26 Ekim 2013 16:09

Aleti kullanan aletin kölesi olursa ne bilim olur ne sanat!

Aleti kullanan aletin kölesi olursa bilim ve sanat ne olur? Daha doğru bilim bilim olur mu, sanat sanat olabilir mi? Yoksa söz konusu kölelikle bilim ve sanat arasında hiçbir ilişki yok mu? Soruların yanıtı “Neoliberal Küreselleşme Çağında Bilim ve Sanat” temalı sempozyumda arandı.

Aleti kullanan aletin kölesi olursa ne bilim olur ne sanat!
Paylaş

Bülent Falakaoğlu

Aleti kullanan aletin kölesi olursa bilim ve sanat ne olur? Daha doğru bilim bilim olur mu, sanat sanat olabilir mi? Yoksa söz konusu kölelikle bilim ve sanat arasında hiçbir ilişki yok mu?
Soruların yanıtı “Neoliberal Küreselleşme Çağında Bilim ve Sanat” temalı sempozyumda arandı. Sorulara yanıt verenlerden biri de Profesör Taner Timur’du. Taner hoca küreselleşen çağımızdaki bilim, teknoloji ve demokrasi arasındaki ilişkiye, derin birikimiyle, tarihsel bir bütünlük içinde cevap verdi. Hem de bunu bütün bir insanlık tarihini 25 dakika gibi kısa bir süreye sığdırarak yaptı diyebilirim.
İnsan bilimle doğmadı. “Hatta insan nedir?​” sorusuna bile cevabı çok sonra aradı. Kimisi “İnsan en akıllı hayvandır” dedi kimisi başka bir şey. Ama Taner Timur Hoca’ya göre en doğru cevabı Marx verdi: “İnsan alet yapan canlıdır.”
İnsan doğaya egemen olmak için kullandığı aletleri her geçen gün geliştirdi. İnsan düşüncenin, bilimin, kültürün tüm ögelerinin temelini alet kullanma sürecinde attı.
İnsanlığın aleti geliştirme sürecinin ilk dönemlerinden bahsederken aslında teknolojiden söz ediyoruz. Ama bilimden bahsetmiyoruz. Fakat teknolojik ilerleme bilimin iki ögesini; teori ve kavram açığa çıkarıyor. Taner hoca bu iki ögeye sonradan tecrübenin de eklendiğini vurguluyor.
Teori alimlerin, filozofların işi olarak ilerlerken, teknoloji ayrı bir mecrada ilerliyor. Usta çırak ilişkisinde gösterilerek öğrenilen, 15. yüzyıla kadar kendini yenilemeyen bir temele dayanıyor. Orta Çağda ise bilim dinin emrine sokuluyor. İş meleklerin cinsiyetini tartışmaya kadar vardırılıyor. Bu durum bilim alanındaki bir tecrübe ile aşılıyor. Doğada olan olayların tekrarlanabilmesi, olaylardan ders çıkarılabilmesi bilimin önünü açıyor. Ama dinden kurtulan bilim ve de teknoloji kapitalist dünyada Marx’ın tanımıyla üretim gücü haline geliyor.

HER ŞEY TERS YÜZ OLUYOR

Bilimle teknik arasındaki ilişki değişiyor. Taner Timur bu değişikliği şöyle özetliyor: “Laboratuvarlarda çıkarı için değil, merakı için bilim için çalışanlar ortadan kaldırılıyor. Teknoloji bilime hakim oluyor. Bilim, teknoloji ve bilim insanlarını kontrol altına alma süreci ikinci dünya savaşından sonra hız kazanıyor. Bilim meta haline geliyor. Küreselleşme sürecinde finans sermaye küreselleşirken, sermayenin diğer biçimlerinin küreselleşmesi ‘teknolojik sırlar’ altında engelleniyor. Bilim teknolojiye, teknoloji büyük şirketlere, büyük şirketler de kâra mahkum edilmiş durumda.”

Böylesi mahkumiyetler dünyasında bilimin olamayacağını belirten Timur, aynı ortamda demokrasinden de söz edilemeyeceğini vurguluyor. “Demokrasi gelir dağılımıyla yakından ilgilidir” diyen Timur gelir dağılımındaki eşitsizliğe verilecek ABD örneğinin bile demokrasiden bahsedilemeyeceğinin göstergesi olacağını söyleyerek şu rakamları veriyor: “ABD’de 30 yıl önce nüfusun yüzde 11 toplam gelirin yüzde 45’ine el koyarken şimdi bu rakam yüzde 93...”


