30 Ekim 2013 09:27

Dünya gözü gibi koruyor biz gözünü çıkarıyoruz!

Türkiye’deki Sedir Ormanlarının Yapısı ve Ekolojik Özellikleri” başlıklı bir rapor hazırlayan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı, son yıllarda Türkiye’nin sedir ormanlarında ve potansiyel yayılış alanında açılan taş ocakları ile dere tipi hidroelektrik santrallerin (HES) binlerce yıldan beri oluşmuş sedir ekosistemlerinin doğal dengesine büyük ölçüde zarar verdiğine dikkat çekti.

Dünya gözü  gibi koruyor biz gözünü çıkarıyoruz!
Paylaş

 

Yusuf Yavuz

Türkiye’deki Sedir Ormanlarının Yapısı ve Ekolojik Özellikleri” başlıklı bir rapor hazırlayan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı, Türkiye’deki Sedir (Cedrus libani) ormanlarının yayılış alanı, yapısı, ağaç serveti ve doğal ekolojik dengeye etkileri bakımından çok önemli olduğuna işaret etti. Atlas Dağları (Fas-Cezayir), Lübnan’da (Küçük bir meşcere), Kıbrıs Adası ve Himalaya Dağlarının kuzeybatı bölümünde doğal olarak yayılan sedir ormanları bulunduğunu belirten Kantarcı, Güney Fransa’da yaygın sedir ağaçlandırmaları ile sedir ormanları yetiştirildiğine değindi. 

EN YAYGIN SEDİR ORMANLARI TÜRKİYE’DE 

Türkiye’nin sedir ormanlarının en yaygın olduğu ülke olduğunun altını çizen Kantarcı, son 50 yıl boyunca yapılan ağaçlandırmalar ve gençleştirme çalışmaları ile sedir ormanlarının alanının genişletildiğine dikkat çekti. Türkiye’deki sedir ormanı varlığının 2006 yılı verilerine göre 402 bin 288 hektar olarak verildiğini kaydeden Kantarcı, aynı yıl verilen bir başka rakamda ise sedir ormanı varlığının 417 bin 188 hektar olduğunu belirterek “Aradaki fark 14 bin 905 hektar olup, Elmalı Orman İşletmesi kadardır. Bu rakama ulaşılabilmesi için her yıl 8 bin hektar alanın ağaçlandırılmış ve gençleştirilmiş olması gerekir. Muhtemelen sedir yayılış alanındaki açık arazi de sedir ormanı varlığımız olarak hesaba katılmış olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu. 

Kantarcı, raporunda, son yıllarda Türkiye’nin sedir ormanlarında ve potansiyel yayılış alanında açılan taş ocakları ile dere tipi hidroelektrik santrallerin (HES) binlerce yıldan beri oluşmuş sedir ekosistemlerinin doğal dengesine büyük ölçüde zarar verdiğine dikkat çekti. Özellikle kireçtaşı arazisinde yapılan tahribat ile son yıllarda Akdeniz Havzası’nın ısınmasından kaynaklanan ve sıklaşan sağanak yağışların bir araya gelmesiyle sel oluşumları ve göçük olaylarının zarar vermeye başladığına işaret eden Kantarcı, “Sarp dağlık arazideki ormanların tahribi aşağıdaki çok verimli tarım alanlarının da sellerden zarar görmesine ve yetiştirilen ürünlerin yok olmasına sebep olmaktadır. Akdeniz Bölgesi’nde tarım yapan halkımızın varlığı ve bu tarım ürünlerinden beslenmenin devamlılığı dağlık arazideki ormanlarımızın korunmasına ve geliştirilmesine önemle bağlıdır. Sedir ekosistemleri binlerce yılda oluşmuşlardır. Günümüzde kısa süreli kazançlar için tahrip edilmemeleri gerekir. Çatlaklı bir kireçtaşı arazisi olan Toros Dağlarında taş ocakları vb. girişimlerle tahrip edilen sedir ormanlarını tekrar yetiştirmek için taştan elde edilen gelirin çok daha fazlasını harcamak gerekir” görüşünü savundu. (Antalya/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İSDEMİR işçisi nasıl bir sendika istiyor?

SONRAKİ HABER

Tam tarih yazıyorduk, elektrikler kesildi!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...