Bir sürü Mustafa Mutlu'muz ama çok mutsuz bir gazeteciliğimiz var
Esra Arsan yazdı... Mustafa Mutlu’nun T24 söyleşisi gazetecilik adına utanç verici. Bu söyleşide gazetecinin anlattıkları, mesleki, etik, hukuki, teknik, insani ve vicdani açıdan ciddi sorunlar içeriyor.
Doç. Dr. Esra Arsan
Mustafa Mutlu’nun T24 söyleşisi gazetecilik adına utanç verici. Bu söyleşide gazetecinin anlattıkları, mesleki, etik, hukuki, teknik, insani ve vicdani açıdan ciddi sorunlar içeriyor. Fabrikasyondan spekülasyona, ırkçılıktan nefret söylemine, dedikodudan bilişim suçuna kadar çok ciddi açıklamalar içeren bu söyleşide, Mustafa Mutlu gazeteciliğin en temel ilkelerini ayaklar altına alıyor ve bu ilkeleri gereksiz bulduğunu ifade ediyor. Bir gazetecinin kamuya verdiği bilgide açıklık, doğruluk, kaynak belirtme, istatistik ve bilimsel bilgi/bulgunun önemini hiçe sayan Mutlu, “Köşe yazısı yazıyorsam olgusal olmak durumunda değilim” diyerek, Türkiye’de köşe yazarlığının nasıl çarpık algılandığını da gösteriyor. Ne yazık ki ülkemizde köşe yazarlığı herkesin istediğini yazma özgürlüğü olarak algılanmakta. Belki de bu nedenle bir sürü Mustafa Mutlu’muz, ama çok mutsuz bir gazeteciliğimiz var. “Yorum hürdür, belge gerekmez” çarpık anlayışıyla, elinde bulgu, bilgi, istatistik olmadan Türkiye’nin Güneydoğu’sunda yaşayan tüm Kürtleri porno müptelası, tüm erkekleri ensest düşkünü, eş cinselliği suç ilan ediveriyor Mutlu. Bu fabrikasyon bilgiyi daha evvel gazeteciliğin aslında ne olduğunu anlamamış bir başka köşe yazarı daha üretmişti. Ama, o en azından aldığı tepkiler sonucu özür diledi. Mustafa Mutlu, şimdi aynı yazarı koruyacak diye aynı gazetecilik suçunu bir kez daha, utanmadan işlemiş. Ege bölgesinde çanak antenle TV izleyenler atv izliyormuş da, Güneydoğu’da çanak antenle izleyenler porno izliyormuş.
BU BİLGİYE NASIL ULAŞTIN?
Adama sorarlar, kardeşim sen bu bilgiye hangi bilimsel araştırmanın hangi bulgusuna dayanarak eriştin? Gazeteci olarak görevin kaynak göstermek, açık olmak, hesap vermek, yazdığın her satır için sorumluluk almaktır. Mustafa Mutlu tüm bunlardan habersiz, soru soran muhabire “Köşe yazarı istediğini yazar. Gidin araştırın siz bulun,” diyor. Tarihe geçecek nitelikte bir kötü gazetecilik örneği. Şimdi Mustafa Bey bu ülkenin belli bir bölgesinde yaşayan insanları topluca cinsel suçla itham ediyor. Bunun hukuki sonuçları da olacaktır elbette. Kişilerin ve kurumların itibarını zedeleyecek, onlara zarar verecek ve kamusal alanda hedef gösterecek şekilde yayın yapmak, iftira atmak suçtur. Bu aynı zamanda uygar dünyada kabul edilmiş tüm meslek ilkelerine aykırıdır. Bu tutum ve pratik eğer sistematik hale dönüşmüşse, meslekten men edilme nedenidir. Bahsi geçen yazarın Türkiye’de Kürt meselesine bakışındaki sığlığı ve ırkçılığı da söyleşinin diğer satırlarındaki söylemden öğreniyoruz zaten. Her şey bir yana, bu söyleşi bize Türkiye’de köşe yazarlığı yapmak için büyük medya patronlarıyla girişilen kirli ilişkiler, pazarlıklar, otosansürün içselleştirilmesi, günlük yaşam pratiği için gazetecilik ilkelerinden verilen ödünler, bilinip de yazılmayan yolsuzlukları normalleştirmeler, şişkin egolar, beş paralık yazı yazıp kendini trilyonluk zannetmeler üzerine çok geniş bir yelpazede değerlendirilecek malzeme sunuyor. Türkiye’de gazetecilerin bu türden meslek ilkeleri ihlallerini değerlendirecek ve cezalandıracak bir üst kurul olmaması maalesef alana giriş çıkışı denetimsiz bırakıyor. Mustafa Mutlu sadece tekil bir örnek. Maalesef alanda bu tür meslek ilkesi ihlallerine imza atan daha çok köşe yazarı ve gazeteci var. Biz gazetecilik öğrencilerimize bu kötü örnekleri gösterip, asla olmamaları gereken şey olarak anlatıyoruz.
Mustafa Mutlu; her cümlesi nefret suçu http://www.evrensel.net/haber/70036/mustafa-mutlu-her-cumlesi-nefret-sucu.html#.UlvBAlO6rxU
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
