05 Ekim 2013 10:28

Demokrasi oyunları: Suriye’yi vur Irak’ı ateşe ver

Obama Yönetimi ABD ordusuna Suriye’ye saldırı emri verirse Irak bir gecede alevler içinde olacaktır. Bazı Iraklı gruplar, Irak içinde ve Ortadoğu’nun her hangi bir yerinde ABD çıkarlarına karşı misilleme yapacaklarını açıkladılar.

Demokrasi oyunları: Suriye’yi vur Irak’ı ateşe ver
Paylaş

Mahdi Darius Nazemroaya

Obama Yönetimi ABD ordusuna Suriye’ye saldırı emri verirse Irak bir gecede alevler içinde olacaktır. Bazı Iraklı gruplar, Irak içinde ve Ortadoğu’nun her hangi bir yerinde ABD çıkarlarına karşı misilleme yapacaklarını açıkladılar. ABD önderliğinde Suriye üzerine yürütülen örtülü savaşın sonucu Irak’ta şiddet yoğunlaştı. Bu nedenle Irak hükümeti komşu ülkedeki kavganın son bulmasını istiyor. Irak’ın Suriye çatışmasındaki konumuna gelince; bu ülke Rusya, İran ve Çin ile aynı kampta yer almaktadır. Bağdat kesinlikle Rusya, İran ve Çin’in çözüm çağrılarını desteklemekte ve ABD’nin Suriye’ye saldırması fikrini hiç bir şekilde onaylamamaktadır.

MİLİS ETKENİ

ABD Suriye’ye saldırdığında yalnızca Suriye’den misilleme gelmeyecektir. Irak’ı da içeren bir ABD saldırısına tüm bölgeden karşılık verilecektir. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Tahran’ın Irak’ta ABD çıkarlarını hedef alacağı iddialarını yalanlarken ABD’nin Suriye’ye saldırması durumunda bunun sonuçlarının ürkütücü olacağı uyarısı yaptı. Zarif, Bağdat’ta Irak Dışişleri Bakanı ile birlikte yaptığı basın toplantısında İran’ın Irak içindeki ABD çıkarlarına doğrudan müdahale etme ihtimalinin olmadığını vurguladı ancak bunun Irak içindeki ABD çıkarlarına İran’ın müttefiki Iraklı grupların saldıracağı anlamına gelmediğini de ekledi. Asayib Ahl-Haq gibi bazı Iraklı milisler ABD’ye misilleme yapacakları konusunda açıktan uyarı yaptılar. ABD’nin Suriye’ye saldırması durumunda Irak’ın çatışmaya dahil olması kaçınılmaz. Irak hükümeti tarafsız kalacağını açıklasa bile Irak şu ya da bu şekilde ABD’ye karşı savaşa girecektir. Amerikalı yetkililer de bunun farkında. The Wall Street Journal gazetesi bile ABD tarafından Suriye’ye yapılacak bir saldırı durumunda ABD’nin Bağdat Elçiliğinin potansiyel bir hedef olacağını yazdı. Associated Press Ajansı, İran bağlantısına açık vurgu yaparak bunu, ABD Suriye’ye saldırdığında bunun Irak’taki yankıları üzerine yazdığı raporda açıkladı: “Irak güvenlik yetkililerine ve bizzat Iraklı militanlara göre İran destekli Şii militanlar, ABD’nin, Tahran’ın müttefiki olan Suriye hükümetine saldırması durumunda ABD’nin Irak’taki çıkarlarına karşı misilleme yapacakları tehdidinde bulunuyorlar.”

