16 Ekim 2013 06:00

İki bayrama da direnişte girdiler

Sevinç, huzur, sevgi, sevdiklerimizle birarada geçirdiğimiz hoş vakitler...” “Bayram sizin için ne ifade ediyor?” diye sorduğumuzda genel olarak bu cevapları alırız.

İki bayrama da direnişte girdiler
Paylaş

Eda Yıldırım

Sevinç, huzur, sevgi, sevdiklerimizle birarada geçirdiğimiz hoş vakitler...” “Bayram sizin için ne ifade ediyor?​” diye sorduğumuzda genel olarak bu cevapları alırız. Ama Punto Deri’de çalışırken işten atılan işçilere bu soruyu sorduğumuzda aldığımız yanıt oldukça kısa: “Direniş”. Çünkü Punto Deri patronu Deri-İş’e üye olduğu için iki işçiyi geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda işten atmıştı. Daha sonra ise  17 işçi daha sendikalı oldukları için tazminatsız ve ücretleri verilmeden işten atıldı. 19 işçi 65 gündür fabrika önünde direnişte. Punto Deri uluslararası pazarda önemli bir firma. İşçiler sabah 08.00’den gece 23.00’e kadar çalışıyor. Hafta sonu bile mesaiyle geçiyor. İşçilerin temel talepleri ise, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, ücretlerin bordrolara yansıtılması ve en azından ayda bir gün izin kullanabilmek.

‘PUNTO PATRONU 19 KURBAN KESTİ’

İşçilerle bayramı konuşuyoruz. Direniş yerindeki ilk bayram sohbetimiz Ramazan Aygün’le. On yıl boyunca emek verdiği Punto Deri’den atılan iki işçiden biri. Aygün’ün öfkesi büyük, “Patronlar kurban kesmek yerine 19 tane işçiyi kesti” diyerek dile getiriyor bu tepkisini.
Aygün’ün 13, 16 ve 18 yaşlarında üç çocuğu var. Yıllarca verdiği emeğe rağmen işten atılması, ev geçimi bir parça yorgunluk ve hüzün yaratıyor ama ““Direnmeden olmaz” diyor.   

‘HER BAYRAM ÇALIŞIRDIK’

Hülya Alptekin 8 yıl çalışmış Punto Deri’de. Ramazan Bayramı’nda atılan diğer işçi.İşten atılmadan önce  ailenin geçimi Alptekin’in aldığı ücretle sağlanıyormuş. Buna karşın ailesinin en büyük destekçisi olduğunu vurguluyor. Tabii Alptekin için işsiz geçen ikinci bayram.Bu yüzden biraz hüzünlü olduğunun da altını çiziyor. Ancak bayramda işten atılan direnişteki bir işçi için  bayramın anlamının da değiştiğini söyleyerek şöyle devam ediyor: “Daha önce direnişteki işçileri gördüğümde kınıyordum. ‘İşlerine güçlerine baksınlar’ diye tepki gösteriyordum. Şimdi tam tersi. Bir nevi bizim bayramımız ve bayram yerimiz burası.”
Çalışırken de bayramlar Punto işçileri için diğer günlerden farklı değil. “Biz bayramlarda da çalıştığımız için öyle ‘Tatile gidelim, şöyle plan yapalım’ diyemiyoruz. Çünkü bayramlarda da çalışırdık. Ama daha sonra sendikal mücadele sayesinde en azından tatil süresini uzatabildik. Zaten izinli olsak bile Punto işçisi aldığı maaşla öyle büyük planlar yapamaz” diyor Alptekin.

‘DİRENİŞTE KARARLIYIZ’

Beş yıldır Punto Deri’de çalışırken işten atılan İbrahim Kılcı ise, işten tatılan 17 işçiden biri. “Bayramda küskünler barışır” sözü sohbetimiz esnasında birkaç kez tekrarlanıyor. Kılcı “İşveren taleplerimizi görmek yerine maaşlarımızı ve tzminatlarımızı ödememekte ısrar ediyor. Bizi güçsüz duruma düşürmek istiyorlar, direnişimizi bölmeye çalışıyor. Ama biz bu hukuksuzluğa karşı mücadele vermekten vazgeçmeyeceğiz” diyor. İşten atılmasa bu bayram eşi ve iki buçuk yaşındaki kızıyla memlekete gitmeyi planladıklarını ancak bu planlarını rafa kaldırmak zorunda kaldıklarını biraz hüzünlü bir dille ifade ediyor. Ancak bunun moralini bozmadığını söyleyerek ekliyor: “Biz haklarımız için buradayız. Şu an içeride çalışan arkadaşlarım için daha çok üzülüyorum. Çünkü işverenin baskıları daha çok arttı. İşçilerin sendikadan istifa etmesi için sürekli tehdit ediyor. Sendikanın gitmesi için imza topluyorlar. İmza atmayanlar ise İdari Amir Mustafa Öcük tarafından tehdit ediliyor.” Punto Deri’nin uluslararası alanda güçlü bir firma olduğuna da dikkat çekiyor Kılca, hafif bir tebessümle “ 4 yıl hiç sipariş almazsa yine batmaz” diyor.


SINIF DAYANIŞMASI BİZİM İÇİN BAYRAM OLDU

Bir yıldır Punto Deri’de çalışan Mustafa Özaydın, Punto Deri’nin ‘sakıncalı’ işçilerinden.  İşten atılmadan önce kafa iznine gönderiliyor. Sonrası ise işten atılma. Ama huzurlu olduğunu vurguluyor: “Tabii ki işsiz olmak bayram sevinci yaşatmıyor. Ancak ailemin yanımda olması bana güç veriyor. Onlar olmadan daha zor geçerdi. Bir yıl önce bana direnişte olacaksın deseler inanmazdım. Sınıf dayanışması bizim için en büyük bayram.”  On yaşında bir kızı olan Özaydın, “Maddi sıkıntılar içerisinde bayramı karşıladık. Kızım biraz üzgün tabii bu yüzden ama  bana yansıtmamaya çalışıyor” diye devam ediyor. (İstanbul/EVRENSEL)

 

ÖNCEKİ HABER

Bayrama işsiz girdiler

SONRAKİ HABER

Dün kamburdu bugün gözde!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...