10 Ekim 2013 06:00

Susuyor Yeşil

“Bu, benimki dördüncü. Oysaki senden bir tek mektup aldım.” Yukarıdaki satırlar geçtiğimiz temmuz ayında kaybettiğimiz usta yazar Leyla Erbil’in ölümünün ardından yayımlanabilen Leylim Leylim, Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e Mektuplar kitabından. 1954-1959 yılları arasında Ahmed Arif tarafından Leyla Erbil’e yazılan mektupları içeren kitap içerisinde çok şey barındırıyor.

Susuyor Yeşil
Paylaş

 

Bahar Çelik Omur

“Bu, benimki dördüncü. Oysaki senden bir tek mektup aldım.” 

Yukarıdaki satırlar geçtiğimiz temmuz ayında kaybettiğimiz usta yazar Leyla Erbil’in ölümünün ardından yayımlanabilen Leylim Leylim, Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e Mektuplar kitabından. 1954-1959 yılları arasında Ahmed Arif tarafından Leyla Erbil’e yazılan mektupları içeren kitap içerisinde çok şey barındırıyor. 

En başta elbette meftun Ahmed Arif ile tanışıyoruz. Karşılıksız sevmenin, bir insanı salt tutkuyla, beklentisiz sevenin güzelliği ile karşılaşıyoruz. Meftun Ahmed Arif’in karşısında ise ona dostluğuyla karşılık veren bir Leyla Erbil vardır. Belli ki aklındakileri paylaşabildiği, yazılarını, şiirlerini ilk olarak gönderdiği kişidir Ahmed Arif.  

Her bir mektubunun açılışında dizginlenemez bir aşk fışkırmaktadır Ahmed Arif’in dilinden. “Leyla, Zalım Leyla!” “Leylim” ,“ Leyla, Canım”,”Leyla’m, Merhametsiz Ömrüm”, “Azizim Leyla” diye başlayan mektuplar.  Sık aralıklarla yazmaktadır Ahmed Arif. Ancak Leyla Erbil’in mektupları aynı sıklıkta değildir ve çaresizliğinden mektuplara tutunur gibidir. Leyla’sı ile konuşmaktadır sanki. 

Mektuplar vesilesi ile 1950’li yılların yayıncılık ve edebiyat dünyası hakkında da bilgi sahibi oluruz. Görülen odur ki yayıncılık, dergicilik işleri o yıllar da epey karışıktır. Mektuplarda birlikte çıkarmayı düşündükleri ancak bir türlü yayımlanmayan bir kitaptan bahsederler. Leyla Erbil’in pek bahsedilmeyen şairliği, Ahmed Arif’in ise düz yazılarını da yine mektuplar sayesinde öğreniriz. Hatta Ahmed Arif’in önce yazıp sonra beğenmeyip parçaladığı bir romanı vardır. Leyla Erbil o yıllar henüz yirmilerini süren genç bir yazardır. Ahmed Arif mektuplarında devamlı yazı yazmasını salık verir Leyla Erbil’e. Onu eleştiri ve önerileri ile cesaretlendirmeye çalışır. Zaman zaman düzeltmeler yapar. “Eski Sevgili” isimli kitabının ismini beğenmez. Keşke “Sonsuz Sevgili” olsaydı der. 

Mektuplaşmalar Leyla Erbil evlenmeden evvel başlar ve sonrasında da devam eder.  Erbil’in evlenmesi Ahmed Arif’in sevdası önünde engel değildir. Sadece mektuplaşmalarının Erbil’i kocası tarafından nasıl karşılanacağı yönünde kaygıları vardır ancak mektuplaşmalar sürer. Sadece biraz daha değişir. Zaten okuyanlar görür ki Ahmed Arif’teki Leyla Erbil: Onu canının yarısıdır. 

Leyla Erbil Ahmed Arif’in mektuplarını yayınlayıp yayınlamamak konusunda epey tereddüt etmiş. Ancak editörün açıklamasında görülen o ki  bu mektupların gün yüzüne çıkmasını, Ahmed Arif gibi bir sanatçının çektiği acıların ve sanatsal değerinin görülmesi için çok istemiş. 

Ahmed Arif’in mektuplarını okuyan ve yaşadığı sevdayı gören hiç kimse Suskun’u aynı şekilde okumayacak kuşkusuz. Gönül telimiz muhakkak daha da fazla sızlayacak. 

ÖNCEKİ HABER

‘Mazgal’ yarın Garajistanbul’da

SONRAKİ HABER

Işıl Özgentürk’e mektup

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...