BÖLGESEL DİRENÇ ZİNCİRİ

ABD’deki, Batı Avrupa’daki ana akım medya ve Arap petrol şeyhlikleri hemen Irak’taki milisler ile İran bağlantısına vurgu yaparlar. Bu militanların Şii Müslüman olması, İran körfezindeki Arap rejimlerinin sözcülerine Şiileri kötülemeleri ve Ortadoğu’ya bir tehdit olarak göstermeleri olanağı sağlar. Bu sözcüler esas olarak bir Şii Müslüman komplo üzerine karalama kampanyası yapmaktadırlar. Londra’da çıkan, bir Suudi propaganda aracı olan Prens Halil bin Sultan’ın Al-Hayat gazetesi, bu Şii milislerin yalnızca Suriye’de değil süreç içinde Bahreyn ve Yemen’i de kapsayacak bölgesel bir mezhep savaşına hazırlandıklarını ileri sürdü. ABD’ye karşı Irak’tan yapılacak bir misilleme İran etkisini aşan bir misillemedir. İran ile her zaman aynı görüşte olmayan Iraklı Din Adamı Mukteda el Sadr 2006’da iki kez -bir kez Tahran’ı ziyaret ettiğinde bir kez de Şam ziyaretinde - yüksek sesle ABD’ye karşı yapılacak olası bir savaş durumunda kendine bağlı kuvvetlerin ya Suriye ya da İran’a yardım edeceği sözünü verdi. Iraklı dini lider, ABD, İngiltere ve İsrail’in, Irak ve Suriye’de halkları bölmeye çalıştıklarına ve bu iki ülkenin ortak düşmanları olduğuna  da vurgu yaptı. Her ne kadar Sadr, Suriye’deki olaylara mesafeli durma kararı almışsa ve Tahran ile anlaşmazlıkları olmuşsa da taraftarlarının çoğu Şam’ı desteklemektedir. Sonuçta Iraklılar, Pentagon’un Suriye’ye saldırmasından yararlanarak Suriyeliler ile birlikte duygudaşlık ve dayanışma içinde ABD’ye misilleme yapacaklardır. Ayrıca, Mukteda Sadr’ın kontrol ettiği grup dahil bu milislerden bazıları Irak’ı işgal eden ABD ve İngiltere kuvvetlerine karşı direniş hareketleri olarak savaştılar. Bu, bölgede ABD ve müttefiklerine karşı duran ve direnen her türlü projeye bağlılık duygusunu geliştirdi. Bu, Iraklı grupları Suriye’nin de dahil olduğu Direniş Blokuna bağladı. Iraklı milislerin bölgede eylem gerçekleştirmek için bir ağ oluşturma planları konusunda yanıltıcı haberlerin çoğu propaganda niteliğindedir. Ortadoğu’da bölgesel bir savaş öngörüsü değildir. Suriye’ye yapılacak bir saldırı Suriye ile sınırlı kalmayacaktır. Tüm Ortadoğu’yu saracaktır. Hatta Ortadoğu sınırlarını da aşacak küresel bir çatışmaya dönüşecektir.

SURİYE VE IRAK’IN ÖTESİNDE...