BİLİM VE SANAT MAL OLURSA…

Özgür Üniversite Kurucularından Fikret Başkaya, üretimin ihtiyaçlara göre değil kâra göre yapıldığı, sermaye için yapıldığı kapitalizm koşullarında bilginin, bilimin, sanatın metalaştıkça kendi ruhundan ve amacından uzaklaştığını vurguluyor.  

Bilgi, bilim, üniversite, estetik faaliyet ve yaratıcılık, bir bütün olarak sanat etkinliğinin de neoliberal çağda artık bir mala dönüştürüldüğüne dikkat çeken Başkaya söz konusu gelişmenin sonuçlarını şöyle özetledi:  “Bilginin, bilimin, sanatın parayla alınıp-satılan bir nesneye dönüştürülmesi, bunların varlık nedenlerine ve misyonlarına yabancılaşması demektir. Tabii bunun vahim sonuçlar doğurma potansiyeli de son derecede yüksek. Bilimsel-estetik etkinliğin varlık nedeni bir kere ortadan kalktı mı, o toplumun artık geleceği kararmış demektir.”

Bilimin, sanatın insanlığın ortak değeri olduğunu, kişiselleştirilemeyeceğini, bilginin paylaşıldıkça azalmayan, aksine paylaşıldıkça çoğalan yegane şey olduğunu vurgulayan Başkaya sözlerini şöyle tamamladı: “Maalesef tersi bir süreç yaşanıyor. Eğitim kurumları şirketleştiriliyor. Üniversitelerden para etmeyen disiplinler kovuluyor. Üniversiteler diploma üretme merkezlerine dönüştürülüyor. Bu dalgayı kırmanın yolu eleştirel bilgiden geçiyor. Bizi özgürleştirecek şey eleştirel bilgidir.”


BİR DÖNÜŞÜME CEVAP ARAMAK

Özgür Üniversite tarafından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Bomonti Yerleşkesinde düzenlenen sempozyum ilk gününde cevap arayışına; Alaeddin Şenel, “Neoliberal Çağda ‘İlim’ Teknoloji Arasında Paradoksal Bağlantılar”… Kerem Cankoçak, “Tarih Boyunca Bilim ve İktidar İlişkisi”… Cem Terzi, Kapitalizm Kıskacında Doğa, Toplum ve Bilim: Onur Hamzaoğlu Olayı… Doğan Göçmen, “Düşüncenin ve Bilginin Metalaştırılması, Bilim Etiği ve Bilimin Toplumsal Ödevi Açısından Ne Anlama Gelmektedir?​”… Funda Karapehlivan, “Kamusal”dan “Özel”e mi? Üniversitenin Toplumsal Konumlanışı ve Bilimsel Bilgi Üretimi”… Kemal İnal, “Türkiye’de Bilimsel Alanda Radikal Değişim: Kamu Yararından Şirket Çıkarına”… Rıfat Okçabal, “AKP’nin Bilim ve Üniversite Politikaları: Piyasalaşma ve Gericileşme” sunumlarıyla yanıt vermeye çalıştı. (İstanbul/EVRENSEL)


PAZAR'IN PROGRAMI

27 Ekim Saat 09.30

II.    Oturum: Moderatör Ahmet Öncü

•    Mutlu Parkan: Günümüzde Sinema Ne Kadar Sanattır?
•    Vefa Saygın Öğütle: Müzikte Metalaşma, Kitleleşme ve Popülerleşme: Bağlantılar, Ayrımlar
•    Özgür Başkaya: Neoliberalizm Sürecinde Sanatçı Duruşu
•    Cenker Ekemen: Neoliberal Ekonomi Politikaları, Sinema Endüstrisi  ve Özgür Sinema
Yemek Arası
___________________

III.    Oturum: Moderatör: Nazan Üstündağ

•    Cengiz Gündoğdu: Yeniden İlkel Üretimde Türkiye’de Yazın
•    Şener Özmen: Sanatın Parası
•    Begüm Kösemen: Sermayenin İtibarlı Yatırım Aracı: Sanat, Türkiye’de Sanatın Pazarlanması
•    Cemal Dindar: 24 Ocak-12 Eylül Darbesinden Gezi Direnişine Neoliberalizm ve Ruhsallık Bilgileri

 

ÖNCEKİ HABER

Gerçek boyutlarda AT-ST

SONRAKİ HABER

Bin küsür yıllık mumya bulundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...