadar net bir delil olduğu için çok mutluyum aslında. Bu videoyla savcılığa başvuracağım, ve polisin dediği gibi burası Uganda mı değil mi, burada kanun var mı yok mu, göreceğim.”

GAZETECİLER SUSTURULMAK İSTENİYOR

Tuğba Tekerek’in başına gelenler TGS ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)  tarafından tepkiyle karşılandı.

Kurallara uymak ve kuralları korumak zorunda olan kolluk güçlerinin siyasiler tarafından cesaretlendirildiğine dikkat çeken TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, “Bu nedenle bu ülkede bu kadar vatandaş ve gazeteci mağdur ediliyor. Bu ülkede kanun ve kurallar var. Bunu aşan kim olursa olsun bunun hesabını vermelidir. Yoksa kolluk güçleri siyasi iktidar tarafından cesaretlendirilirse böyle olur” dedi. Gazetecilerin görevlerini yapmasını engelleyenlerin bu ülkeye en büyük kötülüğü yaptıklarını ifade eden İpekçi, “ Siyasi iktidar baskı sistemini devam ettirmek için gazetecileri susturmak istiyor. Gazeteci görevini meslek ilkelerine uygun olarak yapar. Bu görevi engelleyen kolluk güçleri ise yetkilerini aşıyor demektir. Ve cezalandırılmalıdır.” 

SÖYLEMEKTEN BIKTIK ARTIK

TGC  Başkanı Turgay Olcayto ise, kurum olarak sahada çalışan muhabir, kameraman ve foto muhabirlerinin korunması için kısa bir süre önce emniyetle toplantı yaptıklarını hatırlattı. Emniyetle yapılan toplantıda gazetecilerin kamu hizmeti yaptıklarını anlattıklarını ifade eden Olcayto “Ama yine de gazetecilere yönelik şiddet ve engeller devam ediyor. Biz söylemekten usandık ama onlar bundan vazgeçmedi” dedi. Gazetecinin gördüğünü çekmekten yükümlü olduğunu belirten Olcayto “Bu görüntüler çekilmesin istiyorlarsa bu tür çirkin davranışlardan vazgeçilmesi gerekiyor” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)