ABD Suriye’ye saldırma kararı verirse tabiri yerindeyse Ortadoğu’da barut fıçısına kibrit atmış olur. Irak yalnızca bir başlangıç olacak, sonunda tüm bölge alevlere gömülecek. ABD hükümeti, Irak’ta ek güvenlik önlemi almak şöyle dursun, diplomatik personelinin çoğundan Beyrut’taki ABD elçiliğini terk etmelerini istedi. Ayrıca ABD vatandaşlarına acilen Lübnan’dan ayrılmaları çağrısı yaptı. Çünkü Lübnan ABD-Suriye çatışması içine neredeyse otomatik olarak çekilecektir. Hizbullah ve diğer Lübnanlı gruplar Suriye ile ittifak halinde olup ABD ve müttefiklerine karşı Şam’ın yanında yer alacaklardır. ABD önderlikli bir saldırının iki büyük çığırtkanı Türkiye ve İsrail kesinlikle işe dahil olacaktır. Türkiye Başbakanı Erdoğan aptalca bir açıklama yaptı ve Türkiye için sonuçlarının  ne olacağını düşünmeden, kendisine ve AKP’ye Kürdistan’daki savaş ya da sınırdaki istikrarsızlık yetmiyormuş gibi ABD’nin her türlü askeri eylemine katılacağını bildirdi. Aynı zamanda Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal el Miktad ABD’nin Suriye’ye saldırmasına karşılık İsrail, Ürdün ve Türkiye’ye askeri olarak misilleme yapacaklarını açıkladı. Suriye yalnız değil; dünyada birçok dostu ve müttefiki var. Rusya, İran ve Çin en güçlü üç destekçisi. Bu üçlü, ABD ve müttefikleri karşısında zorlu bir muhalefet oluşturuyor. Suriye’nin en sadık müttefiki olan İran hükümeti, diplomasi hatırına ABD’ye karşı doğrudan bir tehditte bulunmaktan çekindi ve Başkan Obama Suriye’yi vurma planını açıkladıktan sonra askeri komutanlarının durumunu kötüleştirebilecek sert açıklamalar yapmasını engelledi. Ancak Tahran çatışmaya dahil olacaktır. Suriye ile birlikte İran, Hizbullah, çeşitli Filistinli gruplar ve onların Iraklı müttefikleri, Doğu Akdeniz’den NATO garnizonlu Afganistan’a kadar tüm bölgeyi dev bir çatışma alanına çevirecektir. ABD’nin Suriye’ye saldırması sonucu Amerikan petrol şirketleri Irak’ta bir parçalanma beklentisi içindeyseler bu durumda bilmeliler ki çatışmanın yayılması küresel petrol ikmalini parçalayacaktır. Böylesi bir çatışmanın acısını ekonomik olarak tüm dünya çekecektir. Petrol ve gaz fiyatları yükselecektir. Bu, hemen hemen her sektörde maliyetleri arttıracak, yüksek yakıt, ulaşım ve üretim fiyatlarına yol açacaktır. Sonuç olarak uçuş ücreti, toplu taşıma, gıda ürünleri, sanayi ürünleri, ısıtma ve nakliye fiyatları daha da artacaktır. Yine, ABD Suriye’nin diğer önemli stratejik müttefiki Moskova’nın tepkisini önemsemek zorundadır. Başkan Putin, ABD’nin Suriye’ye doğrudan saldırması durumunda Rusya’nın Şam’ı destekleyeceğini açık ve net bir şekilde dile getirdi. ABD, Suriye kıyısında Rus deniz varlığını ya da Rusya’nın askeri gücünü göz ardı edemez. Çin bile konumlandığı yeri gösterircesine bir savaş gemisi gönderdi. Elbette ki ABD’de de Suriye savaşına karşı bir halk kampanyası söz konusu. Bu kampanyanın içindeki taşlama nitelikli mesajda, Amerikalılardan, Obama’nın Suriye’ye saldırarak düğmeye basmasını, “III. Dünya Savaşını Başlatması”nı desteklemesi istenmektedir.


PETROL ÜRETİMİNE YÖNELİK TEHDİT

Iraklı milisler ABD’nin Irak’ta bulunan önemli iş merkezlerine saldıracaktır. ABD’nin Irak’taki iş merkezleri, özellikle de petrol şirketleri savunmasız durumda. Aslında bu durum bölgede şöyle ifade edilir: “Yankiler, tatlı petrolünüz ile vedalaşın.” Reuters ajansı, Irak’taki Amerikan petrol şirketlerinin milislerin yakın takibinde olduğunu ve petrol şirketi Exxon’un “Güney’deki Batı Qurna-1 petrol havzası projesinde çalışan elemanlarının çoğunu ortalık sakinleşene kadar Dubai’ye taşıdığını” bildirdi. Exxon Mobil ve Anglo-Amerikan petrol devi BP’nin faaliyetleri Irak’ta saldırı altında olacak ve bu şirketler işlemez hale gelecek. ABD’nin Britanya benzeri müttefikleri de işe karışırsa onlara ait Anglo-Dutch Royal Dutch Shell gibi şirketleri de saldırıya maruz kalacak ve bütünüyle atıl hale getirilecek.

* Kanadalı Sosyoloji Uzmanı, Küresel Araştırma Merkezinde özellikle jeopolitik ve stratejik konularla ilgileniyor.

*rt.com’dan çeviren: Hilal Ünlü

ÖNCEKİ HABER

Yapı Denetimi Sempozyumu Diyarbakır\'da başladı

SONRAKİ HABER

Mültecilerin katili kim?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...