25 Eylül 2013 19:41

Barış için Kardeş Türküler söyleyenlere mektup

Sevgili Çocuklar,Sizleri barış yürüyüşlerinin provalarından tanıyorum. Sloganları koreografi olarak çalıştırdığınız salonlardan, barış gecelerinin sahne provalarımızdan...  Emniyet güçlerinin yürüyüş güzergahlarını değiştirdiğinde, bütün yürüyüş hareketlerini değiştirdiğimiz

Barış için Kardeş Türküler söyleyenlere mektup
Paylaş
Sennur Sezer

Sizleri barış yürüyüşlerinin provalarından tanıyorum. Sloganları koreografi olarak çalıştırdığınız salonlardan, barış gecelerinin sahne provalarımızdan...  Emniyet güçlerinin yürüyüş güzergahlarını değiştirdiğinde, bütün yürüyüş hareketlerini değiştirdiğimiz akşamlardan. Barış için sokağa çıkan sanatçıların estetik etkilerinin olması gereğine inancınıza saygı duydum.
Bir arada şarkı söylemenin, yani koronun kurallarını yeniden kurduğunuz söylenebilir. Yoksa bu kalabalıkla bu kadar uzun nasıl sürerdi? Yirmi yıl oldu ilk konserinizden bu yana. Prensibiniz “Barış bir gün gelecek ve biz de bunda pay sahibi olacağız”dı.
İki yüze yakın kişinin bir arada çalışmasının güzelliğini tanıttınız bize. Bir şarkıdaki ahengin sahnedekilerle sahne arkasındakilerin birlikte hareket ettiklerinde doğduğunu gösterdiniz.
Vedat yirmi yıldır süren çabanızın amacını bir söyleşisinde açıklamıştı: “Memleketin Kardeş Türküler’in sahnesi gibi olması. Kısaca herkesin kendi rengiyle katıldığı, mütevazı, bir taraftan melez bir dünya.  Bütün kültürlerin, bütün inançların kendini ifade ettiği özgürlükçü bir sahne.”  
Feryal eklemişti: “Bir türlü hayal ettiğimiz o gerçek barışa ulaşamadık. Bazen çok yaklaştığımızı hissettik. Bazen de çok uzaklaştığımızı... Memleketin kırılma dönemlerinde önemli şeylere şahit olduk. Bunların müziğimize yansıması kaçınılmazdı. Kardeş Türküler’in devam etmesinde Türkiye’deki gidişatın çok büyük etkisi var. Bırakmaya gönlümüz el vermezdi.”
Koronuzun duruşuyla, konserleriyle yanıtını kanıtladığınız, yaşattığınız sorular hâlâ gündemde:  “Farklılıklarımızla bir arada nasıl yaşayabiliriz?  Farklı kültürler nasıl bir arada ortak yaşam kültürü oluşturacak?​” Bu sorunun geçerli yanıtının söylediğinizce kolay olmadığını biliyorsunuzdur. Siz sahnede uyguluyorsunuz, anlatıyorsunuz da: “Barış dili ancak kültürel hiyerarşinin olmadığı bir yerde kurulabilir.” İlk Barış Ödülü’nü almanızı kutlamak için yazmaya başladım ama söz uzadı. Barış dendi mi bu topraklarda itiraz eden yoktur. Yoktur yok olmaya da “fakat”lar, “ama”lar , “ancak”lar tükenmez. Bizde galiba “koşulsuz” sözünden hoşlanılmıyor. Bu yüzden ne koşulsuz barıştan ne koşulsuz aftan söz edilemiyor. Siz bu zoru başardınız çocuklar. Bütün kültürlere koşulsuz yaklaştınız. Sizin ödül gerekçeniz durumunuzu güzel özetliyor. En önemli özelliğiniz  “iş birliğini” bilmeniz:
 “Bulunduğumuz topraklarda yok sayılan, varlığı görmezden gelinen kültürlere ait müzikleri ve dansları yirmi yıldır araştırarak, yeniden yorumlayan; bu çabayla farklı kültür, dil, inanç ve cinsiyet yönelimine sahip kişi ve toplumların bir arada, barış içinde yaşamasına dönük çalışmalar yürüten; müzik alanında savaş karşıtlığının öncülüğünü yaparken, diğer sanatçı, kurum ve kişilerle iş birliği içinde bulunmaya özen gösteren, yaşadığımız topraklardaki tüm barışseverlerin umudunu, sesini dünyaya duyuran BGST Kardeş Türküler’e verilmesi oy birliğiyle kararlaştırılmıştır.”
Ödülünüzü alırken yanınızda olamadım. Ama  sesiniz benimleydi. Şimdi hepinizi tek tek kucaklıyorum. Nice yıllara nice ödüllere , barışla, esenlikle.

ÖNCEKİ HABER

Ekmek parası için geldiler, canlarını zor kurtardılar!

SONRAKİ HABER

Direniş Feniş genel merkezine taşındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...