28 Mayıs 2011 10:33

Malatya’nın büyükşehir olması kadınların elinde!

“Sevgili kardeşlerim; bakınız, göreve geldik, Türkiye’nin hali neydi, bugün ne. Artık Malatya’nın bir beklentisi var bunu biliyorum. Bu da malum bir büyükşehir olma beklentisi. Sevgili kardeşlerim, burada biliyorsunuz bir sınır var, o da nüfusun 750 bin olması. Burada Malatya’mızın bir 10 bin açığı var. Şimdi bu 10 bin

Paylaş

Yukarıda okuduğunuz cümleler 18 Mayıs 2011 tarihinde T.C. Başbakanının Malatya’daki mitingde yaptığı konuşmaya ait. Bu zihniyet üzerine hiçbir şey denemez diye düşünsek de bir iki laf etmeden geçemeyeceğimiz bir hal aldı maalesef.

Her şeyin sorumlusu ilan edilen biz kadınlar (Daha önceleri bir bakanın küstahça krizin faturasını kadınlara yıkmaya kalkışması gibi...) bu sefer de Malatya’nın büyükşehir olamamasından sorumlu tutulduk. Neden mi? Çok basit; üremiyoruz! Bu konuda düşünmek lazım değil mi? Kadınlar neden üremez diye… Belki komik bir soru oldu bu ama, doğaya da aykırı mı konuştuk ne... ama üremiyoruz.

Çünkü doğan her çocuk evimizdeki bereket anlamına gelmiyor. Tam tersine borç yükünü daha da artırıyor. Evimize giren 601 lira ile zaten kirayı, yiyecek giyecek, yakacak masraflarını ödeyemezken, bir türlü ucu ucuna gelmeyen hesabımızın daha da kabarması demek aslında.

Üremiyoruz çünkü ülkenin bir tarafında savaş halen devam ediyor ve biz daha kaç çocuğumuzu göz göre göre bu kirli savaşa kurban vereceğiz bilemiyoruz.

Üremiyoruz çünkü doğurduğumuz daha kaç kız çocuğunun onu çok seven bir erkek tarafından sokak ortasında namus cinayetine kurban edileceğini bilmiyoruz.

Üremiyoruz çünkü ya ismini Kübra bebek koyar da onun açlıktan ölmesine göz yummak zorunda kalırsak…

Üremiyoruz çünkü onlara ekmek getirmek için gideceğimiz bir işimiz yok. Eğer iş bulursak da onları bırakacağımız hiçbir yer yok…

Üremiyoruz ve illa ki üremeyeceğiz. Üzgünüz Malatyalı arkadaşlar. Sizin büyükşehir olma hayaliniz suya düştü.
Ya Başbakana ne demeli? Düzenlediği tüm mitinglerde seks kasetleri üzerinden ahlak dersi vererek prim yapmaya çalışan Başbakanın Malatyalı kadınların yatak odalarında ne işi var? Malatya’nın büyükşehir olmasının kadınlara ne fayda sağlayacağını anlatsaydı bari... Üreyip üremeyeceğimize, kaç çocuk yapacağımıza kadar karışan Başbakan şiddet, işsizlik, emeğimizin yok sayılması gibi sorunlarla ne zaman ilgilenmeyi düşünüyor acaba?

SİBEL ÜRESİN, BİZ ÜREMİYORUZ!

Ve gelelim esas üresin mi üremesin mi bir türlü karar veremediğimiz Sibel Üresin’e... Fikirleriyle son haftanın gündemini oldukça meşgul eden bu zat, muhafazakar ailelerin yakından tanıdığı bir yaşam koçu ve aile danışmanı... Çok eşliliğin yasalaşmasını istiyor ve buna kendince bulduğu dayanaklarla açıklamaya çalışıyor. Sibel Üresin’e göre tek eşlilik dinimizde bulunmayan bir ilişki biçimi.

Sayın yaşam koçu ve evlilik danış(-ma)manı bu şahsa tek bir kişiyi gerçekten sevmiş mi diye sormak isterim ama sorun bu kadar kişisel değil ne yazık ki! Asıl sorun kadına yönelik şiddeti, aşağılamayı, ayrımcılığı ve baskıyı meşrulaştıran bu zihniyetin bir kadının ağzından dile getirilmesi ve birçok AKP’li belediyelerce düzenlenen konferanslarda, toplantılarda binlerce kadına normal bir yaşam biçimi olarak önerilmesi... Her cinse ve anlayışa eşit mesafede durarak hizmet vermesi gereken belediyelerin kaynaklarının böyle bir zihniyetin emrine amade edilmiş olması. Yıllar süren mücadelelerle kazandığımız yasal haklarımızın, kanunların ve uluslararası sözleşmelerin ayaklar altına alınması.

Sevgili kadınlar, emeğimizi ve kimliğimizi değersizleştiren bu zihniyete karşı, özgürleştiğimiz ve kimsenin bedenimizi sorgulamadığı güzel bir dünya için hep birlikte mücadeleye…

ÖNCEKİ HABER

Deprem mağduru memura turistik tur çilesi

SONRAKİ HABER

Yemenli Ayşe’nin tanıdık öyküsü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa