01 Ekim 2013 16:34

Paket var demokrasi yok!

Kürtlerin oldukça önemsediği bir kurum olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binasının hemen karşısında bulunan Yüksek Kahveler, Diyarbakır’ın nabzının attığı yerlerden biri. Yan yana dizilmiş kahvelerde her an haberler izleyen, gazete okuyan, sohbet eden ve politika tartışanlarla her an karşılaşılır. Başbakan’ın ‘demokrasi paketi&r

Paket var demokrasi yok!
Paylaş
Faruk Ayyıldız

‘KCK TUTUKLULARINI GÖRMEZDEN GELDİ’

“Başbakan KCK tutuklularına dair tek kelime etmedi” diyerek söze başlayan Mahir Yıldız, “Benim çocuğumu özel okula yollayacak durumum yok, devlet okuluna bile zor yolluyorum” sözleriyle de ana dilinde eğitime ilişkin düzenlemeyi eleştiriyor. Seçim barajının düşebileceği ihtimalini olumlu bulan Yıldız, “Daraltılmış bölge uygulamasında en çok hangi parti oy alırsa, tüm vekillikleri o alacak. Bu Kürtler için iyi değil, AKP’nin işine gelir. Bizim beklentimiz seçim barajının tamamen kalkması ve ana dilinde eğitiminin devlet okullarında sağlanması” diyor.

‘AKP, TALEBİMİZİ YANLIŞ ANLAMIŞ!’

Başbakan’ın Kürt sorununa ilişkin ciddi hiçbir şey açıklamadığını söyleyen Bahri Şimay, “Ana dilinde eğitiminin tüm okullarda geçerli olacak şekilde serbest olması gerekir. Kürt halkının çocuklarını özel okullara yollama imkânı yok. Zaten talebimiz özel okulda eğitim de değil” dedi. KCK tutuklularının bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söyleyen Şimay, “Böyle giderse süreç tabii bozulacak. Çünkü devletin ciddi bir yaklaşımı yok. Başbakan’ın tüm kesimleri rahatlatacak bir şeyler açıklamasını bekliyorduk ama olmadı. Buradaki kalabalığı görüyorsunuz. Herkeste hayal kırıklığı var” şeklinde konuştu. Başbakan’ın paketi açıklamadan önce isim vermeden BDP’yi eleştirmesine de tepki gösteren Şimay, “Vekillerimiz paketten bir şey çıkmaz diyordu. Haksız değillermiş, hiçbir şey çıkmadı” dedi.

‘BU PAKETİ NEDEN KABUL EDELİM’

Seçim barajının tamamen kalkmasını istediklerini söyeleyen Mehmet Yıldız da ‘daraltılmış bölge’ sistemini istemediklerinin söylüyor. “Mesela Diyarbakır’da BDP alıyor ama Van’da AKP’nin oyu biraz fazla çıksa tüm şehrin vekilliklerini o alabilir. Bunu neden kabul edelim” diyen Yıldız, partilere hazine yardımı konusundaki değişikliğin de vatandaş için bir anlamı olmadığını söylüyor. Çocuğunu özel okula yollayamayacağını da söyleyen Yıldız, “Ana dilinde eğitim devlet okullarında verilsin” diyor.

‘PAKET TALEPLERİMİN YÜZDE 10’UNU KARŞILADI’

Yakup Alkan da söze Başbakan’ın, KCK tutuklularına değinmemesini eleştirerek başlıyor. Ana dilinde eğitim talebinin  yine yok sayıldığını söyleyen Alkan, “Köylere eski isimlerini vereceklermiş, onu da vermesinler” diyor. Kürt alfabesindeki harflere serbestlik gelmesinin olumlu olduğunu söyleyen Alkan da ana dilinde eğitimin özel okullarda verilebilecek olmasını eleştirdi. Bu uygulamanın cemaatlere ve zenginlere imkân sunduğunu söyleyen Alkan, “Parası olan ana dilde eğitim alacak” diyor. Alkan paketteki en önemli maddenin ise seçim barajının tartışılacak olması olduğunu, bunu da olumlu bulduğunu söyledi. Alkan Başbakan’ın açıkladığı paketin taleplerinin sadece yüzde 10’unu karşıladığını dile getirdi.


‘TAM BİR FİYASKO’

Paketin ‘fiyasko’ olduğunu söyleyen Şeyhmus Alkan, “Paketin beklentilerimizi karşılamayacağını biliyorduk ama bir umut izledik. Bu halkın 30 yıldır devletten dinlediklerini tekrarladı” dedi. Paketin Kürtlerin siyasi taleplerine hiçbir cevap vermediğini söyleyen Alkan, “Binlerce KCK tutuklusu var. Belediye başkanı, milletvekilleri... Halkın iradesi cezaevinde. Buna yönelik ne var pakette? Bu halkın kimlik sorunu var. Kimliğe dair ne var pakette? KCK tutukluları, ana dilinde eğitim, yakılan köyler, faili meçhuller... 30 yıllık savaşın travmalarını geçirmeye yönelik tek bir madde var mı pakette” diye sordu. Köylerin adının değişmesi için de büyük paketler gerekmediğini söyleyen Alkan, Kürtlerin dilinden, kültüründen vazgeçmeyeceğini ve paketin sürece dair kaygılarını artırdığını söyledi. Kürtlerin barış için gereken adımları attığını söyleyen Alkan, “Bize yok olmayı, asimile olmayı, dilimizden vazgeçmeyi dayatmaya devam ederlerse kendimizi savunuruz” dedi.

‘BU DÜZENLEME BARAJI YÜKSELTİYOR’

“Kürtçe eğitim devlet okullarında olmadıktan sonra, özel okulları ne yapalım” diyen Hacı Mustafa Şenol da KCK tutuklularının ve tutuklu gazetecilerin durumuna ilişkin bir düzenleme yapılmamasını eleştirdi. Dar bölge seçim sisteminin sadece AKP’nin işine yarayacağını söyleyen Şenol, “Bu sistem seçim barajını yüzde 20’lere çıkarmak anlamına geliyor” dedi.

‘GERİLLALARA NE OLACAK?​’

Başbakan’ın ana dilinde eğitimin özel okullarda verilebileceği dışında eğitime dair bir şey söylemediğini belirten Delil Doğan da “Öğrenci olarak ana dilimde eğitim benim öncelikli talebim” dedi. Başbakan’In çözüm sürecine dair, Kandil’de olanlara dair bir şey söylemediğini belirten Doğan, “Dağdaki gerillalar şuan burada Başbakan’ı izleyenlerin akrabası, çocuğudur. Kandil ne olacak? Süreç böyle devam etmez” dedi.

‘NEREYE KADAR SABREDECEĞİZ’

Başbakan’ın ‘biz veriyoruz’ diye övündüğü hakların tümünü Kürtlerin mücadeleyle kazandığını söyleyen Mahmut Akyol, “Devlet Kürtleri muhatap almak zorunda kaldı ve bu adımları yarım yamalak da olsa atıyor” dedi. Ana dilinde eğitim yasağının devam etmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Akyol, “Biz Kürtler için bu süreç bitme noktasına gelmiştir. Nereye kadar bekleyip, sabredeceğiz” şeklinde konuştu.


‘ÖZEL OKULDA KÜRTÇE CEMAAT PROJESİ’

Başbakan’ın gelecek eleştirileri bildiği için konuşmasında muhalefeti suçladığını söyleyen Tarık Öz ise AKP’nin yerel seçimlere kadar Kürtleri kandırmaya çalıştığını vurguladı. Özel okullarda ana dilinde eğitime izin verilmesinin bir cemaat projesi olduğunu söyleyen Öz, “Başbakan bu defa Kürtleri kandıramayacak” dedi. (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

AKSA direnişi kadınlarla daha güçlü

SONRAKİ HABER

Paketten ‘seçim manevrası’ çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...