Sağlık sistemi mülteciyi öldürüyor

Eda Yıldırım

Türkiye’ye sığınan mülteci ve göçmenler, tedavi giderleri nedeniyle deyim yerindeyse ölüme terkediliyor. Yabancılar için her geçen gün işkence haline gelen sağlık sisteminin bir kurbanı da Gaziantep’te yaşayan diyabet hastası 63 yaşında Afgan mülteci Golafrooz Tajik oldu. Haftada iki gün diyalize girmesi gerektiğine dair sağlık raporu olmasına rağmen, tedavi giderlerini ödeyemediği için diyalize alınmayan Tajik, 27 Eylül tarihinde yaşamını yitirdi.

TEDAVİ KARŞILĞI SENET İMZALATTILAR

Haziran 2013’te diyaliz tedavisine girmesi gerektiğini öğrenen Tajik, tedavi için Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi, Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi, Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Gaziantep Valiliği ve İl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV), Şahinbey Kaymakamlığı, Gaziantep Sağlık Müdürlüğü, Gaziantep İli Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilciği’ne başvurdu.
Tajik’in diyalize girdiği başvurduğu hastaneler tedavi karşılığında Tajik’e senet imzalattı. Ancak senetler ödenmeyince tedavi yarıda kaldı.

CENAZESİ İÇİN 22 BİN LİRALIK SENET...

14 Eylül 2013 tarihinde başvurulan Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi ise diyaliz merkezinde yer olmadığı için tedaviyi geri çevirdi. Ancak Tajik’in aynı akşam fenalaşması üzerine aile tekrar  Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi acil servisine başvurdu. Acil servis doktorlarının da ısrarlı çabalarıyla tedavi altına alınan Tajik, komadan çıkamayarak hayatını kaybetti. Ama ailenin çilesi bununla bitmedi. Bu kez de aileye cenaze teslimi için 22 bin lira tutarında senet imzalatıldı.

YAPACAK BİR ŞEY YOKMUŞ!

Afgan mülteci Golafrooz Tajik’in tek bir diyaliz tedavisi yaklaşık 200 lira. Tajik’in ailesi ve Mültecilerle Dayanışma Derneği’nin başvuruları sonucu Şahinbey Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı toplamda sadece 600 lira mali yardımda bulundu.

Bunun üzerine, Gaziantep Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği’ne başvuran Mülteci-Der temsilcileri, buradan da sözlü olarak “Yapabileceğimiz bir şey yok” yanıtını aldı. Mülteci-Der’in, konuyu TBMM’ye taşıma girişimleri de ilgisizlik nedeniyle sonuçsuz kaldı.

‘BU BİR CİNAYET’

Konuyla ilgili gazetemize konuşan, Tajik’in tedavi sürecinin de tanığı olan Mültecilerle Dayanışma Derneği İdari Koordinatörü Pırıl Erçoban, Mülteci-Der olarak Tajik’in ölümünün açıkça cinayet olduğunu ifade ederek, “Türkiye’ye sığınmış bir kadının yaşam hakkına saygı gösterilmemesi sonucunda, 63 yaşındaki kadın hastanelerden borcunu ödemeden bir daha gelme denilerek kovuldu. Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi tarafından, aileye “Önceki borçları ödemeden bir daha gelmeyin” denilmiştir. Bu da yetmezmiş gibi  başvuruda bulunulan tüm kurumlardan ‘Sorumluluk bizde değil’ denilerek geri çevrildi.” Uluslararası Sözleşmeler ve Anayasa gereğince devletin Türkiye’ye sığınanların sağlık hakkına erişimini sağlaması gerektiğine dikkat çeken Erçoban, “Ancak, Türkiye’de bireysel sığınma prosedürü içinde olan mülteci ve sığınmacılar genel sağlık sigortası kapsamına girmemektedir. Sağlık giderlerinin karşılanması için bazı illerde mülki amirlerin inisiyatifi ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları devreye girse de, Türkiye genelinde bir düzenlemenin olmaması nedeniyle sağlık hizmetlerine erişimlerinde çok ciddi problemler yaşanmaktadır” eleştirisinde bulundu. Tajik’in ilgisizlik ve ihmal zinciri sonucu yaşamını yitirdiğini buna neden olan kişiler hakkında işlem yapılmasını istediklerini söyleyen Erçoban, bir an önce Türkiye’ye sığınan mülteci ve sığınmacıların sağlık hakkına erişimleri konusundaki engellerin kaldırılmasını talep ettiklerini ekledi. (İstanbul/EVRENSEL)