Yokluktan sanayileştik ama zenginleşemedik
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasının “90 Yılda Türkiye Ekonomisi” adlı raporuna göre, Türkiye modernleşti, büyüdü, sanayileşti, yaşam süresini uzattı, okuryazar oldu, gelir ve harcamasını artırdı ama borçlarından kurtulup zenginleşemedi.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasının “90 Yılda Türkiye Ekonomisi” adlı raporuna göre, Türkiye modernleşti, büyüdü, sanayileşti, yaşam süresini uzattı, okuryazar oldu, gelir ve harcamasını artırdı ama borçlarından kurtulup zenginleşemedi.
'ZENGİNLER KULÜBÜNE GİREBİLMEK MÜMKÜN'
Raporu yorumlayan İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, 90 yılda hep birlikte çalışarak bir değer yaratıldığını vurgulayarak, “Önümüzdeki 20-30 yıllık süreçte, çevresel ‘sürdürülebilirliği’ esas alan teknolojilerin, insanların yaşamını değiştirecek makineler arası iletişimi sağlayacak ağ teknolojilerinin, nanoteknoloji ve biyoteknolojinin etkili olacağı yönünde güçlü işaretler bulunuyor. Bu teknolojilerde söz sahibi olabilirsek Türkiye’nin orta gelir grubundan sıyrılarak zenginler kulübüne girebilmesi mümkün” diye konuştu.
Arıkan, “Önümüzdeki 10 yıllık dönemde iç tasarruf oranının yüzde 15’lerden yüzde 25-30 bandına çekilmesi, büyümenin daha yüksek oranda iç kaynakla finanse edilerek ortalama yüzde 7-8 bandında sürdürülebilir bir trend hedeflenmeli. Ancak bu planlamayla Cumhuriyet’in 100’üncü yılına dünya sıralamasında en az bir basamak atlayarak 16’ncı büyük ekonomi olarak girebilmemiz mümkün olur.”
'DIŞ TİCARET DENGESİ SÜREKLİ AÇIK VERDİ'
Rapora göre, 90 yılda ihracat ithalata bağımlılıktan kurtulamazken dış ticaret dengesi sürekli açık verdi. Ülke kalkınması için gereken sermaye birikimi ise bir türlü sağlanamadı, büyüme hep dış tasarrufların ödünç alınmasıyla gerçekleştirildi. İhracat-ithalat bağımlılığı ve cari açık sorununun bir türlü aşılamamasının en önemli nedenlerinden biri ülkede bağımsız teknoloji üretiminin bir türlü başarılamaması. 90 yıl boyunca Ar-Ge yatırımlarının milli gelirden aldığı pay bir türlü yükseltilemedi ve Türkiye teknoloji üreterek ihraç eden bir ülke konumuna gelemedi. Benzer şekilde Türkiye’deki ortalama eğitim yılının bir türlü uzatılamaması da yeterli sayıda girişimci, araştırmacı ve nitelikli işgücünün ortaya çıkamamasında önemli rol oynadı. Bu etkenle dış ticaret hep ekside kaldı.
'İÇ TASARRUF AZ, BÜYÜME DÜŞÜK, BORÇ ÇOK'
Rapora göre, sürdürülebilir bir kalkınmanın en önemli koşullarından biri olan iç tasarruf oranının GSYH’nin yüzde 25’i ve daha üzerine yükseltilememesi, ülkenin kalkınması açısından önemli bir engel yarattı. Cumhuriyetin ilk yıllarında yüz milyon dolarlar düzeyinde gerçekleşen cari açık 2010 sonrasında yıllık 40 milyar dolar düzeyinin üstüne çıktı. Yüksek cari açık ise dış borç stokunda sürekli artışa neden oldu. Dış borç yükü kamudan özel sektöre aktarılsa da GSMH’nin yüzde 40’ından aşağılara çekilemedi. 2012 sonu itibariyle ise, Türkiye’nin dış borç stoku 337 milyar dolar düzeyine ulaştı. 90 yıl boyunca birbirini izleyen ekonomik ve siyasi krizler ise ekonomik büyümeyi sınırlandırdı. Dönemler itibariyle bakıldığında ortalama yıllık büyüme yüzde 5’ler düzeyinde gerçekleşirken, darbeler, ekonomik krizler ve savaşlarla dolu 90 yıllık tarihin ortalama yıllık büyümesi yüzde 4,49 düzeyinde kaldı. Bu performans Türkiye’yi 90 yılda orta düzeyde gelir sahibi, orta düzeyde sanayileşmiş bir ülke haline getirdi.
'İNSANİ GELİŞME ENDEKSİ' AÇISINDAN SONLARDA
Raporda ekonomik ve sosyal gelişme düzeyi diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye bazı açılardan zengin ve orta gelir grubundaki ülkelerin gerisinde kaldı. Birleşmiş Milletlerin ölçü olarak aldığı “insani gelişme endeksi” ve bu endeksin bileşeni olan bazı göstergelere göre Türkiye 2012 sonunda OECD üyesi ülkeler ve BRIC ülkeleri arasındaki sıralamada insani gelişme göstergeleri açısından sonlarda yer buldu.
'TÜRKİYE SANAYİ ÜLKESİ GÖRÜNÜMÜNE KAVUŞTU'
"90 yılda Türkiye Ekonomisi" raporuna göre, Cumhuriyetin en büyük başarıları, ekonomi, ticaret, gelir artışı, ulaşım, sağlık ve eğitim alanlarında gerçekleşti.
Ekonomik alandaki başarının bir diğer göstergesi de milli geliri oluşturan faaliyet kollarının bileşimindeki köklü değişim oldu. Cumhuriyet ilan edildiğinde Türkiye bir tarım ülkesiydi.
Milli gelirin yüzde 43.1’i tarım kesiminden, yüzde 46.6’sı hizmetlerden elde edilirken yalnızca yüzde 10.6’lık bölüm sanayi üretimiyle sağlanabiliyordu.
90 yıllık süreçte milli gelir 54 kat artarken sanayi üretiminin milli gelirdeki payı yüzde 33’e yükseldi, tarımın payı ise yüzde 10’un altına geriledi. Hizmet sektörü de büyüme ve çeşitlenmesiyle yüzde 57’lik paya sahip oldu. Böylece Türkiye tam bir sanayi ülkesi görünümüne kavuştu. Ancak Rapora göre, 90 yılda ekonominin gelişmesine ve ülkenin zengin ülkeler düzeyine yükselmesini engelleyen bazı sorunlar bir türlü aşılamadı. (ANKA)
TÜRKİYE 90 YILDA NEREDEN NEREYE GELDİ?
Nüfus (kişi) 12.559.000 74.491.000
Gayri Safi Milli Hasıla 26.060 1.415.786
(Milyon TL)
Kişi başına milli gelir 2.075 19.006
(TL)
Sanayi üretimi (%) 10.6 32.9
Tarım üretimi (%) 43.1 9.3
Hizmet sektörü (%) 46.3 57.6
Toplam işyeri sayısı 33.058 2.591.372
Toplam işçi sayısı 76.058 11.531.568
İmalat sanayi 264 252.975
işyeri sayısı
İmalat sanayi 14.060 3.146.147
çalışan sayısı
Dünya ticareti payı (%) 0.30 1.06
Kara / demiryolu uzunluğu 22.111 377.799
(km)
Okul sayısı 5.062 43.694
Öğretmen sayısı 12.437 871.405
Öğrenci sayısı 358.548 19.848.274
Okur-yazar oranı (%) 19.2 94
Hekim sayısı 344 126.029
Yaşam süresi (yıl) 35.5 74.5