30 Mayıs 2011 10:17

Hepsi gerçek, hepsi kurgu

Her gün bir yenisini duyduğumuz, okuduğumuz kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz haberlerine dair bir sergi, Derya Kılıç’ın “Bilmek, Görmek…” isimli fotoğraf sergisi. Fotoğraflardaki kadınlar dün ya da bugün üçüncü sayfada haberini okuduğumuz kadınlar değil. Dali’nin, Vermeer’in portrel

Hepsi gerçek, hepsi kurgu
Paylaş
Ebru Moçoş

Her gün bir yenisini duyduğumuz, okuduğumuz kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz haberlerine dair bir sergi, Derya Kılıç’ın “Bilmek, Görmek…” isimli fotoğraf sergisi. Fotoğraflardaki kadınlar dün ya da bugün üçüncü sayfada haberini okuduğumuz kadınlar değil. Dali’nin, Vermeer’in portrelerinden çıkıp gelmiş kadınlar... Dünün kadınlarını bugüne taşıyan, bir bakıma, kadına yönelik şiddetin dünden bugüne sürekliliğini anlatan bir sergi.  Şiddet görmüş Gala: kurgu aslında. Ama gerçek olamayacağını kim iddia edebilir. Sergi, hayatımızın içinde her geçen gün artan bu gerçekliği bir kurguyla anlatıyor. Gerçeklikle ayırt edilemeyecek bir kurguyla…

Derya Kılıç ile bugün açılacak sergisi ile ilgili konuştuk.

Bu serginin fikri nasıl oluştu? Ne zamandır çalışıyorsunuz bu sergi için? Sergideki fotoğraflar kadına yönelik şiddet üzerine. Bu konuyu neden ele aldığınızı tahmin etmek zor değil ancak bir de sizden dinleyelim.

Aslında kurgusal fotoğraf çekiyorum. Ve kadına yönelik şiddet konusu çok gerçek bir konu. Ağır da bir konu. Bu konuyla ilgili belgesel tarzı fotoğraflar da çekilebilir. Ben bunu kendi tarzımla yani kurgusal fotoğrafın olanaklarıyla ele almak istedim. Benim önceki çalışmalarımda da kadın meselesi üzerine işler görebilirsiniz. Zaten genel ve temel olarak bu meseleyi çalışıyorum. Bu serginin fikri de bir yıl kadar bir süredir kafamda var. Son yıllarda kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı, taciz, tecavüz arttı. Bunu haberlerden, basından da görüyoruz zaten. Özellikle bu yılın ilk aylarında çok arttı mesela. Artık üçüncü sayfa haberlerinde değil, gazete manşetlerinde falan görmeye başladık. Bu aslında hepimizin gündeminde bir konu. Öyle arttı ki kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz… Bu konuyu ele almak bir süredir kafamda vardı tabii bu tür gündemler de olunca süreç biraz hızlandı. Fotoğraflama süreci daha kısa tabii.  

Sergideki fotoğraflar, ünlü ressamların ünlü kadın portrelerinin yeniden yorumlanmış halleri. Çok etkileyici olmuş görsel olarak ama içerik olarak nasıl bir göndermesi var? Biraz bundan bahseder misiniz?

Leonardo var, Munc var, Vermeer var, Dali var. Sergide yeniden yorumlayıp çektiğim kadın fotoğrafları ünlü ressamların ünlü kadın portreleri, resimleri. Özellikle bir kısmı çok iyi bildiğimiz, hatırladığımız resimler. Ben bu resimleri kullanırken fotoğraflarımda hem konuyu daha çarpıcı, daha dikkat çekici biçimde anlatsın istedim hem de kadına yönelik şiddetin aslında bugüne ait bir şey olmadığını vurgulamak. Yani dün vardı, bugün de var demek istedim. Böyle bir göndermesi var.

Fotoğraflarda kullandığınız modeller ressamların portrelerindeki kadınlara epey benziyor, tekniğin olanaklarını da kullanmışsınızdır ancak nasıl buldunuz bu modelleri. Projenizi nasıl anlattınız, nasıl ikna ettiniz. Objektifin karşısına geçen kadınların bu projeye katılırken duyguları neydi?

Bir projeyi tasarlama süresi çekim süresinden uzun sürüyor. Konuyu kafamda biçim ve içerik olarak tartıştıktan ve okumalar yaptıktan sonra aslında tam olarak oturttuktan sonra konunun tam kalbinde oluyorum ve çekimlerle ilgili her şey daha kolaylaşıyor ve şeffaflaşıyor. Dolayısıyla bu hislerle modelleri bulmam çok zor olmadı. Ve etrafıma bu duyguyla bakmaya başladım. Modellerin pek çoğu yakın arkadaşlarım. Bir kısmı ile de bu proje vesilesiyle tanıştım. Projeyi anlattığım arkadaşlarım, tanıdıklarım vasıtasıyla buldum bir kısım modeli. Benzerler bulmak hoş oldu, resimlerdeki etkiyi vermek için. Projeyi anlattığım hemen her kadın çok heyecanlandı. Yeni tanıştığım insanlar poz verdi mesela bu proje için. Aslında konu herkesin hayatına, tüm kadınların hayatına bir yerinden değiyor. O yüzden herkes büyük bir gönüllülükle yardımcı oldu. Hepsine teşekkür ediyorum buradan.

Resimlerdeki mor gözlerin, kanayan dudakların makyaj olduğunu bilmek bir biçimde insanı rahatlatıyor.  Ama çok gerçekçi olmuş makyajlar. Makyajlar nasıl yapıldı. Profesyonel bir yardım aldınız mı?

Makyajları kendim yaptım. Acemi cesaretiyle giriştim makyaj kısmına. Ama biraz güzel sanatlar temelli olmam, profesyonel malzemeler kullanmam ve profesyonel birinden yardım almam işimi kolaylaştırdı herhalde. Bu konuda özellikle vücuda alınan darbeler nerelerde belirgin olur, günden güne nasıl görünür gibi püf noktaları öğrendim. Makyajları uygularken de hem bu bilgileri dikkate aldım hem de gazetelerde, basında gördüğümüz şiddet görmüş kadınların fotoğraflarına bakarak uygulama yaptım. Makyajları uygularken o fotoğrafları örnek aldım mesela.

Serginiz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezinde 10 Hazirana kadar devam ediyor. Sonrasında başka bir yerde sergilemeyi düşünüyor musunuz?

Evet, düşünüyorum, istiyorum daha doğrusu. Henüz netleşmiş bir yer yok ama belki birkaç tane daha fotoğraf ekleyerek başka bir yerde de sergilemek istiyorum. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Romanın Şiiri

SONRAKİ HABER

Suriye’li Şair Adonis’e Goethe ödülü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa