KCK basın davasında yalnızca iki tahliye
‘KCK’ basın davasının 6. duruşmasının ara karar oturumu görüldü. Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi’nde bulunan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülen duruşmada DİHA Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fatma Koçak ve Fırat Dağıtım Çalışanı İrfan Bilgiç tahliye edildi.Duruşmaya tut
Duruşmaya tutuklu, tutuksuz yargılanan gazeteciler, avukatlar ve aileleri katıldı. Mahkeme salonuna gün boyunca ailelerin, heyecanlı ve endişeli bekleyişleri hakim oldu.
Yoklamayla başlayan duruşma, tutuksuz yargılanan gazetecilerin savunmalarıyla devam etti. Kürtçe savunma yapan Özgür Gündem Gazetesi Dağıtımcısı Cihat Ablay yalnızca iki kere gazete dağıtımı yaptığını ancak iddianamede basın yayın sorumlusu olmakla suçlandığını söyledi. Esas mesleğinin tekstil işçiliği olduğunu belirten Ablay, “Beni basın yayın sorumlusu göstermişler. Bu doğru değil. Çünkü ben gazeteci değil, tekstil işçisiyim. Gazetecilik kutsal bir meslektir. Arkadaşlarımın emeğine konmaya hakkım yok” dedi. Hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Ablay, beratini talep etti.
‘ANF’YLE HABER AMAÇLI GÖRÜŞTÜM’
‘KCK’ basın komitesine üye olmakla suçlanan Vatan Gazetesi muhabiri Çağdaş Ulus da, ANF editörü İsmet Kayhan’la sadece gazeteci, haber kaynağı ilişkisi olduğunu vurguladı. Mesleği gereği farklı kesim ve görüşlerden kimselerle haber amaçlı ilişki kurduğunu dile getiren Ulus, “Gazetecilik mesleği gereği kimi zaman; istihbaratçı, kimi zaman polis, kimi zamanda başkalarıyla iletişime geçebilir. İletişime geçtiği kişiden bilgi alabilir ancak aldığı bilgiyi, o kişinin verdiği direktiflerle değil kendi öz iradesiyle tarafsız bir biçimde kullanır. Ben de görüştüğüm kişilerin direktifleriyle hiçbir şey yapmadım” dedi. Ulus’un savunmasının ardından delil ikamesine geçildi.
SAVCI YİNE TAHLİYE İSTEMEDİ
Savunmaların ve avukatların tahliye taleplerinin alınmasından sonra dosyada görevli Cumhuriyet Savcısı İsmail Işık mütalaa verdi. Yargılama safhasında iddia ve dayanakların geçerliliğine mahkemenin karar verdiğini söyleyen Işık, avukatların soruşturmayı yürüten polis ve savcılar hakkında suç duyurusunda bulunulması talebi, hukuka aykırı olduğu iddia edilen delillerin dosyadan çıkartılması ve sanıkların yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması taleplerinin reddi yönünde görüş bildirirdi. Işık, tüm tutukluların tutukluluk haline devamı yönünde mütalaa verdi. Mahkeme heyeti, DİHA Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fatma Koçak ve Fırat Dağıtım Çalışanı İrfan Bilgiç’in uzun tutukluluk sürelerini göz önünde bulundurarak tahliyesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 28 Ekim tarihlerinde görülecek.
‘1990’LI YILLARIN İDDİANAMESİ’
DURUŞMANIN öğleden sonraki bölümünde avukatların tahliye talepleri alındı. İlk sözü alan Avukat Ercan Kanar, iddianamenin 1990’lı yılların anlayışıyla hazırlandığını söyleyerek, “İddianamenin hukuki bir değeri yok. Yasal faaliyetler için gizli örgüt mü kurulur. Basında işkenceye, faili meçhul cinayetlere ve demokratik toplum tartışmalarına yer vermek için mi gizli örgüt kurulur” diye tepki gösterdi. Gazetemiz yazarı Hüseyin Deniz’in avukatı Nazan Yaman da, dava dosyasının tümünde aleyhte delil konduğunu söyleyerek, lehte ve aleyhte tüm delillerin toplanması gerektiğini belirtti. Yine emniyet tarafından getirilen evrakların muhakemesinin kovuşturma sürecinde yapıldığını belirten Yaman, ‘KCK’ avukatlar davasında yargılanan Gazeteci Cengiz Kapmaz’ın olduğu iddia edilen bir CD’nin Hüseyin Deniz aleyhine dosyaya konulduğunu, ancak Cengiz Kapmaz’ın, üzerinden böyle bir CD’nin çıkmadığı yönünde savunma verdiğini hatırlattı. (İSTANBUL)